1845 yılında geçen iki erkeğin imkânsız aşk öyküsü.
Kendisine gelen mektupları her okuduğunda ya da onunla her konuştuğunda daha fazla aşık oluyordu ama bunun yanlış olduğunun da farkındaydı. 1845 yılında iki erkeğin birbirine aşık olması sadece bir...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
•
Steve sabah uyandığında gömleğini ve askılı pantolununu giyip lavobaya gitti. Yüzünü iyice yıkadıktan sonra jileti yüzüne koydu ve aynadan kendisine baktı.
Acaba kirli bir sakal bıraksa yakışır mıydı?
Saçmalama diyerek jileti yüzüne sürttü. Saç ve sakal bizlere yasak. Sakallarını alırken canı biraz yanıyordu ama buna alışmıştı bunca senedir. Aslında bir ara Bay Romanoff'un yüzüne sabun gibi ama sabundan çok köpüğe benzeyen beyaz bir şey görmüştü fakat hiçbir zaman onun ne olduğunu sormamıştı.
Yüzündeki sakalları tamamiyle aldıktan sonra ellerini saçlarına attı. Saçları hafiften uzamaya başlamıştı.
Eminim ki sana uzun saç çok yakışacaktır, Steven.
Kafasında Tony'nin sesi yankılandığında dudakları hafifçe yukarıya kıvrılmıştı. Bay Stark tanıdığı diğer soylular gibi kibirli, kendini beğenmiş, küstah biri değilde. Karşısındaki kişiyi gerçekten de insan gibi hissettiriyordu, değer veriyordu.
Steve ise Tony'nin neden bu kadar iyi biri olduğunu bilmiyordu ama Bay Stark'a gerçekten de değer vermeye başlamıştı.
Fötr şapkasını kafasına taktıktan sonra içeriye geldi. Babası uyanmış gülümseyerek kendisine bakıyordu.
"Günaydın Steven."
"Günaydın babacığım."
"Bay Stark'ın yanına mı?"
Steve kafasını usulca salladığında Joseph kafasını hafifçe öne eğdi.
"Bay Stark çok naif ve kibar bir soylu. Umarım Bayan Romanoff ile mutlu bir ilişkileri olur."
"Anlamadım?" dedi Steve kaşlarını çatarken.
"Leydi Natasha'dan bahsediyorum. Hem Bay Stark hem Bayan Romanoff genç ve bekar insanlar. Buraya iş için geldiklerini pek sanmıyorum. Amaçları Bay Stark ve Bayan Romanoff'un arasını yapmak olduğu aşikâr. İkisi de çok iyi insanlar. Dilerim ki hep mutlu olur yuvaları."
Steve bir şey demek için ağzını açtı fakat kapının nazikçe tıklanması ile açtığı ağzını kapatıp kapıya gitti. Kapıyı açtığında ise Tony ile karşılaşmıştı.
"Günaydın, Steven... Yanağın neden kanıyor senin?"
Tony hızla içeriye girip kapıyı kapattı ve Steve'i kolonun arkasına çekti. Böylelikle Joseph'in görüş mesafesinden çıkmışlardı.