•
Steve bahçeden içeriye girdiğinde ağzını şaşkınlıkla araladı. Ön bahçesinden sadece küçük bir kısmı Romanoff'ların köşkünden çok daha büyüktü.
Tony çantaları götüren adamın uzaklaşmasını bekledikten sonra Steve'e yaklaşıp ellerini sarışının beline koydu ve kendisine döndürdü.
"Güzelim, sorun ne?"
"Çok merak ettiğim için soruyorum. Gerçek işin ne?"
Tony ufak bir kahkaha atıp Steve'e bir adım daha yaklaştı.
"Seri katilim."
"Komik değil."
"Doktorum fakat bunun yanı sıra babamın şirketinde %38'lik hisse bende. Şirketimiz dünya çapında en iyi birinci şirket."
"Dokturluğu mu daha çok seviyorsun iş adamlığını mı?"
Tony içine derin bir nefes çekip Steve'den uzaklaştı ve eve doğru adımlamaya başladı. Hemen arkasından da Steve geliyordu.
"Doktorluk galiba."
Steve tam bir şey diyecekti ki karşıdan kendilerine doğru hızlı adımlarla gelen adamı gördüğünde Tony'den bir adım uzaklaştı.
"Edward. Hoşgeldin oğlum."
"Jarvis. Seni çok özledim."
Jarvis ve Edward birbirlerine sarılırken Steve kafasını çok hafif öne eğmişti. Ta ki Tony belinden tutup kendisine çekene kadar.
"Jarvis. Bu Steve Rogers. Benim için çok değerli biri."
Jarvis elini Steve'e uzattığında sarışın genç de hemen adamın elini tutup sıktı.
"Merhaba Bay Rogers. Babanız yemeğini yedi ve şu an odasında istiharat ediyor. Eğer isterseniz biz de en başta yemeklerimizi yiyelim ve daha sonra bahçede dolaşalım."
Steve adamın hem güzel aksanını hem mütevazi tavırlarına hayran olmuştu. Tony'nin kimin elinde büyüdüğü belli oluyordu.
"Tâbi efendim olur." dedi kısık bir sesle. Jarvis, Tony'e gülümseyerek baktıktan sonra ikisinin yanından hızlı adımlarla uzaklaştı.
"Bay Jarvis biliyor mu?"
"Neyi, sarışın?"
"Eşcinsel olduğunu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ѕeɴe 1845 » ѕтoɴy
Fanfiction1845 yılında geçen iki erkeğin imkânsız aşk öyküsü. Kendisine gelen mektupları her okuduğunda ya da onunla her konuştuğunda daha fazla aşık oluyordu ama bunun yanlış olduğunun da farkındaydı. 1845 yılında iki erkeğin birbirine aşık olması sadece bir...