Tony çok narin bir şekilde Steve'in bedenini yatağa koyup ayakkabılarını çıkarttı. Daha sonra ise ince örtü ile beline kadar kapatıp başucuna oturdu ve ufak bir tebessümle elinin tersini Steve'in yüzünde gezdirmeye başladı.
Steve'in sıcak tenini seviyordu ve bu sıcak teni o kadın yüzünden kaybetmek istemiyordu. Steve'e hak veriyordu. Birini öldürmek etik sayılan bir şey değildi ama eğer bunu yapmasaydı o kadın ileride başlarına dert olacaktı.
Dert olması sorun değildi aslında. Yani en azından Steve ile tanışana kadar. Eğer Steve'i bu kadar çok sevmeseydi umrunda bile olmaz 'git kime ne diyorsan de.' derdi. Sonuçta gerçekten de Tony'e bir şey olmazdı. Ülkenin en zengin ve en soylu kişilerinden biriydi. Klise buna karşı bile çıkmaz; hiçbir suçu olmadığı halde Steve'e 'sen baştan çıkartıcı bir şeytansın.' deyip idam edilirdi.
"Bunu sadece senin için yaptım." dedi Tony, Steve'in dudaklarında parmaklarını gezdirirken. "Senin geleceğin için yaptım Steve. Yine olsa yine yaparım."
Eğilip Steve'in dudaklarına bir öpücük bırakırken yanağından süzülen sıcak sıvıyı hissetmişti. Hızla geri çekilip elinin tersi ile gözyaşlarını sildi.
"Şuna bak. Hiçbir şeye ağlamayan ben şimdi bir çocuk gibi ağlamak istiyorum kucağında."
Gözlerini biraz açıp kapadıktan sonra tekrardan Steve'in yüzüne eğildi ve birkaç saniye onun masum yüzüne baktı. Daha sonra ayağa kalkıp Steve'in odasından çıktı. Nasıl olsa Steve yarın sabaha kadar kesintisiz uyuyacaktı.
•••
Sabah yüzüne vuran güneş ışınları ile açtı gözünü Steve. Birkaç saniye kendisine gelememişti fakat daha sonra hızla yataktan doğrulup önüne baktı. En son Tony bir o kadını öldürmüştü ve daha sonra kendisini bayıltmıştı.
Odaya bir göz attığında kimsenin olmadığını gördü. Üstündeki örtüyü çekip ayakkabıları giydi ve sessizce kapıyı açtı. Daha sonra ise sessiz adımlarla aşağıya indi. Tony ve Jarvis'in odada kadınla ilgili konuştuklarını görünce ne yapacağını bilemeden öylece durdu.
"Kaza süsü verildi. Otopsi istenmedi. Hisseler ise bugün tamamıyla üstüne geçecek Tony. Artık Lorissa şirketinin %48'ine sahipsin."
"Steve'e bu işleri öğrettikten sonra hisseleri onun üstüne geçirecektim fakat bunu kabul edeceğini sanmıyorum. Hatta beni bile kabul edeceğini sanmıyorum."
Steve yüzünü aşağıya eğip içine derin bir nefes çekti. Bu kadar kolay yumuşamaması lazdımdı. Tony birini öldürmüştü fakat Steve, Tony'e küs kalmak istemiyordu.
Kolunun arkasından çıktığında ilk Jarvis görmüştü onu. Tony'e gülümseyip odadan çıkmak için adım attığında Tony geriye döndü ve Steve'e baktı. Jarvis odadan çıktığında ise Steve içine derin bir nefes çekip bir adım geriye gitti.
"Benden korkuyorsun." dedi Tony gülerek. Fakat sinirle güldüğü belliydi.
"Sence bu normal değil mi?" dedi Steve tek kaşını kaldırırken.
Tony omuzunu silkip masanın üzerindeki viski şişesine doğru adımlamaya başladı. "Bilmiyorum. Hiçbir zaman normal biri olamadığım için normallik nasıl bir şey anlayamam... Bunu en son sen söyledin bana."
"Öyle demek istememiştim."
"Ne demek istemişin o zaman? Canavar, yaratık, katil? Ohh, dur. Canavar diye de dedin. Hadi, yaratık ve katili de söyle. İçinde kalmasın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ѕeɴe 1845 » ѕтoɴy
Fanfic1845 yılında geçen iki erkeğin imkânsız aşk öyküsü. Kendisine gelen mektupları her okuduğunda ya da onunla her konuştuğunda daha fazla aşık oluyordu ama bunun yanlış olduğunun da farkındaydı. 1845 yılında iki erkeğin birbirine aşık olması sadece bir...