1.3 | Bayılıyon Sen Bana

527 46 47
                                    

Draco eve girdiğinde gerçekten sinirli olduğunu hissediyordu. Yine de sakin kalmak adına derin bir nefes almıştı. Harry'i kırıp üzmek istemiyordu. Gözlerini geri açtıktan sonra anahtarı anahtarlığa bırakmış ve sakince montunu çıkartmıştı. Olabildiğince oyalanıyordu ki olabildikçe sakinleşsin.

"Harry?" diye seslendiğinde Harry sadece duşu kapatmıştı. Draco ise ayakkabılarını çıkarttıktan sonra yavaşça salona doğru adımlamış ve yavaşça kendini L seklinde ki koltuğa bırakmıştı.

Harry dün gece yeni eşya hukuku hocasının isminin Tom Morvolo Riddle olduğunu öğrendiğinden beri garip davranıyordu. Önce henüz yatmadan acele ile tuvalete gitmiş sonra, sabah, ilk defa derse gelmek istemediğini ve kendisinin giderek not tutmasını söylemişti. Draco onun moodunun düşük olduğunu düşünerek hiç bir tepki göstermeden onun alnına bir öpücük kondurmuş ve üstünü değiştirerek evden çıkmıştı. Fakat iki ders sonrasında Ron koşarak yanına gelerek Sirius amcanın okula geldiğini ve Harry adına okul değiştirme belgelerini imzaladığını söylemiş ve Draco'ya neler olduğunu sormuştu. Sorun şu ki Draco da bunu bilmiyordu ve üçüncü derse girmeden direkt olarak eve gelmişti. Şimdi ise dirseklerini bacaklarına yaslamış, kafasını öne eğmiş bir şekilde oturuyordu.

Neden böyle bir karar almıştı? Böyle bir karar aldığını da kendisine söylemesi gerekmez miydi? Draco hiç bir şeye anlam veremiyordu ama onu kırmak istemiyordu.

Harry ise kapının beklediğinden daha erken açılmasından dolayı muhtemelen onun her şeyi öğrendiğini tahmin ettiğinden suyu kapatmış ve yavaşça duşakabinden çıkmıştı. Sadece bornozunu üstüne geçirdikten sonra yavaşça banyonun kapısını açmıştı. Bir kavga edeceklerini biliyordu ama yaptığı şeyin tartışmaya açık olmadığını düşünüyordu.

Kapıyı açtıktan sonra yavaşça salona doğru ilerlemiş ve L koltuğun diğer tarafına oturmuştu. O da Draco gibi sadece yere bakmaya başladığı sırada Draco derin bir nefes aldı.

"Bir karar almışsın"

"Evet" Harry onu hiç düşünmeden onayladığında Draco sadece gülmüştü ama sinirleri bozulduğu için olmuştu bu.

"Ne zaman aldın bu kararı?"

"Dün gece"

"Bana ne zaman söylemeyi dusunuyordun?" Harry sadece tekrar derin bir nefes almıştı.

"Bilmediğin şeyler var Draco" dediğinde, Draco sonunda ona yüzünü dönmüştü. Harry bunu hissettiğinde onda kafasını halıdan kaldırmış ve çaprazında ki adama bakmıştı.

"Anlatta bileyim" ama Harry sadece ayağa kalkmakla yetindi.

"Ben, hazır olsam zaten sana anlatırdım" o odaya doğru yöneldiğinde Draco da ayağa kalkmıştı.

"Hep bunu yapıyorsun" dedi genç adam.

"Her seferinde, bir sorun olduğunda benden kaçıyorsun"

"Sadece bazı şeylerle yüzleşmeye hazır değilim" dedi Harry yürümeyi kesip tekrar ona doğru dönerek.

"Ama beni bir anda g*t gibi ortada bırakıp, haber dahi vermeden okul değişmeye falan hazırsın. Öyle mi?"

"Draco-"

"Eşya hukuku hocasının kim olduğunu biliyorum Harry" dedi Draco ve bir süre ikisi de konuşmadı. Bu Harry için gerçekten büyük bir tramvaydı ve Harry bununla yüzleşebileceğinden pekte emin değildi. Bu yüzden en iyi kararı verdiğini düşünüyordu. Sonuçta her zaman en önemli olan kişi kendiniz olmalıydık değil mi?

"Biliyorsan, o zaman neden soruyorsun?"

"Çünkü bir şeyleri sen anlat bana istiyorum Harry"

"Anlatacak bir şey yok Draco" dedi Harry dik dik bakarak. Eğer biliyorsa yapması gereken tek şey, saygı duymaktı çünkü.

"Biliyor musun ne düşünüyorum?" dedi Draco ve kesinlikle artık sakin değildi, aynı Harry'nin de şu an hiç sakin olmadığı gibi.

"Ne düşünüyormuşsun?" Harry kaşlarını kaldırdığında, Draco gözlerini devirmişti.

"Senin bencilin teki olduğunu düşünüyorum" dediğinde kendisi tek kaşını kaldıran taraf olmuştu. Harry ise gözlerini kapatıp derin bir nefes daha almıştı.

"Sana söylemeliydim-"

"Sonuçta altı yıl hapiste yattı değil mi?" dedi Draco ama Harry şok olmuş bir şekilde baktı karşısında ki adama.

"Anlamadım?"

"Cezasını yeterince çekmiş olduğunu düşünüyorum" Draco'nun hissettiği tek şey sızlayan yanağı ve sağa düşmüş başı olmuştu. Bu yüzden sadece gözlerini kapatmakla yetindi. Yediği tokatın etkisiyle daha da sinirlenirse çok kötü şeyler olabilirdi.

"Aynısını babanın on yıldır hapishanede olan katili için de düşünüyor musun? Çünkü o da pek uzun bir süre-" bu sefer yanağı diğer tarafa düşen Harry olmuştu.

İkisi de birbirlerine dimdik bakarken sırf bu ilişkinin tamamen burada bitmesini istemedikleri için susuyorlardı ki, birden Harry'nin bornozu açıldı. Draco'nun gözleri anında kocaman açılırken Harry de ondan farksız değildi. Elleri hemen bornozuna giderken Draco onu durdurmuştu.

"Sen, bugün biraz kaşındın"

*

"Neden bana bir şey söylemedin?" dedi Draco dirseğinin üstüne kafasını yaslamış bir şekilde Harry'e bakarken.

"Bununla yüzleşmeye hazır değilim"

"Bebeğim-"

"Dray, lütfen. Bir otobüs uzaklıkta ki üniversiteye geçiş yapacağım. O kadar."

"Peki bir tanem" dedi Draco boştaki eliyle onun saçlarını okşarken.

"Özür dilerim"

"Bende özür dilerim" Draco gülümseyerek onun dudaklarına eğildiğinde Harry memnuniyetle onun dudaklarını kabul etmişti ki birden kapıdan tıkırtı geldiğini duydular.

"Harry? Draco? İçeride misiniz?" demişti Pansy'e ait ince ses. İki sevgili birbirlerine baktığında, ikisinin aklından da aynı şey geçtiği için ikisi de asla ses çıkartmamıştı.

"Sanırım değiller" demişti Ron. Daha sonrasında duyulan bir kaç adım sesinden sonra Draco tekrar konuşmayı ele almıştı.

"Bende gelmek istiyorum" Harry sadece kıkırdamıştı sevgilisi kafasını kendi göğüsüne saklarken.

"Bayılıyorsun sen bana"

"Harry James Potter"

"Ne?"

"Bayılmak ne kelime? Belki senin için ölürüm bile?" Harry sadece gözlerini devirdi.

"Sen benim için ölme, sen sadece benim için yaşa" dedikten sonra onun saçını çekip kafasını kaldırdı ve tabiri caizse dudaklarına yapıştı. Draco ise dudaklarının kenetli olduğu dudakların sahibi olan bu adam için, sırf o istedi diye, bu iğrenç dünyada ölümsüzlüğü bulabilirdi.

Söz buna daha sık bölüm aticam. İsterseniz yeni hikaye fikirlerim de var.

I Need U | Drarry | AUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin