Yorumlarınızı bekliyorum 💖
(Hermione'nin ağzından)
Hogwarts'a yaptığımız baskının üzerinden bir gün geçti. O gün malikaneye döndüğümüzde Lucius odasına gitmiş. Lord çalışma odasına çekilmişti.
Ben ise bir Tom Riddle'ın odasına gittim.
Sabaha kadar gözüme bir gram uyku girmemişti. Ellerime bakıp ağlıyordum sadece. İnsanları öldürmüştüm. Belkide o insanları öldürerek gelecekteki çocuklarını, torunlarınıda öldürmüştüm.
Şimdi ise sabah oldu. Diğerlerinin bir göreve gittiğimizden haberleri bile yoktu. Az sonra Tom aşağıya inip dünyanın en güçlü asasının artık onda olduğunu açıklayacaktı.
Bu sefer bir bahanem olmadığı için aşağıya inmek zorundaydım. Durumum o kadar vahimdi ki..
Suçsuz insanları öldürmenin yasını tutup acı bile çekemiyordum. Acı çekmem gerekiyordu. Ağlayıp kendime eziyet etmem, öldürdüğüm insanların acısını yaşamam gerekiyordu.
Ama buna bile fırsatım yoktu.
Bu kadar kolay olmamalıydı birini öldürüp hayatına devam etmek.
Hiçbir suçu olmayan insanları öldürmenin bedeli bir iki gözyaşı mıydı?
Kendime zarar vermem gerekiyordu. Benimde acı çekmem gerekiyordu.
Aceleyle ayağa kalktım ve lavaboya gittim. Kapıyı sessizce açıp içeri girdikten sonra kilitledim.
Beynimdeki susmayan sesi susturmanın tek yolu suyun altıydı. Suyun altında konuşmak imkansızdı değil mi? Belki kafamdaki sesi böyle susturabilirdim.
Ağzına kadar dolan küvete üstümdekileri çıkarıp tek seferde girdim. Buz gibi su bedenimle aniden buluşunca titremeye başladım. Kafamı da suya sokup suyun altında beklemeye başladım.
Ciğerlerim oksijen için resmen bana yalvarırken yaptığım tek şey suyun dingin sesine kulak vermekti. Boğuluyordum.
Ama sudan değil.
Düşüncelerimden.
Hâlâ kafamdaki bana küfredip, suçsuz insanları öldürdüğümü söyleyen ses susmayınca bir çığlıl atıp sudan çıktım.
Ciğerlerim içine çekebildiği kadar nefesi çekmeye çalışıyordu. Ama ben toparlanmama izin bile vermeden küvetten çıktım. Ayağım kayar gibi olunca hızla kapı koluna tutundum.
Saçıma bir havlu sarıp odaya geçtim. Bedenim çıplaktı ama umrumda değildi. Dağılmış bir hâlde iç çamaşırı,siyah İspanyol paça pantolon ve üstüne beyaz bol kazak alıp hızlıca giydim.
Aşağıya inecektim. Saçımdaki havluyu çıkarıp ellerimle taradım ve odadan çıktım. Lanet oda beni iyice boğmuştu ve şimdi birazcık da olsa rahatlamıştım.
Merdivenlerden indiğimde karşıdan bana koşarak gelen Bellatrix kendini zar zor durdurdu. İki elini omzuma koyup beni sarsarak konuştu.
-"Hermione! Mükemmel haberi duydun mu?"
Düz ifademle konuştum.
-"Görevde bende vardım Bella."
Demek haberi vermişti. Etrafta dolanan Lucius'dan anlamak mümkündü zaten. Her zamanki soğuk Lucius'un yüzünde ilk defa bir gülümseme vardı.
Sırıtarak bana baktı ve kulağıma eğildi.
-"Lucius'dan duyduğuma göre mükemmel bir iş çıkarmışsın. Lord'un gözüne gireceksin Herm."
![](https://img.wattpad.com/cover/242933135-288-k565680.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Butterfly Effect (Tomione)
FanfictionHermione Granger arkadaşlarının ölmesini engellemek için geçmişe dönüp Lord Voldemort'u bir şekilde durdurmayı kafasına koyar. Tom Riddle&Hermione Granger