bölüm 7

372 8 17
                                    

HEYECAN! YENİ KARAKTER BİZLERE NELER GETİRECEK?

BAKALIM SHİPİMİZ DEĞİŞECEK Mİ?

YORUMLARI UNUTMAYIN! DÜŞÜNCELERİNİZİ ÇOK MERAK EDİYORUM.
İYİ OKUMALAR...
________________________________

"İnsan çok sevdiği halde neden her defasında terk edilir? Ve beklenenler, neden hep vazgeçildikten sonra gelir?"

Arabadaydım. Yine.
Ellerim, gözlerim, ayaklarım hiç bir yerim bağlı değildi. Sadece uyuyordum. Bilincim açıldı ama gözlerimi açmadım. Sanki dinleniyordum. Normalde çırpınıp kaçmaya çalışmam gerekiyordu ama hiç gücüm kalmamıştı artık.

Eren'in elini tutarak geldiğim Fransa'ya ilk adımımı attığımda, içimde her şeyi yapabilecek bir güç vardı. Ama nedense Eren beni yabancı sevgilisinin evine getirip yan odamda kızı becerdikten sonra bütün gücüm gitmişti. Sanki ben hiçtim. Sadece ben bendim ve bu hiç bir şeye yetmiyordu.

Peki Eren bana bunu nasıl yapabilmişti? Benimki de soru mu eski sevgilisini görünce dayanamadı tabi! Kabuslu gecelerini onunla doldurmak istedi! Eren senden nefret ediyorum!

Gözümden bir yaş süzüldü. Bir kaç saniye sonra birinin iki parmağının tersiyle göz yaşımı sildiğini hissettim. Kim olduğunu bilmesem de birinin bana değer verdiğini hissettim uzun süreden beri. Derin bir nefes aldım. Ve gözlerimi yavaşça açtım.

Çaktırmadan etrafıma bakındığımda, bir 'vip midibüste' olduğumuzu gördüm. Yanımda bir adam oturuyordu, camdan dışarıya baktığı için beni görmüyordu. Her yer çok konforluydu, benim için bir su şişesi, boş bir şarap bardağı ve ortak masada da içinde üzüm ve peynir olan bir tabak gördüm. Ben kaçırılmamış mıydım? Böyle konforlu bir kaçırılma mı olurdu?

Yanımdaki adama doğru döndüm. Kumraldan biraz daha koyu olan saçları ne uzun ne kısaydı. Yüz hatları ve dolgun dudakları mükemmelliği simgeliyordu. Geniş omuzları, yapılı vücudu çok fit duruyordu. Aşırı da kaslı değildi neyseki. Tam kararındaydı. Kısa kollu siyah tişörtünden kol kaslarını görebiliyordum. Elini yumruk yaptığında ise damarları ortaya çıktı, çok seksi duruyordu ve gözüm çene kasına kaydı. Uzun süre mükemmel olan çene kasını izledikten sonra düşünmeye başladım. Benim şansım mıydı bu? Bu adam benim kurtuluşum olabilir miydi?

Saatlerce orada onu izlemiş olabilirim. Ama sanki rüyalarımdan çıkmış gibiydi. Hayal gibi...
"Gördüklerin hoşuna gitmiş gibi."
Birden kaskatı kesildim. Saatlerce orada onu izlediğimi biliyor muydu?
Sırıtarak yavaşça kafasını çevirdi. Yüzünü tamamen gördüğümde nefesimi tuttum. Yemyeşil gözler... Kalbim hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu. Ben, ben bana ne olduğunu anlayamıyordum.
"Bak-" Bana yaklaşarak bir şey söylemek istedi ama ben birden geri geri kaçtım. Yarı oturur bir pozisyonda dirseklerimin üstünde duruyordum.

Şaşırmış ama bir o kadar da hayal kırıklığına uğramış olsa da bana hissettirmemeye çalıştı.
"Benden korkuyor musun?" dedi.
Kafamı dikleştirip,
"Sizden korkmam için bir sebep göremiyorum." dedim. Aferin Merve sırasıydı zaten şimdi diklenmenin!

Dediğim hoşuna gitmiş olacak ki güldü.
"Şu an seni hiç bilmediğin bir yere zorla götürmem dışında belki." dediğinde yutkundum.
Biraz daha yaklaştı ama bu sefer kaçmadım.
"Bak seninle sadece konuşmak istiyorum." dedi.
"Ben ise kiminle konuştuğumu bilmiyorum!" dedim. Beni takmadan devam etti.
"Konu Eren." dediğinde aklım en son evde olanlara kaydı. Dişlerimi sıkmaya başlamıştım.
"Eren'e haddini bildirmek istiyorum ve senin yardımın lazım."
İşte şimdi ilgimi çekmiştin genç adam. "Ben Ateş Bozkurter, Türkiye'deki 'Bozkurter Holdinglerinin' sahibiyim."
Nasıl yani? Karşımdaki adam olsa olsa benden 3 yaş büyüktü. Nasıl bir Holding Sahibi olabilirdi ki?
"Eren benim yakın dostumdu ama zamanında bana yanlış yaptı. Ona bir şans daha vermek istedik ama burnunun dikine gitmeyi tercih etmesinin yanında bizi de uçuruma sürükledi.

YABANCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin