Demir kızlarla ilgilenirken ben kas ağrılarımı yok edicek bir hocayla spor yapıyordum. Hayır spora geldik , bir şey yememesi lazım. Ama etrafı kaşar kaynıyor. Anlamadım yani.
Kafamı kaldırdığımda sinirle bize doğru gelen Demir'i gördüm. Sinirle mi dedim , alev saçan gözleriyle bize doğru geliyor. Ne oluyor?
Hâaaaa. Demir tek eliyle adama yumruğu indirmişti. Hemen etrafımız görevliler ve hocalarla dolmuştu. Demir'i tutmaya çalışıyorlardı."Tamam be çek elini." diye kızıyordu Demir onu tutanlara.
"Demir ne yapıyorsun?" diyerek Demir'in yanına gittim.
"Yürü senle sonra konuşacağız." diyip beni kolumdan tutarak duşaların önüne sürükledi.
"Bencede konuşsak iyi olur çünkü sen delirmişsin." dedim.
"15 dakikan var. Duşta olacağım. Duşa mı girersin , üstünü mü değiştirisin bilmem. 15 dakika sonra burada seni bekliyor olacağım." dediğinde bana sinirinden çok kolunu düşündüm.
"Kolunla nasıl duş alacaksın söyler misin?" dediğimde bana kaşlarını kaldırmış bakıyordu.
"Cidden şuan sadece bunu mu düşünüyorsun?"
"Evet. Çünkü ben senin aksine sana değer veriyorum. Beni rezil etmenede , deli etmenede göz yumup seni düşünüyorum." dediğimde kafasını geriye yaslayıp derin bir nefes aldı.
"Seni düşünmeseydim. O şerefsizin sana dokunmasına izin verirdim. Siklemezdim bile. Ama sana değer veriyorum maalesef."
"Değer vermek bu değildir Demir. Senin değer vermekten anladığın tek şey kaliteni düşürmemek."
"Ne alaka şimdi?"
"Ne alaka söyleyeyim. Sen etrafında ki kızın her neyinse artık , o kızın başka erkeklerle konuşmasını kaldıramıyorsun. Çünkü sen Demir Ateşoğlu'sun. Çünkü senin yanında ki kız önemli olmalıdır. Çünkü o senin yanında ki kızdır. Başka bir erkeği hazmedemezsin. Çünkü sen sadece kendini düşünüyorsun."
"Cidden böyle mi düşünüyorsun? Bu kadar basit biri olarak mı görüyorsun beni? Seni kıskandığım için yapıyorum bunları bu kadar mı körsün de görmüyorsun?"
"Bende seni kıskanıyorum. Ama orada ki kızları dövme gereği dahi duymadım. Çünkü egom o kadar yüksek değil."
"Bunun egoyla alakası yok. Sevgiyle alakası var. Sana değer vermeseydim yapmazdım. Aaa ama sen bana değer vermediğin için anlayamazsın."
"Ben mi sana değer vermiyorum? Bana kör demeyi bırakıp , biraz kendi gözlerini açmaya ne dersin? Aaa ama pardon ya , sen herkesin içinde gösteri yapmaktan başka bir şey bilir miydin?"
"Gerçekten bunları gösteriş olarak görüyorsan , sana bir tek sorum var. Selin'in neden hiç erkeklerle takılmadığını , etek giymediğini düşündün mü? Peki ya bizim hiç yanyana gelmeyişimizi? Çünkü Selin'i kimsenin bilmeyeceği şekilde de koruyabiliyorum. Çünkü senin aksine o bana değer veriyor. Çünkü o..."
"Selin derken?" dedim şakınca. Selin demişti. Evet Selin. Ona da bana davrandığı gibi davranıyordu ve bunu açıkça söylemişti. Yüz hatların gerilmeden kurtulup şaşırırken ona bakıyordum.
"15 dakikan var Asi." diyip tam duşa gerecekti ki kolundan tuttum. Hayır bu o kadar basit değil.
"Bir şey söyledin. Devamını getir." dedim sertçe.
"Asi bana güvenmeni istüyorum."
"Bende gerçekleri öğrenmek istiyorum."
"Tamam. Tamam ama şimdi değil. Bana zaman ver."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
➰ Ama Biz Üveyiz ➰
RandomAsi soluk tenine , buzlarla çevrili kalbine inat bir güneş ; Demir sıcak tenine , kaynayan kalbine inat bir kar tanesi istedi. Bir küçük kar tenisi koskoca güneşe aşık olabilir mi? Bir insan üvey kardeşini sevebilir mi? Eriyeceğini bile bile Demir...