t w e l v e

3.2K 281 143
                                    


[Feel]
Lalisa

Mina'nın bir elinden ben, diğer elinden de Jungkook tuttuktan sonra hastaneden çıkıp, sahile doğru yürümeye başladık. Hava biraz serindi ama yine de huzur veriyordu.

"Haftaya bir daha gidecek miyiz baba?" diye sordu Mina. Jungkook ona baktı gülümseyerek. "Hyunjin abin gerek yok dedi,"

"Güzel, yoruldum buraya gelip konuşmaktan." Güldüm. Hyunjin her şeyin yolunda olduğunu söylemişti. Mina'nın ruhsal sağlığı oldukça iyiydi. Rahatlamıştım.

Üçümüz sahile geldiğimizde Mina elimizi bırakıp denize doğru koştu. Bende peşinden koştum. "Prensesim, kalemizi yıktılar!" dedim sahte bir şaşkınlıkla. Oyuna hemen ayak uydurdu. "Olamaz! Köpek balıkları gelecek!"

Kumlara oturduk ve elimizden geldiğince kale yaptık. Jungkook da bize gülerek yardım etti. Pek bir şeye benzemese de kaleyi yapmıştık. Bir süre oyunu sürdürdük.

Jungkook Mina'yı sırtına alıp koşmaya başladığında ikisini kameraya aldım. O kadar güzeldiler ki... Ona baba olmak yakışıyordu.

Eve döndüğümüzde Mina hemen oyuncakları ile oynamaya başladı. Jungkook da bilgisayarını alıp onun yanında işine baktı.

Bende kendimi mutfağa attım. Biz evde yokken çalışan kadınlar temizlik ve yemek yapmışlardı. Gülümsedim, en azından yemek ve temizlik yapmak zorunda değildim. Test kitabımı aldım ve masaya oturdum. Umarım sınavda çuvallamazdım...

"Baba telefonun çalıyor!"

"Bakıyorum," Bir anda dikkatim dağıldı ve telefon konuşmasına şahit oldum. Sanırım arayan ailesinden biriydi. Aceleyle yanıma geldi. "Benim çıkmam gerekiyor, iki saate dönerim." Başımı salladım. Yine ne olmuştu acaba?

×××

"Evet, test sonuçları elimize ulaştı." Chungha'nın neşeli sesi ortamdaki gerginliği bir nebze bile olsun azaltmamış, aksine arttırmıştı. Elindeki kağıdı yavaşça açtı ve gülümseyerek sonucu okudu.

"Yapılan DNA testine göre, Kim Chungha %99.9 Jeon Jihoon'un kızıdır." Parlayan gözleri ile kağıdı karşısında oturan ailesine (!) çevirdi. "Artık tam anlamıyla kanıtlandı."

Yiren sinirle güldü ve ayağa kalkıp babasına baktı. "Gerçekten iğrenç birisin." Öfkeli gözleri Chungha'nın üstüne de değdi ama Chungha'nın umrunda bile değildi.

"Pekala, neyle başlasak?" dedi ve düşünceli bir ifadeyle eve bakındı. "Ah doğru, annem ve bana ev alacaksın. Kendime bir araba ve kredi kartı istiyorum. Ayrıca şirketteki hisselerim de en az üç gün içinde bana teslim edilmiş olacak. Tamam mıdır babacığım?"

Baba kelimesini onun ağzından duymak, Jihoon'un tüylerinin diken diken olmasına sebep oldu.

Köşede, hepsinden uzak dikilen Jungkook alayla sırıttı. Babasıydı işte, ne bekliyordu ondan? Bong Cha ağlamaklı bir ifadeyle ayağa kalkıp, eşine baktı.

"Avukatla yarın görüşürsün." Jihoon kaşlarını çatarak eşine baktı. "Ne avukatı?"

Bong Cha gülümsedi ve Jihoon'a baktı. "E boşanıyoruz." Jungkook, kahkaha attı ama bu ruhsuz bir kahkahaydı. Uzun zamandır böyle gülüyordu zaten... Ruhsuz.

"Ne diyorsun sen? Ne boşanması?"

"Evliliğimiz bitti demek, kas kafalı. Gidip yeni kızınla ilgilen." Yeonjun'a baktı. "Hadi gidiyoruz."

Yeonjun'la birlikte salondan çıktıklarında, sadece üçü kalmıştı. Chungha olanlardan sonra kendini daha da huzurlu hissetmişti. Ailedeki huzursuzluktan mutluluk duyuyordu.

commuovere • liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin