LAVİNİA

8.Bölüm

İlayda "Kuzum bir sakinleş" 3 saati aşkın süredir Gizem'i susturmaya çalışıyorduk ama pek başarılı olduğumuz söylenmez.İlayda piskoloji okuduğu için böyle durumlarda bize fazlasıyla yardımcı olur ama Gizem sanki dolmuş da biri onu patlatmış gibi eski mazilerini anlatıp daha çok ağlıyordu. Gizem

"Bir keresinde (sümkürme sesi) parkta oturmuş fotoğrafına bakıp ağlıyordum. (bir sümkürme sesi daha) beni hiç sevmeyecek diye üzülüp duruyordum o gün de Melike cadısıyla ( Azad abinin eski nişanlısı) nişanlanmıştı. Gece saat 1 de bir baktım yanıma biri oturdu (Sümkürme sesi) O'ydu. Kendi fotoğrafına bakıp ağladığımı gördü. Niye onun fotoğrafının bende olduğunu sordu ben ise bir tanıdığın ona aşık olduğunu söylemiştim.Kim olduğunu sorsada söylemedim.Gerizekalı inandı." Buraya bir ağlama anırması koyalım hepimiz biliriz onu.Sonra devam etti.

"Benim neden ağladığımı sordu. Ben özel birşey deyince üstelemedi bile ...bu kadar mı değersizim?" sonra gözyaşlarını silip burnunu çekti. İlayda ile bana bakıp "Kızlar...Ben...ben çok mu çirkinim?" sorduğu soru ile sinirlenmiştim .

"Bana bak tabiki çok güzelsin böyle sorular sorma." Kafasını ellerimin arasına alıp bana bakmasını sağladım. Maviş gözleri şişmiş ,boncuk yaşlar dolmuştu.

"Bana bak sen çirkin falan değilsin sadece o fazla kör onun kör olması senin suçun mu?" sustu. İlayda da gülümseyip "Aşk şanslı kişilere uğrar ama bu bir kere uğrayacak anlamına gelmez eğer sen kendine güvenirsen ve aşka inanırsan neden ikinci bir şansın olmasın" Gizem başını eğip

"ama ben ikinci bir şans istemiyorum onun beni sevmesini istiyorum "

İlayda"Hayatta her istediğimiz olmuyor ki. Neden seni sevebilecek ve üzmeyecek kişiler aramak yerine seni üzen kişiyi istiyorsun?"

"Hayır! Eğer bilse beni üzmez ki kalbi çok temiz "

"Ama başkasını sevmekten de vazgeçmez. Senden örnek verelim. Başkasını sevebilseydin hâlâ Azad Abi seni sevmiyor diye üzülür müydün?" Ve Gizem yine susar.... Yok arkadaş bu kız tam piskolog olmalık yürü be İlaydam geleceğin piskoloğuuu wuhuuu!!!!

"Şimdi elini yüzünü yıka mutluymuş gibi gözük ve her daim başını dik tut." Gizem başını sallayıp odadan çıktı. Demek ki işimiz o kadar da uzun değilmiş. Gerçi 4 saat fazla kısa sayılmaz. Yürü be İlayda.

"Aferin kız "

"Yine de çok üzgün ama geçecek"

"Aynen öyle geçecek "

Selin arıyor...

Ayağa kalkıp Gizem'in odasında ki terasa gidip telefonu açtım.

"Alo!"

"Mina!!! Murat'ın babasının hasta olduğunu neden söylemedin?"

"Nasıl söyleseydim Selin? Sen olsan söyler miydin? " Selin derin bir nefes aldı ve pes eder gibi verdi.

"Haklısın...Ne yapacağız?"

"Hepinize mi dedi?"

"Evet biraz zor oldu ama sonunda söylettik ne yapacağız?"

"Tamam öğrenmeniz güzel olmuş hepimiz nöbetleşe Murat'ın yanında kalalım. Hiç iyi değil zor zamanında onunla olalım ki ona destek olabilelim."

"Tamam.Nasıl olacak?"

"Siz nerdesiniz?"

"Şirkette"

"Bugün pazar"

"E napalım iş beklemez "

"Bu işkolikliğiniz beni öldürüyor.Tamam orda bekleyin geliyorum"

Ne aksiyonlu birgün .

İçeriye geçtim. Kızlara veda edip Sevim teyzeye üzülmemesini Gizem'in iyi olacağını söyledim ve evden çıktım. Saat 8 'e geliyordu. Güneş yeni yeni batıyordu. Bülent dayımı arayıp arkadaşlarımla buluşacağımı söylemeyi unutmadım. Eve arabamı almaya geldiğimde bahçede abimlerinhararetli hararetli birşeyler konuşduğunu gördüm. Küçük bir detay daha vereyim Azad abi ve ismi lazım değil de oradaydı. Yüzlerine bile bakmadan arabaya binmeyi hedeflerken bir kez daha şansıma tükürdüm.

Gökhan abi "Nereye Mina biricik abiciğine de mi küstün aşk olsun" onun bu hallerine gülümseyip

"Yok abi görmemişim sizi " Allah Allah hiç görmedim.

"Nereye " dedi.

"Arkadaşlarımla buluşacağım " Demir bey bana dik dik bakıyordu. Başını eğip "Bir konuşalım mı?"  ne konuşacakmışız acaba

"Benim sizinle konuşacak birşeyim olduğunu hatırlamıyorum Demir Bey"

"Bir iki dakika konuşalım Mina"

"Hayır!!!" kan beynime sıçramış şekilde arabaya bindim. İki dakika konuşacakmış hah sen o sözleri söylemeden önce konuşacaktın salak adam...