19. bölüm part 2

94 70 54
                                    

Betül'ün ağzından

Otobüsten indikten sonra kütüphaneye girdim. Buraya ilk geldiğinde girdiğim odaya girip geldiğimi haber vererek yaka kartımı aldım. Ben daha kitap alım verim işlerini bilmediğim için benim işim şuan sadece kitapları düzenleme ve kitap veren kişinin yanında durarak nasıl yapıldığını öğrenmekti. Aslında bu kütüphane uzun zamandır açıktı ama bir süre restorasyon için kapanmıştı. Bende tam tekrar açılışına denk gelmiştim.

Kitapları düzenlerken arka raftan bir tıkırtı geldi. Ben birine birşey oldu sanıp koştuğum sırada karşımda Fırat'ı görmemle şok geçirdim. Beni mi takip etmişti?

"Fırat senin burada ne işin var?"

"Edebiyat ödevini yapmaya geldim asıl senin burada ne işin var?"

"Sen ve ödev? Hiç inanasım gelmedi. Neyse ben burada çalışmaya başladım"

"Niye bana daha önce söylemedin?"

Bu soru karşısında afallamıştım. Aslında cevap çok belliydi. Ama söylemek istememiştim.

"Benim için de sürpriz oldu. Ani gelişti"

"Anladım"

Sözün bittiği yerdi. Daha fazla konuşmak istiyordum ama konu yoktu. Bugün ondan ayrılıp konuyu kestirip atan bendim. Ama ayrılsak bile onunla konuşmaya devam etmek istiyordum.

"Neyse ben gideyim"

"Kolay gelsin"

"Sana da"

O kadar şeyin üzerine bu kadar resmî  konuşmak canımı sıkmıştı. Ben kitap dağıtan ablanın yanına gittiğimde kitap alıp vermenin aslında çok da zor olmadığını gördüm. Yanlızca kitabı bilgisayara okutuyordu. Yani sisteme giriyordu.

O yanımda duruken bende gelen birkaç kişiye kitap vermiştim. İyice alışmıştım. Yanımdaki abla molaya çıkınca bende masaya oturup kaldığım yerden devam ettim. Gelenlere kitaplarını verirken gözüm Fırat'a kaydı. Gerçekten de masada ders çalışıyordu. Yanına bir kız gelip bir şeyler söylemeye başlayınca Fırat duymazdan geldi.

Kız ısrarla konuşunca Fırat da kafasını kaldırıp bana baktı. Benim onlara baktığımı farkedince başını eğip sırıttı. Sonra da aynı sırıtmayla kızla konuşmaya başladı. Kız da yüz bulup sandalye çekerek Fırat'ın yanına oturdu. Bir an kendimi değişik hissedip sinirlenir gibi olsam da kendime çeki düzen verdim. Ne saçmalıyorum ben böyle? Daha çocuktan bugün ayrıldım. Saçma salak düşünmemem lazım.

Masada bekleyip kitapları sisteme geçerken kitap almak isteyen bir oğlan geldi. Almak istediği kitabı bana uzattı.

"Selam"

"Hıhım merhaba" diye soğuk bir cevap verdim. Geçiştirmek için yaptığım çok belliydi. Ama karşımdaki kişi susmayıp konuşmaya devam etti.

"Seni buralarda daha önce görmemiştim"

"Bugün çalışmaya başladım, ondandır"

"Ne tür kitaplardan hoşlanırsın?"

"Kitaplardan hoşlanmam kardeşim bak işine"

"Niye sinirlendin ki şimdi sohbet ediyoruz ne güzel"

"Hay ben senin sohbetine" diye kendi kendime mırıldanıp Fırat'a doğru baktım. Dişlerini sıkmış bu tarafa bakıyordu. Ben az önce ona tepki göstermiş miydim, niye abartıyordu ki?

Düşersem KaldırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin