Harry derste uyuyordu. Profesör Binns'in Temel Adalet Kavramları dersindeydiler. Finallerden önceki son dersiydi ve bu ders vize olarak ikisinin de kaldığı tek dersti.
"Risk nedir?" dedi profesör sınıfa bakarak.
"Bir dava da alabileceğiniz en büyük risk nedir?" profesörün sorusuna arkadan bir kız cevap vermişti.
"Risk baban vatan hainiyken insan içine çıkmaktır" dediğinde o ve arkadaşları gülmüştü ama Draco'nun elinde tuttuğu kalem kırılmıştı bir anda. Profesör Binns ise önce Draco'ya bakmış sonrasında öyle cevap vermişti.
"Bayan Chang, dersimden en az yedi yıl geçememe hakkı kazandınız. Çünkü okulda siyaset yapamazsınız" dedi ve Draco'nun omzunu sıktı yaşlı adam -son ders olduğu için en öne oturmuştu-. Cho ise mosmor olmuş bir şekilde oturuyordu yerinde. Az önce ki gülen halinden eser yoktu.
"Evet Bay Diggory" dedi yaşlı adam elini kaldıran diğer bir öğrencisine doğru.
"Risk, ülkende vatan haini ilan edilme olasılığını bilip, arkanda aileni bıraksan bile daha fazla masum insan ölmesin diye ölmeyi göze alabilmektir" dediğinde Draco derin bir nefes almış ve arkadaki çocuğa doğru dönmüştü. Sessizce 'teşekkürler' dediğinde bu çocuk sadece gülümsemişti.
"Doğru Bay Diggory" dedi Profesör Binns. Bu sırada Cho olaya atladı.
"Derste siyaset yapamıyorduk?" dediğinde sırasında gerinen Harry cevap verdi.
"Sen insan dışlayıp, düşmanlık besliyorsun ve aynı zamanda zorbalıkta yapıyorsun. Cedric sadece ülkede var olan bir olaydan örnek veriyor" dediğinde omuzlarını silkiyordu.
"Bay Potter, teşekkür ederim beni bu zahmetten kurtardığınız için" dedi yaşlı adam ve kendi masasına doğru geri ilerledi.
"Evet, dönemin son dersi bitmiştir arkadaşlar. İyi tatiller diliyorum ancak ders çalışmayı unutmayın" dediğinde herkes ayaklanmaya başlamıştı.
"Bay Malfoy, sizinle görüşebilir miyiz?" dediğinde hem Harry hem Draco derin birer nefes almışlardı.
"Kafeteryada bekliyorum" dedi Harry çantasını alıp çıkarken. Draco yaşlı adamın yanına adımlarken yaşlı adam konuşmak için herkesin sınıftan çıkmasını beklemişti.
"Öncelikle böyle bir şey olacağını tahmin edemedim ama düşünmek zorundaydım. Gerçekten üzgünüm" dedi yaşlı adam ama Draco gülümsedi.
"Ben babamın kim olduğunu biliyorum Profesör" dediğinde yaşlı adam gülümsemişti.
"İnan bana konu hakkında bilgi sahibi olan herkes neyin ne olduğunu biliyor evlat" Draco derin bir almak zorunda hissetmişti kendisini. Ne olursa olsun babası hakkında konuşmayı pek sevmiyordu.
"Yine Bayan Chang gibi densizler her zaman olacak etrafında ne yazık ki"
*
"Aşkım asma suratını" dedi Harry, birlikte eve doğru yürürlerken.
"Sinirim bozuluyor sadece" dedi Draco, yerde ki karlara tekme ata ata yürüyordu.
"Cho kim ki senin sinirini bozuyor" dedi Harry onun koluna girerek. Draco onun elini anında kendi montunun cebine sokmuş ve sıkı sıkı tutmuştu.
"Of aman bilmiyorum" dedi yürümeye devam ederken ama Harry, sağa dönmeleri gerekirken onları sola doğru yönlendirdi.
"Bebeğim?" dedi Draco şaşkınlıkla.
"Yarın noel, bugün dönemin son dersine girdik. Biraz mola verelim diyorum, yıl başından sonra zaten iki hafta sınavlarla boğuşacağız" dedi Harry heyecanla. Madem Draco'nun morali bozulmuştu, Harry o morali toplayacaktı.
"Aklında bir şey var mı?" dedi Draco onunla birlikte yürürken. Harry'nin eli hala Draco'nun montunun cebindeydi.
"London Eye'nin önünden dilek feneri uçurmaya ne dersin?" dedi Harry heyecanla. Ginny'le olan ilişkisinden sonra aslında çok korkmuştu bir ilişkinin altından kalkamamak konusunda ama bayağı iyi gidiyor gibiydiler. Tabi daha ilk kavgalarını ya da tartışmalarını yaşamamışlardı ama neredeyse iki aydır beraberlerdi. -Bu arada hala öpüşmemişlerdi bile çünkü Harry'nin gerçekten tükürük iğreltisi vardı ama Draco için bu hiç problem değildi-
"Benim dileğim gerçekleşti" demekle yetindi Draco ama Harry bir kaç saniye durmuş sonra kafasını eğmişti.
"Utandım" dedi çok sessiz bir şekilde.
"Fark ettim" dedi Draco ama artık gülüyordu.
"Bence London Eye'e binebiliriz" dedi daha sonrasında ama Harry'nin kafası korkuyla kalkmıştı ona doğru.
"Olmaz" dedi hemen sonra önüne döndü. Draco ise ters bir şey olduğunu fark ettiği için sadece omuzlarını silkmişti.
"Tamam, dilek feneri uçuralım" dedi o yüzden. Harry de elini onun montunun cebinden çıkarttı ve yan bir şekilde sarıldı ona. Draco gerçekten hiç bir şeyi sorgulamıyor, onun anlatması için saygı duyuyordu ve bu Harry için o kadar mutluluk verici bir şeydi ki.
"Yükseklik korkum var" dedi sadece ama devamını getirmedi. Aklına gelen anıyla ağlamak istiyordu çünkü.
"Sen anlatmaya hazır olduğunda, dinlemek için orada olacağım Harry" dedi Draco ama kafasına sert bir şey çarptı. Daha sonrasında Harry'nin de beline çarptığı zaman beraber arkalarını döndüler. Ginny ve Teo onlara kar topu atıp duruyorlardı.
"Sanırım savaş istiyorlar" dedi Harry.
"Alacaklar" dedi Draco da sırıtarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Need U | Drarry | AU
FanfictionGay olduğunu bilen ve annesinin zoruyla yargıçlık okumaya zorlanmış Draco ve çok güzel bir kız arkadaşı olan, annesiyle babasının ölümünden sonra öldürülen her kişi için adalet aramaya yemin edip yargıçlık okumaya başlamış olan Harry. Ateşle barut p...