1845 yılında geçen iki erkeğin imkânsız aşk öyküsü.
Kendisine gelen mektupları her okuduğunda ya da onunla her konuştuğunda daha fazla aşık oluyordu ama bunun yanlış olduğunun da farkındaydı. 1845 yılında iki erkeğin birbirine aşık olması sadece bir...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
3 Gün Sonra
"Bugün baban ile konuştun mu?" diye sordu Tony, Fransız sigarasını yakarken. Steve kafasını sallayıp üstüne gömleğini giymeye başladı.
Tony ise deri koltuğunda oturmuş, bacaklarını pencereden dışarıya çıkartıp elindeki sigarasının dumanını odaya doğru üflüyordu.
"Şunu içmesen olmaz mı?" diye sordu Steve gömleğinin son düğmesini de kapatırken. Tony sigarayı tekrardan dudaklarına götürüp tek kaşını havaya kaldırdı.
"Kokusu rahatsız mı ediyor?"
"Hayır, sorun kokuda değil. Sana zarar veriyor."
Tony gülümseyerek sigarayı koltuğa bastırarak söndürdükten sonra pencereden aşağıya attı ve ayağa kalkıp Steve'e doğru adımlamaya başladı.
"Tamam, içmem bundan sonra."
Steve gülümseyerek Tony'nin dudaklarına ufak bir öpücük bırakmıştı fakat geri çekilecekken Tony kollarını Steve'e dolayıp iyice kendisine çekti ve kafasını sağa yatırarak yeni bir öpüşme başlattı. Tony yavaşça Steve'i koltuğa oturduktan sonra ceketinin cebinden bir sigara çıkarttı ve yaktı. Steve hafif çatık kaşlarla ona bakarken Tony sigrayı onun dudaklarına götürmüştü.
"İçine çek."
Steve kararsız bir şekilde Tony'nin elindeki sigaraya baktığında esmer adam eğilip Steve'in yanağını hafifçe ısırdı.
"Hadi, al dudaklarının arasına."
Steve dudaklarını araladığında Tony sigarayı onun ağzına sokmuştu.
"Şimdi yavaşça içine çek ama hızlı çekme."
Steve, Tony'nin dediği gibi sigarayı içine çekti. Duman en başta ağzının içini dolaşmıştı ama aynı zamanda boğazına ilerleyip acıp bir tat bırakmıştı.
Hızla dudaklarının arasındaki sigarayı çekip kafasını sola döndürdü ve iki kez öksürdü.
"Çok kötü!"
"Bir kez daha çek. Benim için."
Steve yüzünü buruşturarak sigarayı tekrardan dudaklarının arasına aldı ve bir kez daha çekti içine. Bu sefer boğazından geçerken acı bir tat değil güzel bir tat bırakmıştı sanki. Bundan emin olmak ister gibi bir kez daha çekti içine.
Tony sigarayı onun dudaklarından çekip kendi dudağına götürdü ve ufak bir nefes çekip onu da söndürdü daha sonra yere attı.
"Saçların çok güzel." dedi ellerini hafifçe uzamış olan sarı saçlara sokarken. Steve sadece Tony'e baktı.
"Sorun ne? Bana neden öyle bakıyorsun?"
Tony gözlerini Steve'in gözlerine çevirip iki kaşını havaya kaldırdığında sarışın genç hafifçe omuzunu silkmişti.