10.Bölüm

133 11 1
                                    

Kendi içimizdeki çatışmayı çözebilirsek karşımızdaki ile yaşadığımız çatışmayı çözmemiz daha kolay haline gelir. Uzun yıllardır kendimle çözemediğim bir çatışmanın halindeydim. Anlamlandıramadığım, kafamda çözüm üretemediğim şeyler beni çıldırtacak bir pozisyona getiriyordu. Evet duygularımızı ve davranışlarımızı yönlendiren düşüncelerimizdir ama bir insan öfkeliyken nasıl düşünebilir? Ruhsal dengemi sürdürebilmem için güvenli bir ortama ihtiyacım vardı. İnsan paranoyak düşünceler kurduğu ortamda nasıl rahat olabilirdi?

Gerginliğim hat safhadayken başkomisere konum atmış odada dört dönüyordum. Sadece istenmediğim yerde tutuluyordum polis beni yanına aldıktan 1 2 hafta sonra tekrar beni yanına alabilirdi. 'Öfkeyle acele karar vermiştim' saçlarımı çekiştirmeye başladım yarım saat geçmişti ama dışardan hiçbir ses gelmiyordu.

Telefonu eşofmanın cebine koyup odadan çıktım. Ürkek adımlarım merdivene doğru giderken yavaş yavaş çıkmaya başladım. Görüş alanıma ilk giren Makbule Teyze olmuştu çok geçmeden kaşları çatık bir şekilde kahvaltı yapan Atahan'ı görmüştüm. Tamamen salona çıktığımda elindeki tabaklarla mutfaktan eliyle bir tabakla çıkan Makbule teyze konuşmaya başladı.

''Masaya geç kızım çok güzel gözleme yaptım.'' başımı sallarken Atahan'la göz göze gelmiştim. Bacaklarım titreye titreye masaya geçerken bana çözmeye çalışır gibi bakıyordu.

''Ne karıştırıyorsun sen?'' derken cevap vermeme gerek kalmadan telefonu çaldı.

''Efendim...Evet.'' gerçekten yoksun bir kahkaha patlattı ve bakışları bana döndü ''Öyle mi yapmış?'' ayağım istemsiz bir şekilde sallanırken kahvaltıya döndüm ''Tamam sıkıntı yok, bekliyorum ben.'' dedi ve kapattı ''Ah Lale ah ben seninle ne yapacağım.'' dedi ve gözlemeden biraz kesip ağzına attı. Zorla yutkunurken ona baktım 'haber mi gelmişti?'

''Ne oldu?'' dedim sakin kalmaya çalışarak.

''Hiç.'' dedi.

Öyle bir şeyi öğrenseydi bu kadar sakin kalmazdı değil mi?

Kapı hızla açıldığında Fatih içeri girip konuşmaya başladı ''Abi Akif Başkomiser geldi.'' deyince ani şekilde havaya fırladım, işte şimdi başlıyoruz.

Ceketini düzeltip ayağa kalkarken bir an olsun bakışlarını benden almıyordu ''Gelsin bakalım.'' deyip rahat bir tavırla masadan kalktı.

Akif başkomiseri gördüğümde yüzümde güller açarcasına gülümsemiştim. Atahan karşısına geçip.

''Kolay gelsin hangi rüzgar attı sizi.'' onlara doğru koştuğumda Akif başkomiserin koluna tutundum.

Bir hışımla ''Hemen gidelim buradan şikayetçi falan değilim.'' dedim.

''Aa öyle olur mu Lale hanım, Lütfen kelepçeleyin beni Akif bey'' dedi gülerek. Atahan'ın bu tavırlarının bana değil genel olarak herkese olduğunu anlamıştım.

''Kontrol için gelmiştim ama yanlış gelmişim sanırım.'' deyince ona döndüm

''Ne yanlışı kaçırıldım diyorum size'' Atahan kolumdan tuttuğu gibi beni içeri aldığında korkak bakışlarımla Akif denilen adama bakıyordum.

''Anladığım kadarıyla bir sorun yok.'' deyip Atahan'a göz kırpınca Atahan da ona gülümsemişti işte o an kafamda şarteler yanmıştı.

O gün karakolda Atahan'ın çok nüfuzlu bir aileden geldiğini öyle bir şey olsa bile suç almadan yırtacağını söylediğinde bunu kastediyordu demek.

''Allah sizi kahretsin ya'' sesim o kadar hayal kırıklıklarıyla dolu çıkmıştı ki elimle ağzımı şok olmuşçasına kapattım ''Nasıl bir oyunun içindeyim ben?'' bir Atahan'a bir de o adama bakıyordum ''Ya ben size güvendim, siz polissiniz nasıl birinin köpeği oluyorsunuz?'' adını bile söylemek gelmiyordu içimden. Resmen bana oyun oynamıştı. ''Adi Pislik!''

TAKİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin