bölüm 14

147 11 11
                                    

UZUN BİR ARADAN SONRA TEKRAR MERHABA! ARTIK SİZİ DAHA FAZLA BEKLETMEDEN HEMEN BÖLÜME GEÇİYORUM.

BAŞTAKİ ŞARKIYI AÇMAYI UNUTMAYIN. İYİ OKUMALAR<3
____________________________________

"Kalbimin içerisinde sen varken her şeye katlanabilirim..."

"Ne hissettiğini biliyorum. İzin ver de geçireyim Merve. Yara bandın olmak istiyorum. Sana yardım etmek istiyorum. Sadece bir şans istiyorum. Sadece izin ver."

Elleri belime uzandı. İnsanların benimle konuşması tüm gücümü alıyordu. Gözyaşlarım kendi kendine akıyorlardı ve engelleyemiyordum bunu. Omzunda ağlarken saçlarımı okşuyordu.
"Eve gidelim mi güzelim?"
Cevap verebilecek güçte değildim. Usulca kafamı salladım.

Arabada konuşmadık. Sessizce ağlayarak başlayan yağmuru izledim. Eren'in dediklerini düşündüm. Asla yaptıkları birbirine uymuyordu. Hastaydı o. Evet evet hastaydı. Ruh hastası! Gün geçtikçe daha da hasar veriyordu bana. Her şeye rağmen içimdeki o şey ondan nefret edemiyordu.

Yağmur artıyordu. Sanki duygularımı temizlemek istercesine yağıyordu. Bardaktan boşalırcasına... Ege arabayı park etti. İnip kapımı açtı. Ceketini çıkarıp bana verdi. Eve gidene kadar ıslanmamak için altına sığındım. Aslında yağmurda ıslanmayı çok seviyordum ama zaten bu kadar güçsüzken hasta olmam iyi olmazdı. Sevdiğim şeylerden hayır gördüğüm de söylenemezdi.

Eve çıkıp üstümü değiştirdim. Üşüyordum. Pijamamı giyip yatağıma oturdum. Kafamı ellerimin arasına aldım ve gözlerimi kapattım. Eren'i görüyordum. Gözümden bir yaş akmak üzereyken kapım tıklatıldı.
"Konuşabilir miyiz?"

Normalde olsa cevap bile vermezdim ama konuşmak iyi gelebilirdi. Sabahlığımı üstüme geçirip aşağı indim. Ege kış bahçemizde beni bekliyordu. Şömineyi yakmıştı ve onun ışığıyla aydınlanıyorduk. Masanın üstünde iki bardak vardı.
"Sıcak çikolata yaptım sana. Sevdiğin gibi bol çikolatalı."
"Gerek yoktu." dedim duygusuzca. Bir yanım gerçekten üzülmüştü. Eren şu an nişanlısıyla kim bilir neler yaparken Ege burada sevdiğim içecekten yapmıştı. Oturup bir süre yağmuru izledik. Şiddeti biraz azalmıştı ama devam ediyordu. Bir yudum sıcak çikolatadan içtim.
"Güzel olmuş."
"Beğenmene çok sevindim." dedi gülümseyerek. Belki de onu mutlu etmek bu kadar kolaydı.
"Yani şey şans verdiğin için teşekkür ederim." diye ekledi. Gök gürüldedi. Yağmura bakmaya devam ettim.
"Niye katlanıyorsun ki buna?"
"Kalbimin içerisinde sen varken her şeye katlanabilirim. Seni ilk gördüğüm zamanı hatırlıyorum. Şirkete gelmiştin 5 yıl önce. Zaman fazla hızlı geçiyor."
Sıcak çikolatan bir yudum daha aldım.
"Ve daha acısı her geçen yıl daha da güzelleştin. Seni o gün gördüğüm için o kadar şanslıyım ki. Aşkı seninle öğreneceğiz." Durup gözlerine baktım. Gözleri parlıyordu. Hayatımda ilk defa biri beni bu denli seviyordu.
"Ege ben aşkı öğrendim. Başkasında. Sen sadece Eren'in canının yanacağını düşündün ama o belki de beni sevmedi bile. Benim çok canım yanıyor." Yine gözyaşlarım akıyordu yanaklarıma.
"Merve inan bana seni iyileştireceğim. Söz veriyoru.."
"Ege ben iyileşmek istemiyorum. Ben mutlu olmak istiyorum."
"Edeceğim." Uzanıp gözyaşımı sildi. Kafamı geri çektim.
"Eren'le."
"Çok mutlu olacağız hayatım. Hepsini unutturacağım."
"Lütfen unutabiliyorsan unut beni. Ben unutamıyorum çünkü."
"Merve." Sandalyeden kalktım.
"Gerçekten berbat bir gün geçirdim. Tek istediğim şey uyumak."

***

Alarmımın sesiyle uyandım. Dünki yağmurdan eser kalmamıştı ama serinlik devam ediyordu. Aynanın karşısına geçip kendime baktım. Gözlerim kan çanağı olmuştu. Üstümü giyindim, sadece ruj ve allık sürüp evden çıktım.

YABANCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin