Düşersem Kaldır

15.bölüm

Medyada Tuna var

~~~

Betül'ün ağzından

"Efendim ben müstakbel damadınızım"

Fırat'ın ağzından çıkan bu sözcükler ağzımdan giren zeytinin beynime kaçmasıyla birlikte orada yankılanıp duruyordu. Hâlâ idrak edemiyordum.
Ve annem sinirli bakışlarıyla benden bir cevap bekliyordu. Bayılmış numarası yapsam yermi acaba?

O sırada konuşan Fırat sessizliği böldü.

"Gerçekten böyle diyeceğimi mi sandınız efendim. Sadece şakaydı. Allah yazdıysa bozsun. Üzerinize alınmayın ama sizin bu kızınızı bence kimse almaz evde kalır bu. Bi kere çok cazgır. Her an insanın üzerine atlayabilecek gibi bakıyor. Ki o potansiyel de var yani. Bunu alan 2 güne geri getirir"

Fırat'ın bunları söylemesiyle birlikte bir yandan rahatlarken bir yandan da gıcık olmuştum. Bu bana ne demişti şimdi. Ah şimdi yanında Sena olacaktı. Görürdü bu it boku gününü. Ayy it boku ne ya Sena'yı anınca hep kullandığı kelimeler dilime dolanıyor.
Böyle yaratıcı kelimeleri nerden buluyor acaba?
Bende ki de soru yani. Hayal gücü tavan. O bulmayacak da bu it boku Fırat mı bulacak?

Annemin suratının rahatladığını görünce hemen atak yapıp

"Anneciğim Fırat benim proje eşim. Bu yüzden bu konuda espri yapası geldi. Çok komik ve esprikli bir insandır kendisi. Neyse biz çıkalım. Projenin teslim tarihi de yaklaştı. Güzel bi not almak istiyorum"

Dışımdan bunları söylerken aynı zamandan içimden söylediklerim;

-Anneciğim bu it boku Fırat benim sahte sevgilim. Pezevenk her dakka başıma kakıyor. Espri yeteneği bizim Yasemin'in yemek yapma becerisinden daha beter.
(anladın sen)
Neyse biz çıkalım da ben şu it bokunun ağzına bi sıçayım. Sabah sabah burda ne işi varmış. Notlar da umrumda değil bu arada çok da tın yani peh-

Söylenmem bittikten sonra Fırat'la birlikte evden çıktık. Motora atlayıp okul yolundaki kafenin birinde kahvaltı etmek için durduk. Kahvaltı ederken bir yandan da sohbet ediyorduk. Ne kadar kaba ve sert biri de olsa Fırat aslında çok eğlenceli ve kafa dengi biriydi.

Ona bir süre uzun uzun baktım. Son birkaç gündür bize çok yardım etmişti.
Aslında sadece sevgili rolü yapıyorduk. Buna gerek yoktu. Ama o bunu seçmişti. Belki de iyi niyeti suistimal edilmesin diye saklıyordur ve sert sıfatını bir maske olarak kullanıyordur.

Fırat kafasını bir anda kaldırınca benim ona baktığımı görüp kafasını eğerek sırıttı. Yakalandım işte ya.

"Neden bana öyle bakıyorsun Betül?"

"Hiç yanlızca son günlerde bize çok yardımının dokunduğunu düşündüm bunun için teşekkürler"

Deyince birden yüzü düştü. Söylediklerimden sonra iştahı kaçmış gibiydi. Kafasını kaldırıp bana bir şey söylemek istiyormuş da söyleyemiyormuş gibi kıvrandı. Sonunda dayanamadı ve konuşmaya başladı.