Skylynn Prescott
Eve gidiş yolu boyunca Harry hızını kesmedi. Çok hızlıydı ve korkuyordum çünkü kaza yapabilirdik. Araba kazalarından her zaman korkmuşumdur.
Sorun şu ki, benden beklediği açıklamayı nasıl yapacağımı bilmiyorum. Ona tam olarak doğruları söylersem tepkisinden korkuyorum, çünkü duymak isteyeceği şeyler değil.
Ona herşeyi anlatmak yerine yalan söylemeliyim diye düşündüm. Ama sonra da buna gerek olmadığı mantıklı geldi. Hadi ama, Liam ile ne yaşadıysam, birincisi sarhoştum, ikincisi Harry ile bir alakam bile o yoktu o zamanlar. Bana hesap soramazdı.
Of. Aklım karışık. Yinede bana sinirlenip, beni bırakacağı düşüncesi aklımdan çıkmıyor.
Araba durduğunda kendime geldim ve Harry'den önce indim. Havayı içime çektim ve biraz rahatlamayı denedim. Harry böylesine saçma bir adam yüzünden beni bırakmazdı. Bunu yapamazdı. Yani, öyle umuyorum.
Eve girene kadar benden tarafa bir kere olsun bakmadı, ona kızmadım. Sinirliydi ve bu hareketlerini buna veriyordum.
"Liam ile alakan ne?"
Olduğu gibi anlatmaya karar verdim. "Barda tanışıp biraz takıldık, bu kadar,"
"Bu ne zaman oldu?" Kaşlarımı çatıp gözlerimi ona diktim. Bunu sorması saçmaydı.
"Seninle arkadaşlık kurbadan bile önceydi," tepkisi beklediğim gibiydi, kaşlarını kaldırdı ve bir süre bakıştık. Derin bir nefes aldım, ona kendimi nasıl inandıracaktım?
"Bana inanmıyorsun," dedim, gözlerini kaçırdığında neredeyse ağlayacak gibi olmuştum.
Yine mi? Yine mi bana inanmıyordu? Bana güvenmemesinin nedenini anlayamıyordum. Neden ona yalan söyleyeyim ki? Bu gerçekten kırıcı oluyor, aramızdaki güven sorunu boktan çünkü ben, o ben aslında bir meleğim dese bile inanacak haldeyim. Oysa o, benim doğrularıma inanmayı değil, başkalarına inanmayı seçiyor.
Burada daha fazla kalmamın bir anlamı yoktu. Ona son kez bakıp, arkamı döndüm ve düşmüş omuzlarımla beraber, yavaş adımlarla kapıya ilerledim.
Durdurmayacak mıydı?
Omzumun üstünden kafamı çevirip bir kere daha baktığımda elleriyle burun kemerini sıktığını gördüm. Bir şey mi olmuştu? İyi olup olmadığına bakmak istiyordum ama kendimi durdurdum.
Beni durdurmamıştı, demek ki gitmemi istiyordu. Üstüne bir de bana inanmamıştı, neden onun iyi olup olmaması umrumda olsun?
Kapıyı açıp hızla kendimi dışarı attım, arkamdan aynı hızla kapattıktan sonra koşmaya başladım. Arkamda kapının tekrar açılma sesini duyduğumda heyecanlanmıştım. Koşmayı bırakıp arkama döndüğümde Harry'nin bana yaklaşmasına son birkaç adım kalmıştı. Beklentiyle ona baktım,
"Nereye gittiğini sanıyorsun?"
Ağzımdan kaçan titrek bir nefes yerini bir hıçkırığa bıraktı. Ağlıyordum. Bana bu kadar kaba davranmasını istemiyorum, ben ona ne yaptım ki? Aramız iyiydi ama birden davranışları yüz seksen derece dönmüş gibiydi.
"Sikeyim neden ağlıyorsun!"
Ondan birkaç adımda uzaklaştım ve tekrar koşmaya başladım. Ondan nefret ediyorum.
Yalan.
Arkamdan seslenişlerini duyuyordum ama ne söylediği hakkında bir fikrim yoktu, bana yetişmesini istemedim, son hızımla koşmaya devam ettim ve lambaları yanan sokakta biraz daha ilerledim. Hala sesi geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
problem • styles
Fiksi PenggemarTek sorun Prescott'ın onu istememesiydi. Eh, Styles da bu sorunu ortadan kaldırmaya karar verdi. 31.1.2015 - 7.6.2015