bölüm 12

249 10 16
                                    

YENİ YILDAN SELAMLAR GÜZELLERİMM. UMARIM ÇOK ÇOK ÇOK MÜKEMMEL BİR YIL OLUR HEPİMİZ İÇİN.


BAKALIM MERVE VE EREN NELER YAPIYOR? ŞARKILARI DİNLEMEYİ UNUTMAYINNNN!

________________________________

"Keşkeler daha çok yakar insanın canını."

Her şey daha da kötüye gidiyordu. Eren'le konuştuktan sonra apar topar şirketten çıkıp eve gitmiştim. En rahat eşofmanımı ve hodiemi giydikten sonra ayaklarımın beni uzaklara götürmesine izin verdim. Denizin kenarında ufak bir parka gelmiştim. Güneş batmak üzereydi. Sesi daha da açıp "Bubble Gum" açtım. Etrafta çok da insan yoktu. Rahat rahat ağlayabilirdim. Böyle olmak zorunda mıydı? Gerçekten onu bırakıp Ege'yle beraber olduğumu mu düşünüyordu? İhtimaller... Bir kurt gibi zihnini kemirir durur. Gözlerimin önünde başkasını sevmesine daha ne kadar dayanabilirdim ki? Tek istediğim yanında olmaktı. Oysa gerçekten çok mutluyduk ama ben beraber üzgün olmaya da razıydım. Beraber yemek yemeyi, araba yolculuklarını, onu öpmeyi çok özlüyordum. Kavgalarımızı bile özlüyordum. İlk tanıştığımız an geldi aklıma. Ona bu kadar bağlanabileceğimden hiç haberim yoktu.
"Beni bayılttın mı?"
"Kaçıyordun, ne yapsaydım?"
İlk konuşmamız aklıma gelince gülümsedim. O güne dönmek için neler vermezdim. Bana şefkatle davranmasını özlüyordum. Onu çözememeyi özlüyordum. Keşke bir şansımız olsaydı ve normal insanlar gibi tanışsaydık. Kafelerde buluşsaydık, yıldönümlerimizi kutlasaydık beraber. Klişe bir şekilde kavga etseydik. Haftasonlarını beraber gezerek geçirebilseydik. Sıradanlığa hiç bu kadar özenmemiştim hayatım boyunca. Burnum sızlıyordu. Şimdiki üzgünlüğümü bile ona anlatmak istiyordum. Onun omzunda ağlamak istiyordum. Ateşimin olup olmamasını kontrol etmesini istiyordum. Masmavi gözleriyle bana bakması, "Geçecek." demesine ihtiyacım vardı. Ne söylesene inanacak halde olmama rağmen bana nişanlandığını söylemişti. Şu an yanımda olsaydı ne derdi acaba. Nişanlısı olan, hayata bağlanma sebebi başkası olan Eren değil ama. Aşık olduğum Eren.

Üzücü çünkü acıtıyor
It's sad because it just hurts

Senin için her şeyi yaparım
I'd do anything for you

Ama bunu benim için de yapar mısın?
But would you do that for me, too?

Şarkıya yanıt verdim içimden. "Sanırım yapmazsın." Ve gözyaşlarım şiddetlendi. Gerçekleri bilmenin daha da acıttığı bir dünyada yaşamayı sevmiyordum. Omzuma bir el dokunda. Kafamı çeviremedim. Berbat gözüktüğümü çok iyi biliyordum ve başkasının beni böyle görmesini istemiyordum. Hala gitmemişti o el. Kulaklığımı çıkardım, gözyaşlarımı silmeye çalıştım ve arkamı döndüm. Benden 1-2 yaş daha küçük bir kız bana bakıyordu.
"İyi misin?" Kesinlikle değildim. Başımı salladım. Titrek bir nefes verip cevapladım.
"İyiyim."
"Yani garip gözüktüğümün farkındayım tanışmıyoruz bile ama canının yandığını görebiliyorum. Şey... Oturabilir miyim?"
"Tabii"
"Güneş ben bu arada. İstersen anlatabilirsin. Belki iyi gelir." Kafamı sağa sola salladım. Ne söyleyebileceğimi bilmiyordum çünkü.

Hiç konuşmadan denizi izledik. Anlamsız bir şekilde güvenimi kazanmıştı.
"Güneş'ti değil mi?"
"Evet."
"Merve ben de." Tam o sırada telefonum çaldı. Ege arıyordu.
"Bir dakika." diyip telefonu açtım.
"Alo?"
"Nerdesin Merve?"
"Deniz kenarındayım."
"Eve gel, hemen!"
"Şu an gelemem Ege."
"Yarım saate evde ol!" kapatım. Ofladım kısık sesle.
"Sevgilin mi?" diye sordu merakla.
"Hayır, ondan nefret ediyorum."
"Baştaki teklifim hala geçerli."
"Zamanım yok aslında. Bir ara buluşmaya ne dersin?" Numarasını aldım ve oradan ayrıldım.

YABANCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin