《 Özel Bölüm 》
3 Sene Sonra
"Rebekah! Yemek hazır mı?" diye bağırdı esmer adam elindeki kalemi masaya bırakırken.
"Evet efendim. Hazır. Bay Stark-Rogers'ı çağırmamı ister misiniz?"
Tony ayağa kalkıp kafasını iki yana salladı ve kapıya doğru adımlamaya başladı.
"Gerek yok. Eşimi ben çağırırım."
"Siz nasıl isterseniz efendim."
Tony baştan sona baktı kadına. 3 sene önce onu da buraya getirmişti. Sırf Steve'e hizmet etsin diye. İlk geldiği günler sessizce işini yapar fakat tiksinir gözlerle Steve'e bakardı. Tony ise içeriye girdiğinde hızla bakışlarını değiştirirdi. Daha sonra Tony'den çok nazik bir şekilde (!) uyarı almıştı ve o zamandan sonra Steve'e karşı daha kibar ve nazik olmaya başladı.
Zamanla ise eve ve bu iki çifte alışmıştı. İkisinin birbirlerine olan aşklarını yakından görmüş ve git gide daha iyi bir insan olmuştu. Hatta Steve'den bile kendi isteği ile özür dilemişti ve elbette Steve büyük bir tebessümle önemli olmadığını söylemişti.
Tony yatak odasına gittiğinde kapıyı tıklattı ve içeriye yavaşça girdi. Eşi müzik eşliğinde tuvala bir şeyler çiziyordu ve o kadar dalıp gitmişti ki Tony'nin geldiğini dâhi görmemişti.
Esmer adam bundan istifade eşinin arkasına geçti ve kollarını onun kaslı bedenine dolayıp dudaklarını ensesine bastırdı. Art ardına öpücükler bırakırken Steve en başta irkilmişti fakat kısa sürede kendisini toparlayıp kafasını sola yatırdı. Bununla beraber Tony dudaklarını Steve'in boynuna götürdü ve öpücüklerini oraya bırakmaya başladı.
"Çok güzel çizmişsin sevgilim." dedi tuvalin üstündeki manzara çizimine bakarken.
Balkon vardı bir tane. Etrafında rengarenk çiçekler. Yukarıdan aşağıya beyaz bir perde iniyordu. Mazarada ise kocaman bir deniz ve dağ vardı.
"Buraya ikimizi ekleyeceğim." dedi Steve balkonu gösterirken. "İkimiz manzaraya bakacağız."
Tony ellerini eşinin karnına; çenesini ise omuzuna koydu.
"Daha iyi bir fikrim var. Sen manzarayı izle, ben de seni izleyeyim. Ne dersin?"
Steve gülerek sağ elini eşinin koydu ve okşamaya başladı.
"Veya manzaraya karşı öpüşürüz. Ne dersin?"
"Ah, evet. Kesinlikle bu daha iyi. Bunu çizmelisin."
Steve büyük bir tebessümle geriye döndü ve boyalı ellerini Tony'nin boynuna doladı.
"Kıyafetlerin boya oldu."
Tony tebessüm etti. "Sorun değil. Senden gelecek her şeye razıyım ben."
Steve'in 3 senedir çözemediği bir şey vardı.
Nasıl olurdu da her gün bu adama yeniden aşık olurdu? Bir insana her gün, her gün aşık olmak gibi bir şey var mıydı?
"Anthony." dedi fısıldayarak. Daha sonra dudaklarını eşinin dudaklarını değdirdi. "Sen benim en eşsiz manzaramsın."
Tony gözlerini kapatıp Steve'in kokusunu içine çekmeye başladı. Bu kokusuz yıllardır nasıl yaşadını anlayamıyordu. Bu koku kendisine oksijen gibi geliyordu.
"Steven Grant. Sen benim en güzel manzara tablomsun."
Dudaklarını hafifçe araladığında Steve'in sıcak dudaklarını iyice hissetti.
"Seni seviyorum Tony."
"Seni seviyorum Steve."
•••••
Steve ve Tony yaşlanana kadar bu adada kaldılar. Her gün birbirlerine daha fazla aşık oldular. Yan yana, mutlu ve huzurlu bir şekilde öldüler.
Bu hikayeyi yazarken ayrı bir zevk aldım. Belki eski dönemli bir konu işlediğim için belki de Steve ve Tony'nin aşkını çok sevdiğim için, bilmiyorum.
Steve ve Tony'nin sonu mutlu bitti. Tüm engellere rağmen birbirlerine sımsıkı sarılıp her şeyi üstesinden geldiler. Öyle bir zamanda bile aşktan korkmadılar.
Bazenleri o dönemleri merak ediyorum. İllaki bu tür olaylar (gay ilişkisi) yaşanmıştır fakat sonları nasıl bitti? Steve ve Tony gibi mutlu mu yoksa acı mı?
Umarım bir gün yıllara bakmaksınız tüm aşkların sonu biter.
Kız × Erkek
Erkek × Erkek
Kız × Kız
Ve daha sayamadığım birçoğu.Kendinize iyi bakın 💙
Sizleri seviyorum 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ѕeɴe 1845 » ѕтoɴy
Fanfiction1845 yılında geçen iki erkeğin imkânsız aşk öyküsü. Kendisine gelen mektupları her okuduğunda ya da onunla her konuştuğunda daha fazla aşık oluyordu ama bunun yanlış olduğunun da farkındaydı. 1845 yılında iki erkeğin birbirine aşık olması sadece bir...