1845 yılında geçen iki erkeğin imkânsız aşk öyküsü.
Kendisine gelen mektupları her okuduğunda ya da onunla her konuştuğunda daha fazla aşık oluyordu ama bunun yanlış olduğunun da farkındaydı. 1845 yılında iki erkeğin birbirine aşık olması sadece bir...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
•
"Burası ne kadar güzelmiş." diye mırıldandı esmer adam çiçek dolu bahçenin her ayrıntısına bakarken. Daha sonra gözlerini kendisinden iki adım geride duran sarışın gence çevirdi. "Sen ne düşünüyorsun, Steven?"
"Haklısınız,efendim." diye karışlık verdi Steve yine kısık sesiyle. Tony olduğu yerde kalıp içine derin bir nefes aldı ve tüm bedenini Steve'e çevirdi.
"Steven, kaç yaşındasın?"
"21, efendim."
"Gerçekten de çok gençsin."
"Siz de öyle duruyorsunuz."
"30 yaşındayım."
"Bunu belli etmiyorsunuz."
Tony gülümseyerek ellerini bol pantolonunun cebine koydu ve adımlamaya devam etti. Hemen ardından da Steve'in geldiğini hissediyordu. Beyaz kardelenlerin arasından geçtikten sonra sarı-beyaz nergislerin bulunduğu ufak gölün oraya geldiler. Esmer adam tek dizinin üzerine çöküp bir tane nergis aldıktan sonra Steve'e döndü ve nergisi sarışın gence uzattı. Steve'in hem şaşkın hem kararsız gözlerle elindeki nergise baktığını görünce sesli bir şekilde güldü.
"Sana yüzük uzatmadım, Steven. Sadece masum bir çiçek uzattım. Alabilirsin."
"Ben, ben üzgünüm. Bunu kabul edemem."
"Neden?"
Steve maviliklerini Tony'nin kahvelerine çevirip ağzını hafifçe araladı fakat diyecek bir şey bulamadığı için dudaklarını tekrardan birleştirdi.
"Etrafta kimse yok. Gören olmayacaktır. Eğer bunu alırsan beni çok mutlu edeceksindir, Grant."
Steve bu adamı kırmak istemiyordu. Bir soylu olmasına rağmen kendisine çok kibar ve nazik davranıyordu. Bu çiçeği geri çevirmek bu adama bir haksızlık olurdu.
Bu yüzden Tony'nin elindeki çiçeği alıp dudaklarına ufak bir tebessüm yerleştirdi. "Teşekkür ederim, efendim."
"Nergisin hikâyesini bilir misin, Steven?"
"Bilmiyorum, efendim."
"Anlatmamı ister misin?"
"Siz nasıl isterseniz."
"Ben anlatmak isterim ama sen dinlemek ister misin? Lütfen siz bilirsiniz deme. Şu an senin fikrini soruyorum."