Selam arkadaşlar. Sizden oy ve bir kaç tane yorum rica edeceğim umarım yaparsınız.
İyi okumalar
Muah(◍•ᴗ•◍)❤
Kapı sesiyle oraya döndüm. İçeri girdi ve bana bakmadan banyoya ilerledi. İçeriden su sesleri gelince duş aldığını anladım.
Duştan çıktığında bornozla karşıma dikildi. Yapmam gerekeni yapıp ayağa kalktım ve başımı eğerek selam verdim. O bir şey demeyince ağzımı araladım.
-"Benim yatacağım yatak ne zaman gelecek?"
Eliyle yatağı gösterdiğinde kaşlarımı çattım.
-"Ben orada yatacaksam siz nerede yatacaksınız Lord'um"
-"Bende orada yatacağım Hermione. Eğer kafamı şişirip itiraz edeceksen baştan söyleyeyim. Canım aynı yerde yatmamızı istiyor."
Bana doğru eğilip alaycı bir şekilde konuştu. Bakışlarımdaki siniri daha fazla gizleyemerek gözlerimdeki öfkeyi açığa çıkardım. Şaşırmıştı. Ama hemen kendini toplayayıp yatağa oturdu.
-Arkanı dön Granger."
Dediğini yapıp arkamı döndüm. Gelen hışırtılar kesilince konuştum.
-"Döneyim mi Lord'um?'
Koluma değen ellerle irkilip refleksle döndüm. Henüz tamamen kurumamış göğsünden akan bir kaç damla su vardı. Altına eşofmanını giymişti ama üstü çıplaktı.
Bakışlarımı vücudundan çekip yüzüne baktım. Aramızdaki mesafeyi açıp uzaklaştı ve yatağa girdi. Bu odaya getirdiğim geceliklere bir göz atınca beynime lanet ettim. Hepsi rahat uyumam için o kadar kısaydı ki. Gece bir yerimin gözükmemesi imkansızdı. İçlerinden en kapalı olanı alıp odanın lavabosuna gittim.
Siyah renkli saten kısa gecelik sanki partideymişim gibi gösterişliydi. Evli çiftlerin ilk gecelerinde kadınların giydiği kıyafetler kadar açıktı. Göğüslerim belliydi. Elbisenin boyu kalçamın bir karış aşağısındaydı.
Üzerimdeki elbisesi unutmaya çalışarak banyodan çıktım. Gözleri üzerimde gezinince yüzüne keyifli bir ifade yerleşti. Şuan utanmamdan zevk alıyordu.
Yatağa hızlıca girdim ve battaniyeyi içerisi sıcak olmasına rağmen çeneme kadar çektim. Bu gece uyumam imkansızdı zaten.
2 saat sonra
Tam tamına iki saattir put gibi durmuş sabah olmasını bekliyordum. Tom uyumuş muydu bilmiyordum ama ben uyuyamıyordum. Daha doğrusu uyurdum ama uykumda saçma hareketler yapıp vücudumu gözler önüne sermek istemiyordum.
Yavaşça yataktan kalktım. Arkasını dönmüş olan Tom'a bir göz atıp getirdiğim muggle kitabını elime aldım.
Gurur ve Önyargı
Uzun zamandır okumak istediğim bir muggle kitabıydı. Zaten bir yere kadar okumuştum. Kaldığım yeri açıp kitabı okumaya devam ettim.
"Şu hayatta gerçekten sevdiğim çok az insan var emin ol, hakkında iyi şeyler düşündüklerim de bir o kadar az. Dünyayı ne kadar yakından tanırsam o kadar çok tiksiniyorum."
Kitabı okurken bu paragraf aklıma kazınmıştı. Sahi ne doğru bir paragraftı bu?
"Geçmişin sadece hatırlamaktan zevk aldığınız kadarını düşünün."
Keşke düşünebilmek benim elimde olsaydı. Kafamdakileri kontrol edemiyordum. İstemsizce düşünüyordum geçmişimi.
Annemin sıcacık tarçınlı kurabiyesini,babamın saçımı okşayarak beni uyutmaya çalıştığı ama benim saçımı okşamasını biraz daha hissedebilmek için zorla uyumayışımı,Ron'la Karagöl'de ettiğimiz minik kavgaları,Harry'nin gerçek bir abi gibi ağladığım zaman sırtımı okşayıp olumlu cümleler kurmasını,Luna'nın anlattığı garip hikayeleri dinlerken bana ikram ettiği mavi şekerlemeleri ve anın sıcaklığını yani kısacası geçmişe dair her şeyi deli gibi özlüyordum.
-"Neden uyumadın?"
Sıçrayıp yan tarafıma döndüm.Yatak başlığına yaşlanmış oturur halde bana bakıyordu. Kapanmak için tutuşan gözlerimi kırpıştırarak dizginlemeye çalıştım. Uyku gözlerimden akıyordu.
-"Uyku tutmadı Lord'um."
Yan bir şekilde sırıtıp elleriyle gözlerimi işaret etti.
-"Gözlerin uyku için kapanıyor. Gel ve uyu. Yarın ilk görevine gideceksin."
Ağzımı açacakken elini havaya kaldırdı ve konuştu.
-"İstek değil emirdi Granger."
Ellerimi yumruk yapıp yatağa ilerledim ve yatağın içine girdim. Düz bir şekilde yatıp gözlerimi kapattım.
Merlin! Lütfen gece kıpırdamadan uyuyayım.
❥❥
Sabah kalktığımda yan tarafımın boş olduğunu görüp rahatladım. Sabah sabah onu görmek pek iyi gelmeyebilirdi. Ruh sağlığım için en iyisi buydu.
Kısa bir duşa girip kahvaltı yaptım. Şimdi odada oturmuş gelecek sorguyu bekliyordum. Kapının açılma sesiyle ayağa kalktım ve başımı eğerek selam verdikten sonra kafamı kaldırıp zümrüt yeşili gözlere baktım.
Gözlerinin ardındaki karanlık beni ürkütsede başımı dik tutmaya çalıştım. Sert adımlarla üstüme gelirken odadaki tek ses bana yaklaşan ayakkabısının ritmik tıkırtısıydı. Yanıma çok yaklaşınca refleks olarak bir iki adım geri gittim ve duvara çarptım.
Harika.
Kafamı kaldırdım ve dibime kadar gelen adama baktım. Cidden bu kadar yakınlık fazlaydı.
-"Şimdi gelelim odandaki tabloya."
Draco Malfoy.
Onu çizmiştim duygularıma yenik düşüp. Bir anda kalkıp onu resmederken buldum kendini. Her bir zerresini çizerken onu yaşadım sanki. Daima hayallerimi süsleyen adamı çizdim elim ağrıdan kopana kadar.
-"Tablodaki kişi gelecekte bir arkadışımdı Lord'um."
-"Malfoy'un aynısı olan bir arkadaş?"
Kafamı iki yana salladım. Ciddi yüzü kendimi ifade etmemi zorlaştırıyordu.
-"Malfoy'la bir alakası yok. Sadece açık sarı saçları olan birisiydi."
Başını yana eğip konuştu.
-"Ve bende inandım. Neredeyse beyaz renkte saçlar,gri mavi karışımı gözler,soluk bir ten. Evet, şuan Lucius Malfoy'u tarif ettim."
Tam ağzımı açacakken lafı ağzıma tıkayıp tekrar konuştu.
-"Ve ne tesadüf ki aynı zamanda tablodaki çocuğu tarif ettim."
Yutkundum ve gözlerimi kaçırdım. Kafamda ne diyeceğime dair tek bir şey bile yoktu. Eğer Draco'nun ismini verirsem benden gelecek hakkında bilgiler alma isteği daha da artacaktı.
-"Lucius Malfoy'la bir alakası yok. Sadece fazla benziyorlar."
Kekelememek için verdiğim büyük savaş galibiyetle sonuçlanmıştı. Bakışlarımı ona çevirdiğimde dikkatle yüzünü incelediğini gördüm. Yüzüme bakarken suratında oluşan yumuşama ben ona bakınca aniden sertleşmişti.
-"Öyle olsun Granger. Sana bir şey göstermek istiyorum."
Yürümeye başladığında onu takip ettim. Odadan çıkıp merdivenden indik. Bir merdiven daha indiğimizde kendimi tutamayıp konuştum.
-"Zindana mı iniyoruz?"
Konuşmadan başını salladı ve bir merdiven daha indik. Rutubet kokulu zindan midemi bulandırıyordu. Ayaklarımızın sesi zindanda yankılanıyordu. Tom hâlâ ilerliyordu. Burada sekiz tane zindan gibi bir şey vardı. Zindanın en ucuna ilerleyip durduk. Kafamı yan tarafa çevirdiğimde şoktan bayılacaktım.
Ama nasıl?
Nasılsınız arkadaşlar bölümü beğendiniz mi? Çok kısaydı ama bol bol Tom ve Hermione konuşması vardı.
Bölüm hakkındaki fikirlerinizi buraya yazarsanız sevinirim.
Bu arada yine oy sınırı dolmadı ama ben bekletmemek için bölümü attım. Açıkçası oy sınırı dolmadığı için gerçekten çok üzüldüm.
-Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen❤️-
![](https://img.wattpad.com/cover/242933135-288-k565680.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Butterfly Effect (Tomione)
Fiksi PenggemarHermione Granger arkadaşlarının ölmesini engellemek için geçmişe dönüp Lord Voldemort'u bir şekilde durdurmayı kafasına koyar. Tom Riddle&Hermione Granger