I Need U | Drarry | AU

1.4 | Gerçekler

Draco sessizce durmaya çalışıyordu. Harry, yeni okullarındaydı ve kendisi de evrak teslimi için evrak toplamaya çalışıyordu fakat Sirius ile konuşması gerektiğini farkındaydı. Harry, bu Tom denen katilden neden bu kadar nefret ediyordu? Tamam tabi ki kimse katilleri sevmezdi ama hayalinde ki okulu bırakıp başka bir okula geçecek kadar ne olmuş olabilirdi? Harry, hazır değilim detay vermeye diyordu. Draco ise bunu ondan başka sadece ve sadece onun ikinci ailesinden öğrenebileceğini biliyordu.

"Bak Draco" dedi Remus ciddiyetle.

"Belki de Harry'i beklemelisin" Draco sadece derin bir nefes aldı ve bir süre beklemeyi seçti.

"Ona, herkesin tahmin ettiğinden çok daha fazla değer veriyorum. Bilerek veya bilmeyerek onu kırmak beni gerçekten oldukça fazla yaralıyor. Bundan dolayı, bir şeyleri bilmem gerek diye düşünüyorum, onu kırmamam gereken detayları mesela. Onun hazır olmamasına anlam verebiliyorum, fakat bir süre sonra çıkılmaz bir hal alacağının da farkındayım ve bunun olmasını istemiyorum. Dürüst olmak gerekirse sex her zaman işe yaramayabilir" diye oldukça açık konuştuğunda, iki gün önce aslında gerçekten Harry ile sevişmek istediği için değil, durumu toparlamak ve olası bir ayrılığa engel olmak istediği için seviştiğini kabul etmiş olmuştu.

"Belki, bilmeni-" Remus lafını tamamlayamadı çünkü Sirius, Draco'yu anlayabiliyordu. Kendisi de asla Remus'u kırıp üzmek istemezdi sonuçta.

"Tom dediğimiz adamın suçunu biliyor musun Draco?"

"Katil olduğunu biliyorum" dediğinde karşısında ki iki adam derin nefesler almışlardı.

"Bundan yıllar önce, yağmurlu bir havada kapı çok şiddetli bir şekilde çalınmaya başlamıştı. Remus ve ben, hayli endişelenmiştik çünkü saat neredeyse gece biri geçmek üzereydi" dedi ve karşısında ki duvara doğru bakmaya başladı Sirius.

"Aşağıya nasıl inip, o kapıyı açtığımı hatırlamıyorum fakat Harry'nin korkmuş ve endişeli yüzünü hiç bir zaman unutmadım. Islanmıştı, titriyordu ve kekeliyordu. Hem ben hem de Remus korkuyla ona 'Harry ne oldu? Bize anlatabilirsin' diyordu fakat pek işe yaramadı. Bize sadece 'Annem, babam, ben, ben, ben' dediğini hatırlıyorum. Endişe ile kafamı kaldırıp Remus'a doğru baktığımda, ağacın arkasından birinin bize doğru baktığını görüp kaşlarımı çatmıştım. Ben kaşlarımı çatınca bu kişi koşarak uzaklaşmıştı fakat ters giden bir şeyler olduğunu hissedip Remus'a polisi araması gerektiğini söylemiştim" dedikten sonra Sirius biraz kafasını toplaması gerektiğine karar vermişti, çünkü bu kendisinin bile hala yüzleşmeyi reddettiği bir kaç gerçekten bir tanesiydi. En yakın arkadaşı ve onun eşini kaybetmiş biri olarak, en azından Harry kadar acı çektiği bir gerçekti. Keza onun bu söylediklerinden sonra Remus'ta derin bir kaç nefes alma gereği duymuştu fakat eşinin konuşmayı devralmıştı.

"Polis Lily ve James'in evine girdiğinde ikisinin de canice katlediğildiğini görmüştü" dedi Remus ve Draco sadece gözlerini kapatabilmişti. Böyle bir durumda ne denmesi gerektiğini hiç bilmiyordu genç adam. Gerçekten başa çıkması en zor gerçeklerden biriydi ölüm çünkü. Kendisi babasını kaybetmiş bir çocuk olarak bunu gerçekten çok iyi biliyordu.

"Daha sonrasında polislerin yaptığı sorgulamalar sırasında Harry'nin bütün bu katliama canlı şahitlik etmek zorunda kaldığını öğrenmiştik. Annesinin ve babasının nasıl can çekiştiğini ve öldüğünü izlemek zorunda kalmıştı. Daha sonrasında sıranın kendisine geldiğini fark ettiğinde önce kendisini kendi odasına kilitlemiş fakat o sıralarda küçük bir çocuk olduğu için kapının arkasına bir şey çekmek aklına gelmediğinden, adam kapısına vurmaya başlayınca camı açıp camdan atlamış. Dizlerinin üstüne düşmüş olmasına ve bacakları koparcasina acıyor olmasına rağmen içinde ki bütün gücüyle o adama yakalanmadan bize gelmeyi başarmış" Remus sustuğunda Draco boş boş halıya bakıyordu. Babasını kaybettiği doğruydu ama birinin babasını kendi gözünün önünde öldürmesi daha korkunç olmalıydı. Üstüne üstlük sadece babasını değil, annesini de kaybetmişti ve daha sonrasında bunu yapan adamla defalarca yüz yüze gelmek zorunda kalmış olmalıydı.