Bir Ay Sonra
Harry tencereye bakıyordu, tencere ona. Draco ona bu konu da daha istekli olması gerektiğini söyleyerek onu makarnayla yalnız bırakmış ve dışarı çıkmıştı. Harry ise kesinlikle Draco'yu zehirlemekten korkuyordu.
Yaklaşık yarım saat sonra kapıdan anahtar sesi geldiğinde Harry hala boş tencereye baktığını fark etti. Bu derin bir nefes almasına neden olmuştu.
"Selam" diyerek içeri girdi Draco. İkinci öğretim sınıfından tanıştığı arkadaşı Teo'dan ceza hukuku notları alıp, eşya hukuku notlarını vermişti.
"Selam" diye fısıldadı Harry. Bir makarnayı bile pişirmekten aciz olan biri gibi görünecek olmak canını sıkıyordu şu an. Bu sırada Draco ayakkabılarını çıkartmış salona adımlamıştı. Patiayak onu gördüğü zaman koşarak ona doğru gelmişti.
"Sanırım cesaret edemedin" dedi Draco küçük köpeği severken koltuğa kurulmuştu ve oradan baktığı zaman tencerenin içinde su bile olmadığını görebiliyordu. Bu aslında tahmin ettiği bir şeydi ama onu cesaretlendirmek istemişti. Harry ise sadece sessizce oflamıştı.
"Ben sadece zehirlenmek istemiyorum. Tabi bir de seni de zehirlemeyi asla istemem" Draco bu cümleyi duyduğu zaman sadece içten bir şekilde gülmüştü.
"Pekala, neden beraber akşam yemeği yapmıyoruz ki?" deyip tekrar ayağa kalktığında Harry bu krizi bir fırsata çevirmek için direkt atılmıştı.
"Ben yemeğe yardım edeceksem sende bulaşığa edersin" demişti Draco bir kaç adımla yanına geldiği sırada.
"Tamam" dedi sarışın çocuk gülerek ama aklında başka bir şey var gibiydi.
"Makarnayı boş ver lazanya yapmaya ne dersin?" Harry ona çok büyük bir hayranlıkla bakmaya başlamıştı duyduğu bu cümleyle beraber.
"Lazanya yapmayı biliyor olamazsın?" dedi şaşkınlıkla bu sırada Draco çoktan buz dolabından malzemeleri çıkartmaya başlamıştı bile.
"Ya biliyorsam?" dedi Draco dolaptan süt ve kremayıda çıkartırken.
"Draco Malfoy Fan Club kurucu başkanı olurum" dedi Harry açıkça. Lazanya, bu dünyada yemekten asla sıkılmayacağı tek şey olabilirdi çünkü. Draco ise bu tepkisine sadece gülmüştü.
"Pekala Potter, önünde durduğun tencereye su doldur bakalım"
*
"İstediğim kadar koyabilir miyim?" dedi Harry elinde ki kaşarlara bakarken. Neredeyse tamamen bitirmişlerdi yaptıkları yemeği. Draco üstüne kaşar ekleyip fırınlandıktan sonra yemeye hazır olacağını söylemişti.
"Elbette" dedi Draco, Harry normalden biraz daha fazla kaşar koyarken. Her şeyi göstermişti ve hiç sıkılmadan sorduğu her soruya da cevap vermişti. Harry ise en çok salça sosuna şeker koymalarına şaşırdı ama Draco ekşiliğini aldığını söylemişti.
"Şimdi ne yapacağız?" Harry kaşarın geri kalanını buz dolabına koyarken.
"On beş dakika kadar daha fırınlayacağız, sonrasında hazır olacak" dedi tezgahın üzerinde duran fırın tepesinini alıp fırına atarken. Bu bunu sanırım üçüncü açıklamasıydı ama asla sıkılmıyor gibiydi.
"Tatlı yapmayı da biliyor musun?" dedi Harry poposunu masa niyetine de kullanılan, salon kısmıyla mutfak kısmını ayıran tahta bölüme yaslarken. Oldukça heyecanlı duruyordu aslında ve bu Draco'nun da hoşuna gitmişti.
"Sütlü tatlı yapabiliyorum" dedi Draco fırının önünden çekilerek. Bir kaç düğme ayarı yaptıktan sonra yüzünü Harry'e doğru dönmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Need U | Drarry | AU
FanfictionGay olduğunu bilen ve annesinin zoruyla yargıçlık okumaya zorlanmış Draco ve çok güzel bir kız arkadaşı olan, annesiyle babasının ölümünden sonra öldürülen her kişi için adalet aramaya yemin edip yargıçlık okumaya başlamış olan Harry. Ateşle barut p...