s e v e n t e e n

3.1K 266 216
                                    


[Unexpected]
Lalisa

Mide bulantım git gide artarken, banyoya girip üstümü çıkardım. Sıcak bir duş almak iyi gelebilirdi. Kazağımı çıkardığımda, gözlerim aynaya takıldı. Karnımda morluklar vardı.

Kaşlarımı çatıp yavaşça morluklara dokundum. Bunlar nasıl olmuştu? "Eyvah," diye mırıldandım. Kazağı köşeye atarken, derin bir nefes alıp aynadan tekrar kendime baktım. Kötü düşünmemeliydim, fark etmeden bir yere çarpmış olabilirdim.

Sakinleştiğimde hemen duşa girdim.
Hızlıca duş aldıktan sonra üzerimi giyindim. Saçlarımı kurutup düzleştirdikten sonra da çıktım banyodan. Öğleden sonra doktor randevum vardı. Jungkook'a da ufak bir işimin olduğunu söylemiştim.

Yine her gün olduğu gibi gülüşerek kahvaltı yaptık. Ardından Jungkook, Mina'yı da alıp şirkete geçti. Bende işim bittikten sonra şirkete gidecektim.

Montumu ve çantamı aldıktan sonra evden çıkıp yürümeye başladım. Jungkook beni gideceğim yere bırakmayı teklif etmişti ama kabul etmemiştim. Biraz yürümek iyi gelebilirdi.

Kar kokan havayı soludum iyice. Otobüs durağına kadar yürüdükten sonra hastaneye giden otobüse bindim. Kendimi garip hissediyordum. Kore'ye geldiğimden beri kontrollere ya Minnie ile, ya da Bambam ile giderdim. İlk defa yalnız başımaydım.

Ve ilk defa bu kadar korkuyordum. Hastaneye geldiğimde, gergince indim otobüsten. Büyük bina tam karşımdaydı ama içeri girecek gücümü kaybediyordum. Ellerimi iki yanımda yumruk yaptım. "Sen güçlüsün Liz, yapabilirsin."

İçeri geçtim ve testlerimi verdim. Sıramın gelmesini beklerken, ellerimle oynamaya başladım. İçimde kötü bir his vardı, keşke annem burada olsaydı...

"Lalisa Manoban?" İsmimi duymak hiç bu kadar korkutmamıştı... Yavaşça ayağa kalktım ve doktorun odasına girdim. Bana gülümsedi ve "Hoş geldiniz." dedi.

Ona başımla selam verip, karşısındaki koltuğa oturdum. Elindeki sonuçlarıma baktı önce. Kaşları çatıldı, yüzü gerildi. İşte... Oluyordu.

"Akut Myeloid Lösemi. Daha önce kardeşinizde bu hastalığa sahipmiş."

"Evet." Ağzım kurumuştu, beynim durmak üzereydi. "Çok üzgünüm Lalisa, ama sende bu hastalığa sahipsin."

Dünya durdu. Lily tam karşıma oturdu. Annem ve babam gözümün önünden geçti. Hastanenin ışıkları gözlerime yansıdı. "Ama neyse ki erken teşhis koyduk. Tedavinin işe yarama olasılığı yüksek. Bu yüzden lütfen umutsuzluğa kapılma.

Öncelikle kemoterapi ile başlayacağız. Haftada bir kez hastanemize geleceksin. İlaçlarını da eksiksiz alacaksın. Tavsiyem, sevdiklerinle bir arada olman."

Gülümsemeye çalıştım ve teşekkür edip, odadan çıktım. Kendimi zorla dışarı attığımda gözyaşlarım çoktan akmaya başlamıştı.

"Lily," diye fısıldadım ve banklardan birine oturdum. Hastaydım... Tıpkı kardeşim gibi bende hastaydım! Hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçerken, benim gözüme tek bir kişi takılmıştı: Jungkook

Ya bana bir şey olursa?
O zaman o nasıl ayakta kalacaktı?
Bu sefer onu ayağa kaldıramazlardı ki...

Hayır,ölmeyecektim. Elimin tersiyle gözlerimi sildim ve yürümeye başladım. Ben güçlü biriydim. Bununda üstesinden gelecektim. Gelmek zorundaydım, ailem için,sevdiklerim için ,Jungkook için...

×××

Yaşamak... İnsanoğlunun en başlı amaçlarından biri. Hayatları ne kadar kötü olursa olsun, her zaman yaşamak için tutunan insanoğlu...

commuovere • liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin