[Broken]
Still With You by JkChaeyoung
Taehyung, nemli mavi saçlarını elleriyle dağıttıktan sonra bara girdi. Bende da hemen peşinden geldim. "Artık eve gitsek Taehyung? Yoruldum ben." Dudaklarımı büzdüğümde Taehyung sırıtarak hızla beni öptü.
Şaşkınca bakakalırken, utanarak bakışlarımı kaçırdım. Her ani hareketinde böyle dengem bozuluyordu. Aşk böyleydi işte. İnsanların dengesini altüst ediyordu...
"Gidelim bebeğim," O ceketini aldıktan sonra koluma girdi ve birlikte bardan çıkıp asansöre yöneldik.
Gülüşerek şirketten çıktığımızda buz gibi hava vücuduma ok gibi saplandı. Titrerken "Ah, neden bu kadar soğuk?" dedim ve Taehyung'a daha çok sokuldum. O ise memnun bir şekilde gülümsedi.
Birlikte eve doğru yürümeye başladığımızda kar da yağmaya başlamıştı. Tatlı sohbetimiz ile, evime doğru yaklaştık.
Ama o sırada, biri dikkatimi çekti. Gözlerim kocaman olurken, yakıcı öfkem boğazıma kadar tırmandı. "Bunun burda ne işi var?" dedim öfkeli sesimle. Taehyung kaşlarını çatıp baktığım yere, hemen kapının önüne baktı.
Jaehyun, bakıyordu bize. Yüzündeki ifadeden ne düşündüğü belli olmuyordu. Taehyung, öfkeyle yumruklarını sıkıp, ona doğru döndü. "Ne işin var lan senin burada?"
"Chaeyoung, biraz konuşabilir miyiz?" Alayla sırıttım. Yüzsüz, kapıma kadar gelmişti gerçekten... "Defol git Jaehyun." dedim sert sesimle. Jaehyun ellerini ceplerinden çıkarıp, birkaç adım yaklaştı bana doğru.
Ancak araya giren Taehyung ile durmak zorunda kaldı. "Bas git, olay çıkarma." Jaehyun kaşlarını çattı. "Seninle konuşmuyorum, Chaeyoung ile konuşuyorum."
"O halde benimle de konuşuyorsun. Dayak yemek istemiyorsan defol git." Taehyung'un öfkeli gözleri, Jaehyun'un üzerine alev topları gibi düşüyordu. Ancak tek sorun, Jaehyun'un umurunda bile değildi.
"Taehyung, sakin ol." diye fısıldadım kolundan tutup. Öfkeli Taehyung hoş değildi. Beni hep ürkütürdü. Taehyung bana baktı bir an. Ardından geri çekilip sıkıca elimden tuttu.
Ağlama isteğimi bastırdım. Jaehyun artık umrumda bile değildi. O benim duygularımı ezmişti, kalbimi parçalamıştı.
Oysa Taehyung, kalbimin parçalarını bir bir toplamış, beni güzel sevgisiyle iyileştirmişti. Gülümsedim ve sevdiğim adama baktım. İyiki dediğim tek şeydi o. İyiki onunla tanışmıştım...
"Ben... Özür dilerim Chaeyoung." Jaehyun'un sesiyle, düşüncelerimden sıyrılıp ona bir çöpmüş gibi baktım. Gerçi, zaten öyleydi. Kalbi çöp doluydu onun.
"Özür mü dilersin?" dedim sakince. Ben bile korkmuştum ses tonumdan. Taehyung da elimi daha sıkı tutuyordu. "Özrün umrumda bile değil. Yüzsüz gibi kapıma kadar da boşuna gelmişsin. Defol git ve bir daha da karşıma çıkma. Yoksa bu sefer, sakin olmam."
Jaehyun ilk defa ağlayacakmış gibi baktı gözlerime. Aylar önce benim ona baktığım gibi... Ancak şimdi, ben onu burada yalnız başına bırakacaktım.
Taehyung'a döndüm ve gülümseyerek dudaklarından öptüm. O da beni öperken gülümsedi. "Görüşürüz sevgilim." diye fısıldadım ve ona el sallayıp, eve doğru koştum.
Geçmiş artık geride kalmıştı. Lisa'nın dedikleri gibi olacaktı her şey. Geleceğime bakacaktım ve beni sevenlere odaklanacaktım. Çünkü ben, değerliydim. Tıpkı herkes gibi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
commuovere • liskook
Fiksi Penggemar"Sana bir soru sorabilir miyim?" "Evet, tabii." "Sen benim babamsın, değil mi?" "Evet, öyleyim." "Peki, benim annem nerede?" Commuovere (İtalyanca); "İçinizi ısıtan ve gözlerinizi yaşartan bir hikaye" 𝘣𝘵𝘴 & 𝘣𝘱 𝘧𝘢𝘯𝘧𝘪𝘤