BİLGİ*
MULTİDE Kİ RESİM DEMİR'İN ARABASI. :)"Asi nereye bakıyorsun?" diyen Demir'in sesiyle ona döndüm. Tekrar yukarı baktığımda o yoktu.
"Şey lavabo nerede?" diyip Demir'in yanında ki kadına döndüm. Kadın bana dönerek "Şurada ki koridordan girin sonunda bir koridor daha var orada." dediğinde teşekkür edip gösterdiği yöne doğru gittim.
Koridora girip kafamı hafifçe eğip Demir'lerin ne yaptığına baktım. Arabalara dönüklerdi , sırtları bana dönük olduğundan beni görmüyorlardı. Bunu fırsat bilip önlerinden yavaş adımlarla geçip merdivenden yukarı çıkmaya başladım. Lavaboya gideceğimi falan mı sandınız?
Beyaz merdivenlerden yukarı çıktığımda tamamen camlarla çevrili odalar vardı. Yavaşça camların arasında ki koridorda ilerlerken siyah camı aramaya başladım. Yolun sonlarına doğru siyah bir camdan oluşan odayı görünce içine çaktırmadan göz gezdirdim. Ama babam değil , kimse yoktu.
"Yardımcı olabilir miyim?" diyerek arkamdan çıkan kadına döndüm.
"Şey burada kır saçlı bir adam vardı. Uzun boylu ve zayıf." dediğimde kadın kaşlarını kaldırarak bana bakıyordu.
"Çınar Bey'den bahsediyor olmalısınız. Ne için aradınız?"
"Soy adı nedir acaba?"
"Çınar Acar."
"Burada mı çalışıyor?"
"Ona ait burası. Türkiye'de ki bir çok galeri gibi. Hâla söylemediniz? Çınar Beyi neden arıyorsunuz?" Bu kadar zengin olduğunu düşünmemiştim. O benim babam canım ya , ben öldüğünü sanıyordum da yaşıyormuş. Diyemeyeceğime göre.
"Hiç. Birine benzettim de , teşekkürler." diyip hızla aşağı indim. Demir'in yanına gidip arabalara bakmaya devam ettim. Artık elimde bir ipucu vardı. Adı , soyadı , işi , şirketi. Ama Meyline söz verdim. Baloya kadar araştırmayacağım.
Normalde şuan yıkılmış olmam lazımdı. Biliyorum. Ama nedense alıştım bu duyguya. Kendimi daha iyi hissediyorum. Önceden yeni ve farklıydı bu olay. Tabi ki şuanda da farklı ama daha sakinim. En azından içinde tutabilecek kadar.
"Sence hangisi?" dediğinde Demir'e döndüm. Etrafıma bakındıktan sonra hiçbirini beğenmediğimi fark ettim.
"Hiçbiri." dediğimde Demir yanımızda ki adamlara döndü.
"O zaman öbür bölüme geçelim." dediğinde nereye diye merak etmiştim. Adamların biri önde , kadın ve öbür adamlar ise yanımızdan giderken başka bir yere gidiyorduk. Asansöre bindik. Cidden nereye gidiyorduk? Asansör aşağı indikten sonra , asansörden indik.
MUHTEŞEM.
Son model , tahminen özel tasarım olarak yapılan arabaların yanındaydık. Araba mı dedim ben? Bunlar birer aşktı.
"Şimdi seç bakalım." diyip bana bakan Demir'e döndüm.
"Asıl şimdi seçemem." dedim. Ağzım hâla hayretle arabalara bakıyordu.
"O zaman sen seçene kadar buradayız."
"Niye ki? Sen seç işte bir tane."
"Senin seçmeni istiyorum." dediğinde arabaların arasından geçerek her birini inceledim. Cidden çok iyiydiler. Madem seçemiyorum , o zaman iyice incelemek lazım.
Bir kaç arabaya bindikten ve özelliklerini iyice yanımızda ki kadın ile adamlara sorduktan sonra , baya bir seçeneği elemiştim. Sonunda tam iki araba arasında kalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
➰ Ama Biz Üveyiz ➰
RandomAsi soluk tenine , buzlarla çevrili kalbine inat bir güneş ; Demir sıcak tenine , kaynayan kalbine inat bir kar tanesi istedi. Bir küçük kar tenisi koskoca güneşe aşık olabilir mi? Bir insan üvey kardeşini sevebilir mi? Eriyeceğini bile bile Demir...