1845 yılında geçen iki erkeğin imkânsız aşk öyküsü.
Kendisine gelen mektupları her okuduğunda ya da onunla her konuştuğunda daha fazla aşık oluyordu ama bunun yanlış olduğunun da farkındaydı. 1845 yılında iki erkeğin birbirine aşık olması sadece bir...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Tony göğsünde uyuyan adamın saçlarını uzun uzun okşadı. Arada da terlemiş vücuduna bakıyor ve tebessüm ediyordu.
Kaç dakika boyunca Steve'in uyuyuşunu izledi bilmiyordu ama bir anda kapı açılmaya çalışınca Tony hızla kafasını sola çevirip kapıya baktı. Bu sesten dolayı Steve'de açmıştı gözlerini.
"Tony! Hangi kadın ile sevişiyorsun bilmiyorum ama çabuk çık! Loris kaza geçirmiş! Hemen gel buraya!"
Tony babasına gözlerini devirirken uykudan uyanmış ama hâlâ kendisine gelememiş olan Steve'e baktı ve yüzüne bir öpücük bıraktı.
"Ben birazdan gelirim. Sen benim ardımdan kapıyı kilite."
Steve kafasını sallayıp bedenini yukarıya kaldırdı ama kalçasına giren ağrı ile hızla dudağını ısırıp kafasını öne eğdi.
"Üzgünüm. Çok sert davrandım değil mi?"
"Sorun yok." dedi gülümseyerek sarışın genç. "Buna değdi." daha sonra Tony'nin dudağına ufak bir öpücük bıraktı.
Esmer adam ona tebessüm ettikten sonra ayağa kalkıp kıyafetlerini giydi ve kapıya gitti. Peşinde de Steve vardı ve her adımda dudağını daha fazla ısıyordu.
"Söz veriyorum bir diğerine bu kadar sert davranmayacağım." dedi esmer adam kollarını Steve'in çıplak bedenine dolarken. Daha sonra kafasını beyaz boyna gömüp içine sarışının güzel kokusunu çekti ve büyük bir öpücük bıraktı. "Çok güzel kokuyorsun."
"Senden ayrılmak istemiyorum." diye mırıldandı Tony, Steve'e daha fazla sarılırken. Steve gülerek kollarını Tony'nin bedenine doladı ve yanağına bir öpücük bıraktı.
"Bir yere gittiğim yok. Artık sana aitim."
"Sen kimseye ait değilsin, Steve. Sen sadece sana aitsin."
Steve en başta ne diyeceğini bilemesede daha sonra Tony'nin yüzünü tutup boynundan uzaklaştırdı ve dudaklarını esmer adamın dudaklarına kapatıp büyük bir öpüşmeye girdi.
"Seni seviyorum Tony."
"Bir daha söyle."
"Seni seviyorum."
"Bunu en az yüz kez söylettirirdim sana ama babamı sinirlendirmek istemem."
Steve gülümseyerek kafasını salladıktan sonra Tony, Steve'in dudağına minik bir öpücük daha bırakıp kafasını aşağıya indirdi.
"Seni de seviyorum."
Steve, Tony'nin kiminle konuştuğunu anlayınca esmer adamın koluna vurdu.
"Tony!"
Tony ufak bir kahkaha atıp kolunu tuttu ve kapıya iyice yaklaştı.
