x6 "Me my anger&my new clothes are happy"

6.3K 292 42
                                    

Harry Styles

Kaba olduğumu düşündüğünü biliyordum. Öyleydim zaten ama, onun yanında biraz farklı davranmayı deneyecektim.

Gece, becerdiğim kızılın yanında sızıp kaldığım için sabah orayı terkederken Skylynn de orada olması beni büyük derecede şaşırtmıştı. Orada ne bok yiyor diye düşünürken gerçek, aklıma dank etmişti.

Hangi piç kurusuyla neler yapmıştı kim bilir?

Eğer biriyle seviştiyse bu kadar sakin olmayacaktım.

Az konuşmalı kahvaltıdan sonra onu evine götürmeyi teklif ettim. Bana karşı çıkmaması beni mutlu ederken dün gece barda ne yaptığına dair düşüncelerim yüzünden bu mutluluk az sürmüştü.

Evinin önünde arabamı durdurdum, Skylynn kilidi açmamı bekliyordu. Ama o kadar kolay olmayacaktı.

Elimi ona doğru uzatıp yanağını kavradım. Baş parmağımla çenesine yakın olan bir yeri okşarken mutluydum, gözlerini kapatmış olduğunu farkettim. Huzurlu gibi görünüyordu.

Şuan ne hissettiğini merak ediyordum.

Skylynn Prescott

Şu an, elini çekmesi için herşeyi yapardım.

Rahatsız oluyordum, bilirsiniz işte. Hiçbir duyguyu beslemediğim biriydi o. Üstelik bana aşıktı(!).

Tamam, tamam. Beni seviyor olduğu için onu suçlayamazdım ama, inanmıyordum ona. Beni kandırdığını düşünmeme sebep olacak şeyler yapıyordu. Gerçi inansam ne olacaktı? Boynuna atlayıp beni sevdiği için teşekkür ederdim en fazla.

Size söyledim, benim kalbim ile olan işim bitti. Kimseyi sevemem, kimse için aynı duyguları besleyemem ben. Bir nevi kalpsiz sayılırdım işte.

Yanağımda ki sıcaklık yerine soğukluğa bırakınca düşünce alemimden çıktığımı hissettim, ve gözlerimi araladım. Bana gülümsüyordu.

Ona ufacık bile olsa tebessüm ettim. İnanmasam bile, bana burada sevdiğini söyleyen tek kişiydi o. Ona küçük bir teşekkür borçluyum sanırım. Belki aramızda ki garipliği azaltırdı.

"Te-"

"Dün gece biriyle mi seviştin?" Ne?

"Affedersin?" dedim çatık kaşlarımla ona bakarken. Sözümü bunun için mi kesmişti? Cidden mi? Az önce aramızda ki garipliğin azalması için teşekkür edecektim, az kalsın yani. Hah.

"Beni duydun," dedi duygusuzca, ve saçma sözlerine devam etti "Sabah o odalardan birinden bu halde çıkmadın mı?" dedikten sonra küçümser bakışlarıyla elbisemi süzdü.

Mantıklı bir cevap arıyordum kendimce. Cevap vermek zorunda değildim ama, bu durumda kendimi ezdirmeye de niyetli değildim.

"Öncelikle, Harry, bundan sanane?" Tek kaşımı kaldırıp suratına baktım, benim az önceki ifadem gibi kaşları çatıldı. Cevap vermeyeceğini düşünüp devam ettim, "Ve hayır, kimseyle sevişmedim. Ben senin gibi değilim Harry. Sadece sızmışım bi kenarda."

Kafasını kucağına çevirip arabanın kilidini açmasını izledim. Birşey söylemeden çabuk hareketlerle indim ve evime girdim.

Piç kurusu.

Hayır da, biriyle sevişmiş olsaydım ne yapacaktı? Geceye dair hatırladığım şeyler arasında biriyle dans ettiğim ve Harry'nin dediği gibi sevişmek için odaya çıktığımız vardı. Ama sabah uyandığımda giyiniktim ve oda bomboş ve düzenliydi.

Bunu Harry'e söylememiş olmam normaldi. O kimdi ve neden bana hesap soruyordu?

Sadece, beni sevdiğini söyleyip duran ama bunu hiçbir şekilde hissettirmeyen aptalın tekiydi!

Üzerimi daha rahat bir şeylerle değişip alışveriş merkezinin yolunu tuttum. Sinirimi para harcayarak atacaktım. Taksiden inip bir kafeye girdim önce. Kahve içmek, frampuazlı cheesecake yemek ve sakinleşmek istiyordum.

Kafeye giren kızı tanıdığımı farkettim, okuldan olmalıydı. Ona el salladım ve masama geldi. Biraz konuştuktan sonra bana garip bir şekilde seks hayatımı sordu.

Millet delirmiş.

Kızın adı Dorrit'ti ve onun adını kıskanıyordum. Ona bir seks hayatımın olmadığını çünkü uzun zamandır kimse ile çıkmadığımı ve bazı sabahlar tanımadığım adamların evinde uyandığımı söyledim. Bu doğruydu, seks hayatım paha biçilemezdi(!). Ve o da bana direk olarak geçen gece kiminle mükemmel derecede düzüştüğünü anlatmaya başladı.

Sanırım gördüğü herkese anlatma kararı almıştı çünkü böyle bir şeyi bana niye anlatsın ki? Sadece bana da değil, kimseye anlatmamalı! İnsanın özeli denen bir şey vardı değil mi?

Ancak bu miğde bulandıran konuşma dikkatimi çekmeye başlamıştı çünkü onu 'bulutlara çıkaran' kişi Harry'di. Bizim Harry yani. Styles olan.

İçimden götümle gülmek gelmişti.

Bir de, sinirlendiğimi hissettim tabi. Bu nasıl sevgi Tanrı aşkına! Becermediği biri var mıydı benden başka?!

Tamam sakin ol. Banane ki kiminle ne yaparsa yapsın. Sadece, artık beni sevdiğini söylemesin. Bir de karşıma çıkmasın yeter.

Dorrit'e veda edip kafeden çıktım ve ilk gördüğüm mağzaya kendimi attım. Telefonumun titrediğini hissedince cebimden çıkarıp gelen mesajı okudum.

Mesaj Harry'dendi ve benden özür diliyordu. Mağzanın içindeyken kocaman bir kahkaha attım. Sanırım sinirlerim bozulmuştu.

"Üzgünmüş! Üzgünmüş, inanabiliyor musun? Ben inanamıyorum!"

"Hanımefendi iyi misiniz?" Bir kadın görevli bana sorular sorarken sinirle kasaya gittim ve elimdeki tüm elbiseleri satın aldım. Neden bu kadar sinirliydim bilmiyorum bile. Ama ona cevap yazmayacaktım.

Ben, sinirim ve yeni elbiselerim mutluyduk. Ona mesaj atmaya gerek yoktu.

problem • stylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin