bölüm 3

450 12 4
                                    

ÇOK MU DENGESİZİZ?
YENİ BÖLÜMDE ÖĞRENELİM.
TATLIŞ BİR KARAKTER DE HİKAYEMİZE KATILSIN.
HEYECANLI OKUMALAR...
_____________________________

"Beni öyle bir yalana inandır ki ömrümce sürsün doğruluğu..."

Birden bütün vücudum gerildi, Eren'e baktım, alnındaki damar ve çenesindeki kemik belirginleşmişti. Bir sorun vardı, en azından bunu anlayabiliyordum.
"E-eren..." dedim ürkek bir sesle.
"Kapa çeneni!" bana bakmamıştı bile, kısa süre de olsa olayları unutup kızmıştım
"Sen ne dediğini sanıyorsun ha?"
Birden araba hızlandı, aniden sola kırdı. Uçuruma doğru gidiyorduk, bağırmaya başladım.
"Ne yapıyorsun, öldürecek misin bizi?!"
"Sana şimdi dediğimde kapını açacaksın ve atla dediğimde atlayacaksın tamam mı?"
"Ne-e?"
Birden bağırdı; "Şimdi", "Atla"
Heyecandan neler olduğunu anlayamamıştım ama şu an çimende yatıyordum sürünerek yanıma geldi çok endişeliydi. Bana bir şey oldu mu diye kontrol ettikten sonra hemen beni kaldırdı ve ormana doğru ilerlemeye başladık.

Ağaçlardan hiç bir şey görünmüyordu. Eren önden hızlı hızlı yürüyordu, çok gergindi.
"Biraz yavaş olur musun, bacaklarım yoruldu."
Sert bir şekilde bana döndü, bunu dediğime çok şaşırmıştı ve kızmıştı.
Hızlı bir şekilde aramızdaki mesafeyi kapattı. Artık ondan korkmuyordum,yani sanırım, ama kalbim yine çok hızlı atmaya başlamıştı, bu atışı tanıyordum artık. Beni ağacın gövdesine yasladı ve eliyle çenemi tuttu. O konuştukça çenesindeki kemikler belirginleşiyordu ve sanırım bunun ne kadar hoşuma gittiğini bilmiyordu.
"Sana sadece bir kere söyleyeceğim, şu an peşinde olanların sana neler yapabileceğine dair hiç bir fikrin yok!"
Birden aklıma o telefon konuşmasındaki tehditler geldi.
"Gözünün önünde kızın derisini yüzüp, kardeşine yedireceğim!"
Çok korktum, gerçekten çok korkmuştum. Eren bunu gözlerimden okumuştu, birden çenemi bıraktı ve benden biraz uzaklaştı.
"Sen biliyorsun, tanıyor musun, hayır, ama sen nasıl-" bariz bir şekilde endişelenmişti.
"Bak ben..." Ona telefon olayını anlattım.

Ellerini yumruk olmuş bir şekilde sıkıyordu, ben konuşmamı bitirince de ağacın birine vurdu. Bunu tahmin edebilmiştim ama o kadar sert vurmuştu ki, eli çok kötü yaralanmıştı. Koşarak yanına gidip elini elime aldım, başta elini çekmeye çalıştı ama bırakmadım. Canı acıyordu, çok üzülmüştüm.
"Neden evde oturup sadece televizyon izleyemiyorsunki!" dedi yakınır gibi.
"Yeter!"diye bağırdım.
"Hiç bir şey anlatmıyorsun neden beni koruyorsun! Babam ve o sevgilim olacak adam veya o siktiğimin arkadaşları bile beni sevmiyor, sen neden hiç tanımadığın ben'i kendi hayatını tehlikeye atacak kadar koruyorsun!" rahatlamıştım ama Eren böyle bir baş kaldırma beklemiyordu sanırım, sinirleri bozulmuştu,
"Neden anlamak istemiyorsun, sana bunları anlatamam! Neden beni zor durumda bırakıyorsun, seni sevemem! Ben- aşk aptallar içindir! Eğer aşık olmak istesem bile sana aşık olamam, olmamalıyım.
"Ya çoktan aşık olmuşsan."
Gözleri büyümüştü. Ona yaklaştım, gerilmişti, çok gerilmişti. Ona doğru ilerliyordum, elimi göğsüne koyarak hafifçe geri doğru yönlendiriyordum onu.

Sadece kontrolü ele geçirmek istemiştim. Ama sırtı ağaca değer değmez beni çevirmişti ve yine ben ağaçtaydım. Bu yaptığı hareket refleksti, acaba küçükken bununla ilgili bir şey mi yaşamıştı. Acıyan gözlerle ona baktım. Gözlerini yere doğru kaçırmıştı, bu hareketi isteyerek yapmamıştı ama özür de dileyemiyordu. Sıçtığımın dominantı.

Siren sesleri duyuldu, polisler buraya doğru geliyordu. Bariz bir şekilde gerilmişti Eren.
"Hadi ne duruyorsun, gidip telefondaki adamı şikayet edelim." dedim
"Sakin!" dedi sadece "Polis yok!"
"Ama neden?" anlamaya çalışıyordum.
Aklıma aslında Eren'in beni kaçırdığı gelmişti. Eğer gidip polise şikayet edersem kurtulmuş olurdum ve Eren de kaçar, polise yakalanmazdı.
Ama bunu gerçekten istiyor muydum? Hayır! Eren'i bir daha görmeme düşüncesi beni öldürüyordu ama bana olayları anlatmazsa her an ani bir kararla kaçabilirdim. Kafamı çevirip polislerin geldiği yöne baktım. Eren bunu görmüş olacak ki beni tek hamlede omuzuna attı.
"Lütfen, lütfen evde konuşalım. Ses çıkarma."
Ev mi? Ev mi demişti? Polisler arkamızdan gelmese göz yaşlarım sel olurdu.
Sirenler eşliğinde koşuyorduk başta hala kucağındaydım ama sonra indirmişti beni. El ele tutuşup koşuyorduk ama çok hızlı koşuyorduk çünkü ikimizi de birbirimizi kaybetme düşüncesi sarmıştı, her ne kadar Eren kabul etmese de, Kendimi bir şarkı klibindeymiş gibi hissettim "Criminal"
Tam olarak bizi yansıtıyordu diye düşündüm. Sözleri aklıma geldikçe yüzüme bir sırıtma yayılmıştı.

YABANCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin