0.5 | Zencefilli Kurabiye

913 111 178
                                    

"Benimle derse mi geliyorsun yoksa çocuklarla kar topu oynamaya mı gideceksin?" dedi Draco. Dün gece Harry'nin iyi geceler dileyip odadan ayrılmasıyla sonuçlanmıştı. Şimdi de birlikte kahvaltı masasında oturup yemek yiyorlardı.

Dün gece yağmaya başlayan kar yağışı şu an bile kesilmemişti ve WhatsApp gruplarında herkes okulu ekip kar topu oynama planları yapmıştı, Draco hariç herkes.

"Normalde bunu sana benim sormam lazım, gerçekten bizimle kar topu oynamak yerine derse mi gideceksin?" dedi Harry şaşkınca. Genelde Draco dersi ekmek isteyen taraf olurdu ve Harry onu çekiştire çekiştire derse götürmek zorunda kalırdı.

Draco ise onun bu söylediğine sadece omuzlarını silkti ve kahvaltısına geri döndü. Onu ve Ginny'i dünkü kabulleşinden sonra bir süre yan yana görmek istemiyordu, canı yansın istemiyordu. Yıllar sonra ilk defa birinden hoşlandığını hissediyordu ama o kadar şanslı bir insandı ki(!) bu kişinin ne yazık ki bir sevgilisi vardı. Bu düşünceyi kafasından uzaklaştıramadığı zaman derin bir nefes alıp kahve bardağını masaya bıraktı.

"Size iyi eğlenceler" dedi Draco masadan kalkıp bir anda kapıya yönelirken. Harry'den bir an önce uzaklaşmak istiyordu sadece.

Harry ise onun neden soğuk olduğunu anlayamıyordu, acaba kafasını omzuna yasladığı için mi böyle davranıyordu? Ama dün rahatsız olmuyorum demişti değil mi? Yine de çocuğun aklına başka hiç bir şey gelmiyordu.

"İyi misin?" dedi onu kontrol etmek için, sesi gerçekten üzgün çıkıyordu. Yanlış bir şeyler yaptığını düşünüyordu sadece ve bu kendini kötü hissetmesine neden oluyordu. Onu asla isteyerek kırmazdı çünkü.

Draco ise onun ses tonunda ne demek istediğini bilecek kadar tanıyordu onu artık, bu yüzden derin bir nefes aldı ve botlarını bağlamaya devam ederken konuştu.

"Dün gece biraz hoş olmayan bir rüya gördüm, babamla ilgiydi" dediği zaman botlarıyla işini bitirmiş ve ayağa kalkmıştı ama hala inatla yere bakıyordu.

Bu söylediği külliyen yalandı ve babasını kullandığı için vicdanı sızladı ama aklına başka bir şey gelmemişti. Ona 'şey senden hoşlanıyorum da, sevgilin olması cam sıkıcı' diyemezdi, Harry'i kaybetmeyi asla istemiyordu. O çok sevecendi, anlayışlıydı, tatlı ve samimiydi ama her şeyden önce babasına vatan haini demiyordu. Kendisi için gerçekten çok değerliydi Harry.

Onun bu cümlesiyle Harry de bir anda ayağa kalktı ve onun karşısına, yani kapının hemen önüne geçti.

"O zaman montunu giymeye zahmet etme" dedi kapının önünde gerçekten kararlı bir şekilde durarak.

"Harry, kar topu oynayacak havamda değilim" dedi Draco fortmantodan kabanını çıkartırken. Neden bu kadar ısrarcıydı ki? Neden kendisi tarafından terslenmek Harry'nin bu kadar çok hoşuna gidiyordu?

"Tamam, farkındayım. Neden film günü ve ya o tarz şeyler yapmıyoruz? Belki bana kurabiye yapmayı da öğretirsin? Hem bu konuda sözün de vardı bana?" dedi Harry kaşlarını kaldırarak. Kar topundan bahseden yoktu ki. Harry onun babası hakkında ki bütün her şeyi biliyordu, özellikle Draco'nun bu konuda ne kadar hassas olduğunu Sirius ona üstüne basa basa anlatmıştı.

"Yılın ilk karı yağıyor ve sen benim için hem arkadaşlarını hem dersi mi ekeceksin?" dedi Draco şaşkınlıkla. Harry'nin bütün arkadaşları 'hayır' ne demek bilmedikleri için gerçekten çok baskıcı insanlardı bu yüzden Harry'nin bu yaptığı biraz büyük fedakarlık gibi gelmişti o an kendisine. Harry ise sadece omuzlarını silkmiş ve gözlerini devirerek onun gözlerinin içine doğru bakmıştı.

"Sorduklarında ne diyeceksin?" dedi Draco da gözlerini devirerek. Harry de arkadaşları gibiydi, kesinlikle hayırdan anlamıyordu. Bu arada sırada (şu an olduğu gibi) kendisini boğuyordu.

I Need U | Drarry | AUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin