x7 "I don't know you, Harry"

5.6K 282 3
                                    

Pek alakası yok ama bölümü One Direction - Over Again ile okuyabilirsiniz<3 

Media ya koydum 


Skylynn Prescot
t

Staj ofisimizde yazı düzenlemekle meşguldüm son birkaç gün. Wesley ve ben iyi staj-arkadaşları olmuştuk. Michael'ı da çok sevmiştim, Geordie ve o mükemmel çift gibiydiler. Tamam bu yalandı. Mükemmel çift nasıl olurdu bilmiyorum çünkü. Dylan biraz dengesiz gibiydi, bir gün bize iyi davranıyordu diğer günler selam bile vermiyordu. Wesley bizimle alakası olmadığını düşünüyor, bu yüzden pek alınmıyoruz. Ama hepsi iyi insanlar, sanırım. Burada onlarla geçirdiğim kısa sürede bu kanıya varabilmiştim.

Küçük şirketten çıkarken Wesley ile sözleştiğimiz gibi onun evine gittik. Bu hafta boyunca ailesinin sorunlarıyla uğraştığı için el yazmaları birikmişti ve benden yardım istemişti.

Tavuklu makarnaları yerken biraz televizyon izledik. İkimizde her ortama kolay uyum sağlayabildiğimiz için şanslıydık. Ayaklarımı uzattığım sehpadan çektim ve bitmiş tabağımı ve bardağımı oraya bıraktım, Wesley daha bitirmemişti. Koltuğun kenarında duran yazılardan iki tanesini aldım ve hemen incelemeye başladım. 

* * * *** * * * 

"Sana borçluyum." Wesley beni kapıdan uğurlarken mırıldandı uykulu gözleriyle. Yorgun olduğunu biliyordum, bana nedenini anlatmıştı. "Sorun değil, Wesley. Şimdi dinlenmelisin," dedim ceketimi üstüme geçiriyordum, "Görüşmek üzere." dedim ve küçük eski apartmanından dışarı çıktım. 

Telefonumu çıkarıp saate göz attığımda daha erken olduğunu farkettim, markete uğrayak için vaktim vardı. Taksiye binmeyip biraz uzaklıktaki markete yürüdüm. Marketin içinde biraz ısınmayı bekledikten sonra bir alışveriş arabası aldım elime, hazır çorba ve kolay yapılan noodle'lardan doldurdum. İçecek bir şeylerde koyup kasaya ilerledim. 

Kasada ki sırada beklerken önümdeki kişi arkasını dönüp bana baktı. Gözlerimin büyüdüğünü hissettim, Harry sırıtıyordu. Hiçbir şey söylemedik. Kasa sırası ona gelince benim arabamıda boşalttığını sonradan farkettim.

"Harry dur, ne yapıyorsun?" diye tısladım kulağına, saçları gıdıkladığı için biraz geri çekilip gözlerine sinirli bakışlar attım. Beni umursamayıp işine devam ederken daha fazla sinirlenmiştim ama pes edip ilerde onu beklemeye başladım. 

Bunu yapmasını o kadar da kötü bulmamıştım. Belki bana yaranmaya çalışıyor belki de gerçekten iyi niyetli bunu bilemezdim. Onu yeteri kadar tanımıyordum. 

"Teşekkürler, ama gerek yoktu." dedim o poşetleri arka koltuğa koyarken, arabasının arka kapısını kapattı ve bana eğildi. "Biliyorum." dedi kollarıyla beni geriye ittirdi ve arabaya yaslanmamı sağladı. Ellerini iki yanıma koyduğunda ne yapacağımı bilemedim, ne yaptığını sanıyordu?

"Harry," diye sızlandım o üzerime eğilirken, kafasını omzuma yasladı ve orada dinlendirdi.

"Seni seviyorum, Skylynn. Bana ne yapıyorsun?" kulağıma bunları fısıldarken garip hissettim, başka birşey hissedemedim. Heyecanlanmadım ama, rahatsız da olmadım.

"Harry, lütfen." diye sızlandım tekrar. Ellerimle onu itmeden önce saçlarımı kokladığını hissettim, gözlerimi kapattım. Bu daha ne kadar sürecekti?

"Neden beni sevmiyorsun?"

Gözlerimi kaçırdım. Bu soruya nasıl cevap verilirdi bilmiyorum. Kalbim bir zamanlar tekrar çalışamayacak hale gelene kadar kırıldı, üzgünüm, diyemezdim. Yani, bu soruya karşılık bunu söyleyemezdim. 

"Seni tanımıyorum, Harry." ve sonunda ağzımdan bunlar çıktı. Harry büyük bir gülümsemeyle bana bakmaya başladığında, yanlış bir şeyler olduğunu anlamıştım.

problem • stylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin