Bliase ve Ron, Draco'yu tutmaya çalışıyorlardı. Aslında Draco ikisiyle de hala konuşmuyordu ama ikisinin de onunla konuşmaya çabaladığı sırada okuldan bir çocuk 'Vatan hainlerinin ailelerini neden kurşuna dizmiyorlar ki?' demişti Draco'ya bakarak. Draco onu iki kişi tutuyor olmasına rağmen ilerleyebiliyordu, sonuçta özel harekat bir babanın oğluydu.
"Vatan haini?" diye bir ses duydu daha sonra.
"Eminim ki sizlerin babası kendi paçasını kurtarmak için ellerinden geleni yaparlardı. Lucius Malfoy gibi ülkesine vatan haini ilan edilme riskini alarak, ülkesi için kaç kişi ölebilir ki?" Harry, Draco'nun yanına gelip elini tuttuğunda Draco sakinleşmiş hissediyordu.
"O adam vatan hainiydi zaten!" dedi çocuk, Draco yine ileri atılacak gibi olduğunda Harry onun elinin tutuşunu sıkılaştırdı.
"Lucius Malfoy hakkında bildiğin tek şeyin ismi olduğuna yemin edebilirim. Çünkü cahil olmayıp cehalete yenik düşmeyen hiç kimse bu şekilde tepki vermezdi. Yazık, bir de üniversite okuyorsunuz" dedi Harry ve ters yönde yürümeye başladı. Bu sırada kendisiyle birlikte Draco'yu da sürüklüyordu.
"Kim cahil, kim sevgilisine inanarak hareket ediyor acaba!" diye bağırdı çocuk ve Harry olduğu yerde durdu.
"Lucius Malfoy, özel harekat polisi ve milli istihbaratçı. Yaşasaydı şu an kırk bir yaşında olacaktı ve yüzden fazla başarı madalyası var. Buna üstün başarı madalyaları dahil bile değil. Dört dil konuşabiliyordu ve bunlar Fransızca, İspanyolca, Almanca ve İtalyanca'dı. Başbakandan ödül almış tek milli polis ve bunlar sadece Google'a Lucius Malfoy yazınca çıkan basit şeyler" dedi Harry ve yürümeye devam etti. Draco mu? O şu an sevgilisine hayran hayran bakıyordu.
*
Dikkat Pansy kişisi sizi bu gruba ekledi.
Dikkat Pansy kişisi Sevgilim kişisini bu gruba ekledi.
Dikkat Pansy; Neredeyse bir ay oldu, belki biraz sakinleşmişsinizdir diye yazmak istedim. Amacım sizi üzmek ya da zor durumda bırakmak değildi. Özür dilerim tamam mı? Hepimiz sizi çok özledik.
Bu sırada Harry fotoğraf paylaşmakla meşgul olduğu için mesajları ciddiye almadı.
harrypotter; kendisi gözlüğümü benden daha çok kullanıyor 🍀
Draco mutfakta bir şeyler yaparken telefonuna gelen bildirimle irkilmişti.
"Ben etiketledim" dedi Harry salonda yatarken.
"Tamam" dedi Draco, bu sırada fırını kontrol ediyordu.
Dikkat Pansy; Hala mı küsüz gerçekten :(
Draco yavaşça telefonunu çıkarttı cebinden. Bir elini tezgaha yaslamıştı.
Sevgilim; Evet
Harry kıkırdadı onun cevabına. Bu çocuk küstüğünü kesinlikle gizlemiyordu insanlar gönlünü alsın diye. Draco ise bu sırada Harry'nin fotoğrafına yorum atıyordu.
mr.malfoy; Yanımda güvenme hissetmeni seviyorum diyelim
Ikiside gülümserken gelen yorumla bu gülümseme yerini göz devirmesine bırakmıştı.
black_lupin_sirius; ARALARINI BEN YAPTIM
"Acıktım" dedi Harry telefonunu kitleyip sehpaya koyarken.
"Beş, ya da on dakikası var canımın içi" dedi Draco. Harry'nin bir çocuk gibi olması çok hoşuna gidiyordu. Gerekli zamanlarda olgun olmayı bilen bir çocuk gibi olması yani.
"Peki" dedi Harry bu sefer de televizyona sararak. Gerçekten çok sıkılıyordu ama bunu Draco'ya belli etmek istemiyordu. Çünkü bugün onun çok yorulmuş olduğunu biliyordu ve buna rağmen kendisine yemekte yapıyordu.
"Evlilik hukuku notun var mı?" dedi Draco telefonuna bakarak konuşuyordu.
"Evet neden ki?" dedi Harry, o da televizyona bakarak konuşuyordu.
"Tam mı?"
"Evet aşkım" dedi Harry kafasını ona çevirerek. Harry'nin kendisine baktığını fark eden Draco işaret parmağını kaldırdı. Harry ise sabırla bekledi onun parmaklarının hareketinin bitmesini. Draco telefonunu kitleyip cebine koydu ve fırına doğru eğildi.
"Profesör Snape ikinci öğretim dersine boşanma kısmından soru geleceğini söylemiş" dedi Draco tavuğu fırından çıkartırken.
"Yavaştan ders çalışmaya başlamamız lazım ya gerçekten" dedi Harry doğrulup.
"Bendeki ceza hukuku notu tam değil" dedi daha sonrasında.
"Ceza hukuku bende tam" dedi Draco tabakları çıkarırken.
"Temel adalet kavramlarını bulmamız lazım" dedi sarışın adam tabakları doldururken.
"O adama katlanamıyorum" dedi Harry de sevgilisine yardım etmek için kalkarak.
"Aslında iyi adam ama ders anlatamıyor evet" Harry omuzlarını silkti ve bardakları çıkarttı.
"Çok güzel kokuyor tanrım" dedi Harry masaya otururken. Eskiden Draco'nun karşısına otururdu ama artık yanına oturuyordu.
"O kadar güzel olmamış olabilir, aklım başka bir yerdeydi. Biliyorsun" dedi Draco. Draco dün gece annesinin yanına gitmiş ve bugün akşama doğru geri gelmişti. Harry isterse dışarıdan söyleyebileceğini söylemişti ama Draco kafa dağıtmak istediğini söyleyip kabul etmedi.
"Sorun değil" dedi Harry, Draco onun yanına otururken.
"Annen nasıl?" Draco gözlerini devirmeden edemedi. Çok sinirliydi annesine. Hiç bir şey yokken yanıma gelmezsen kendimi öldürürüm diye aptal saptal triplere girmişti.
"Hastaneye yatırdık, pek umudum yok artık" dedi Draco tavuğundan bir çatal alırken.
"Deme öyle" dedi Harry onun yanağına ufak bir öpücük kondurarak. Ardından çatalını eline aldığında Draco onu durdurdu.
"Dışarıdan söyleyeyim. Çünkü zehir zıkkım gibi acı olmuş" Harry onun cümlesine kıkırdamıştı.
"Tamam bebiş" dediğinde Draco gözlerini devirdi.
"Kim bebiş acaba?" dedi gülerek, masayı tekrar kaldırmaya başlamıştı. Harry boş yere bulaşık yıkayacağına çok üzüldü o an.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Need U | Drarry | AU
FanfictionGay olduğunu bilen ve annesinin zoruyla yargıçlık okumaya zorlanmış Draco ve çok güzel bir kız arkadaşı olan, annesiyle babasının ölümünden sonra öldürülen her kişi için adalet aramaya yemin edip yargıçlık okumaya başlamış olan Harry. Ateşle barut p...