LAVİNİA

4.Bölüm

kapı tıklatıldı.

"Demir anneciğim aç kapıyı konuşalım" Melek de biliyordu. Oğlunun üzüldüğünü ama Minayada da kızamıyordu.Demir açtı kapıyı annesi camın kenarına oğlunun yanına gitti.Demir sanki bu anı bekliyormuş gibi annesinin dizine başını koydu.Gözünden Mina için milyonuncu yaşını akıttı.Her zaman böyle oluyordu.Mina için o hiçbir şeydi.

Melek hanım oğluyla beraber ağladı.
"Noldu kuzum ne dedi de seni yine üzdü"

"Ne desin anne...her zaman ki şeyler " Melek hanım oğlunun saçlarını seviyordu. Üzmeye kıyamadığı çocuğunu başkalarının üzmesi ona çok dokunuyordu.Demir tek çocuktu. Onu hep el üstünde tutmuşlardı.Şimdi ise bir kız gelmiş yerden yere çarpıyordu. O her abi dediğinde ki Demir'in gözlerinde ki o yıkılışı en iyi annesi biliyordu.Göz yaşlarını sildi o ağlamamalıydı ki Demirine güç verebilsin

"Anlat yavrum noldu anlat ki için boşalsın?"

"Boşalmıyor artık gittikçe taşıyor koskoca 3sene..... Anne o beni abisi olarak görüyor ben ne zaman bu kadar aşağılık oldum ne zaman kardeşim dediğim kıza yan gözle baktım.Hakan giderken onu bize emanet etti. 2 hafta sonra gelecek muhakkak fark eder. Ben ne diyeceğim " annesi sanki oğlunun tüm acılarını çekmek ister gibi nefes aldı . İçinden dua etti.Geçsin diye geçsin ki oğlu düzelebilsin diye birşey diyemedi teselli edemedi sadece sustu ama oğlunun dediği şeyle yerine mıhlandı.

"Anne sen hep diyordun ya Ece seni seviyormuş diye gidelim isteyelim ben bu aşkı kalbimden atamayacağım oda bana gelmeyecek en azından unutayım."

Görücü usulüne en çok karşı çıkan oğlu şimdi görücü usulü mü evlenmek istiyordu?

Annesi her ne kadar karşı çıksa da Demir koymuştu bir kere aklına bundan geri dönüş yoktu.

#########

Mina'nın Anlatımıyla

Arabadan inip zili çaldım.Kapı açıldığında karşımda harabe olmuş bir Murat gördüm bana sıkı sıkı sarıldı.İçeri geçtik oturduk.Sustuk sanki o sustukça ben anlıyormuşum gibiydi.Anlatmasını bekledim ama anlatmaya dili varmıyor gibi sürekli ağzını açıp kapatıyordu.

"Doktor 2 ay dedi." gözlerimi faltaşı gibi açtım umarım anladığım şey değildir.

"Ne 2 ayı saçmalama ümitsizliğe düşmeyeceğiz demedik m-"

"BEN DÜŞMÜYORUM MİNA GERÇEKLER BUNLAR O KAHROLASI HASTALIK ADAMIN PEŞİNİ BIRAKMIYOR" ne diyeceği mi bilemedim sustum.

"Hastaneye de yatmıyor.Zaten 2 ay ömrüm kalmış sırf 3 aya çıkarmak için günlerimi harcayamam diyor ne yapacağım ben " sustu sanki inanamıyormuş gibi tekrarladı

"Benim kahramanım ölüyor Mina"

#########

Bugün pazardı. Dün Murat'ı dinlemiş onu sakinleştirmeye çalışmışdım.

"Kahramınım ölüyor Mina " demesiyle yine birşey diyememişdim oda başka birşey demeyip başını dizlerime koyup okşamamı istemişdi.Annesi öldüğünden beri bu görevi ben üstleniyordum.Zor şeyler yaşamışdı Murat hemde çok zor şeyler.Murat'ın başını yastığa koyup ona kahvaltı hazırlayarak evden çıktım .Morelim yerlerdeydi.Ayrıca uykusuzdum da.mahalleye giriş yaptığım da Gülnur teyzenin radarına takıldım .Camımı tıklattı.Ben de mecbur açtım.

"Buyur Gülnur Teyze "

"Kız nerden bu saatte uyumadın mı sen gözlere bak "

"İşten"

"Geceleri işte mi yatıyorsun?" inanamıyormuş gibi sormasına güldüm.

"Hayır teyzeciğim öyle gerekti"

"Neden?" birşeyi de sorma be kadın sanki anlatsam anlayacak

"Projeyi yetiştiremedik geceye kalmam gerekti çalıştım yani"

"İyi bakalım nasıl gidiyor aşk meşk işleri" evet asıl sebep belli oldu.

"Daha bana uğramadı o ya"

"Kim?" tekrar gülümsedim.

"Aşk meşk işleri" oda gülümseyip

"kız Allah seni almasın" deyip omzuma yalandan vurdu. O sırada arkadan korna sesiyle çekilmem gerektiğini anladım .

"Öptüm Gülnur teyzeciğim" diyerek diğer sokağa döndüm bizimkilerin toplandığını görmemle arabamı park edip yanlarına gittim.
Gizem'in kulağına yaklaşıp

"Noldu niye toplandınız?" dedim.O ise şaşkınlığını hâlâ üzerinden atamamış gibi

"Haftaya Demir abigil Ece'yi istemeye gideceklermiş"

"NEEEE!!!!!"