Ofisten zorda olsa eve geldim. Aslında gelmemeyi çok düşündüm ama anne diye bir faktör olunca insan gelmek zorunda oluyor. Bugün yaklaşık 8 kere arayıp sorup sorup durdu. Nasılsa o gelmez bugün o kadar şey söyledim."Minaaa anneem etek giy yavrum!" Birde kibar kibar etek giy diyor. Şimdi hayır demek vardı da kargaşaya gerek yok.
Ayaklarımı sürüyerek dolabıma gittim.
Dışarıda ki soğuğa rağmen giydiğim eteğe manidar bir gülüş attım. Üzerime ise açık kahve bir kazak giydim. Sahi sadece Demir abigil mi gelecek yoksa altın günü gibi tüm mahalle mi? Kafama düşen soruyla olduğum yere çakıldım.
Allah'ım lütfen sadece Demir abigil gelsin.
"Anneee!" annem yanıma gelip beni süzdü.
"Aferin kız güzel olmuşsun"
"Herkes mi gelecek?" Annem kaşlarını çattı.
"O ne biçim soru tabi herkes gelecek"
"Anne bizim eve sığmayı nasıl düşünüyorsun?"
"Düşünmüyorum, baban mangal yapıyor bahçede yemek yer otururuz. " Gözlerimi kocaman ayırdım.
"Bu soğukta!!??!!?!"
"Ne varmış mis gibi hava " Yüzümü ellerimin arasına alıp sıvazladım.
"İyi ben eteği çıkarıyorum kusura bakma da bir taraflarım üşür." Annem kafama şaplak attı. Evet evet bildiğimiz şaplak
"Yavrum öğrenemedin mi? Her zaman güzellik rahatlıktan önde gelir."
"O yüzden mi 10 kilo kaban giydin." Annem bana manidar bir gülüş attıp bana üstten üstten bakmaya başladı.
"Ah yavrum...Ben senin yaşında evlendim çocuğum oldu. Demek ki bir bildiğim var"
"Peehhh..." Zor zar odadan çıkıp bahçeye gittim. Düşündüğüm kadar soğuk olmaması beni mutlu etti ama yine de annemin sözlerine nazaran kabanımı aldım. Demir abigil ilk olarak gelmişti.
"Hoşgeldiniz."
Melek teyze "Hoşbulduk kızım." gülümsedim. Gençler ve Büyükler ayrı masalara oturuyordu rahat olabilmek için.
Bende onlardan ayrılıp diğer masaya yani Abim ve Onun olduğu masaya geçtim. Hoşgeldin bile demedim. Abimle birşey konuşuyordu zaten ama yine de üstümü süzüp çok küçükte olsa kaşlarını çattığını gördüm.
Abimi annem çağırınca gitti bizde ikimiz kaldık. Birşeyler konuşacak gibi oluyor susuyordu. Sonunda konuşmaya karar verdi.
"Bu eteğin daha uzunu yok muydu?" Ay delireceğim. Dediği şeye bak! Tamam Mina sakin....
Düz bir ifade ile "Yok" dedim. Derin bir nefes alıp verdi.
"Mina...neden bana bu kadar kızıyorsun anlamıyorum. Ben sana hiç söylemeyecektim ama birgün söylersem de en azından saygı duyar demiştim.... yani bu kadar soğuk, sert ve yabancıymışım gibi bakmak zorunda mısın?" Hafif gözleri kızarmıştı.
Sözleri içime dokundu. Gerçekten de normal birine göre çok sert davranıyorudum ama zaten oda normal biri değildi ki. Cevap vermedim.
konuşmamayışımı kabullenir gibi "Peki..." dedi. İçeme dokunmuştu... Bende normal bir şekilde sanki hiç bu olaylar olmamış gibi sohbet etmeye çalıştım.
"Eee iş nasıl gidiyor?" Demir abi eğdiği başını kaldırıp şaşkınca bana bakıp gülümsedi.
"İyi.... senin?" Bende gülümsedim. "İyi"
"Sevgilin de gelecek mi?" Kaşlarımı çattım. "Hangi sevgilim?"
"Mina senin kaç tane sevgilin var?" Evet mantıklı öyle deyince öyle anlar tabi.
"Hiç"
"Ateş ??"
"O arkadaşım" birşey demeyip kafasını salladı. "Gelecek mi o?"
" çağırmıştım ama gelir mi bilmem "
"Uça uça gelir" Fısıltıyla söylediği şeyi duymama rağmen duymamazlıktan geldim. Yeni fark ettiğim masanın altında ki sarılı eline baktım.
"Senin elinle alıp veremediğin ne?" Güldü. "Hiç kendi sürekli birşeylere karışıyor"
"Elin mi?" Gülerek
"Evet elim" dedi.
Karşındaki kişi sana farklı duygular besliyorken normal konuşmak çok zor oluyordu.
"Eski bir müvekkilimin kavgasına dahil oldum" beni ilgilendirmez diye düşünerek utanıp da soramadığımı soruyu bilip cevaplamasına tebessüm ettim. O sırada abim geldi.
"Siz az önce sohbet mi ediyordunuz bana mı öyle geldi?"
Abime kızaran yanaklarımla kızıp "Abi kurcalama işte " desemde malesef ki abimin kıkırdamasına engel olamadım.
****
Bahçe tıka basa dolmuştu. Bu mahallede çoğu tanımadığım yaşıtlarım vardı. Ben öyle küçükken falan dışarıda oynamayı sevmezmişim hep abimle evde evcilik oynarmışım zaten büydükçede okuldan tanışma fırsatım olmamıştı.
O yüzden böyle mahalle toplantılatını oldum olası sevmezdim. Çünkü o pis kokono kızlar bana ezikleyen bakışlar atıp farklıymışım gibi davranır.
Hele ki bir grup var. Eleştiri kraliçeleri bugün ne hikmetse onlarda gelmişti. Yanımda birde Ateş vardı. Bunları susturmak ne mümkün. Şuana kadar birşey söylemememiş olmaları ise beni fazlaca geriyordu. Herkes ölüm sessizliğinde yemeklerini yiyordu ama bir sorun çıkacağı şimdiden belliydi.
Bölüm biraz geç geldi kusura bakmayın...
Oy ve desteklerinizi bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVİNİA
Chick-LitÖzgürlük, "hayalimde ki muhteşem sevgili " anlamına gelmektedir. Aynı zaman da bir çiçek ismidir. "Ölüm çiçeği " olarak kullanılır. Sana gitme demeyeceğim, ama gitme, lavinia... Özdemir Asaf Abi ben geldim diye mi gidiyorsun? noldu?" Demir abi sinir...