İlk Öpüşme

1.1K 96 145
                                    

Steve on beş dakika boyunca Tony'i büyük evde aramış durmuş ve en sonunda onu bahçede bulmuştu. Biraz çekingence onun yanına gittiğinde Tony belirli şekilde gözlerini devirdi.

"Benden utanma işini ne zaman bırakacaksın Steven?"

Steve gözlerini Tony'nin yüzüne çevirdiğinde esmer adamın dudaklarında tebessüm görmüştü ve bu onu rahatlatmıştı.

"Özür dilerim. Üstüne gitmek istememiştim."

"Bana bana böyle bakma."

"Nasıl?"

"Gözlerinin içini siyahlaştırıp dışını maviliştirme."

Steve gülümseyerek kafasını salladığında Tony sağına soluna bakındı. Kimsenin gelmediğinden emin olduğunda kollarını sarışın gencin beline dolayıp yüzlerini iyice yaklaştırdı ve Steve'in kızaran yanaklarına öpücükler bıraktı.

"Sana küs kalamam ki ben."

"Birinin görmesinden korkmuyor musun?"

Tony kafasını iki yana salladı. "Şu an buradaki herkes emrim altında. Görseler bile beni tehdit edecek durumda değiller."

Steve sessizce kafasını salladığında Tony dilini kendi alt dudağında yavaşça gezdirdi. Daha sonra ise kollarını Steve'in belinden çekti.

"Babanın yanına gittin mi?"

"Henüz gitmedim. Neredeyse on beş dakikadır seni arayordum."

"Gel, gidelim o zaman." dedi Tony adımlamaya başlarken. Steve sessizce onu takip ederken kış ayında bile yeşilliğini hâlâ koruyan bahçeden çıkıp eve girdiler. İkinci kattaki bir odanın önüne geldiklerinde Tony kapıyı tıklatıp usulca açtı ve ilk Steve'in girmesine müsaade etti.

Steve yavaşça içeriye girdiğinde Tony'e bir kez daha hayran olmuştu. Oda sıcaktı, zatürree hastası için iyi bir sıcaklıktı. Gözlerini yatakta uyuyan babasına çevirdikten sonra tekrardan Tony'e döndü.

"Bıraklım uyusun, sarışın. Birazdan tekrardan geliriz." diye fısıldadı Tony. Steve kafasını sallayıp odadan çıktığında Tony kapıyı kapatıp merdivenlere doğru adımlamaya başladı.

"Üstünü hâlâ değiştirmedik." dedi Steve'e dönerken. Sarışın genç gülümseyerek Tony'nin peşinden gitti ve odaya girdi. Ya şeytan ya da melek etkiliyordu, bilmiyordu ama tüm bunlar hoşuna gidiyordu; Tony hoşuna gidiyordu. Yanlış veya doğru olması umrunda değildi.

Tony kapıyı kilitlediğinde Steve gömleğinin düğmelerini açmaya başlamıştı bile. Tony önüne gelip durduğunda gözlerini onun gözlerine çevirdi.

"Biliyor musun sarışın. Yemekten önce bir duş alsak daha iyi olur."

"B-beraber mi?"

"Sorun değilidir umarım."

Steve, Tony'nin hızlı biri olduğunu biliyordu fakat bu kadar hızlı olacağını tahmin etmemişti. Bir tarafı bu teklifi kabul etmek istese de diğer tarafı bunun yanlış olduğunu bas bas bağırıyordu.

Tony ondaki kararsızlığı gördüğünde elini tutup banyoya doğru adımlamaya başladı.

"Tony, ben...-"

"Utanıyorsun, biliyorum. Bunu aşmamız lazım."

Steve bir şey demeden Tony'i takip etmeye başladı. Büyük banyoya girdiklerinde Steve ufak bir nefes alıp verdi. Bu banyo bile eski evlerinden daha büyüktü.

Banyonun ortasındaki büyük tuhaf şey dikkatini çekti. İçi boştu ve kenarlarında musluk vardı.

"Bu bir küvet." dedi Tony, Steve'in elini tutup küvetin yanına götürürken. "Ben yaptım. Ayakta yıkamak yoruyordu."

ѕeɴe 1845 » ѕтoɴyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin