10. Bölüm

1.9K 58 5
                                    

YAZARDAN*
BU 4 GÜN TATİL OLDUĞU İÇİN HER GÜN BİR BÖLÜM YAZACAĞIM VE ELİMDEN GELDİKÇE UZUN OLACAK. ÇÜNKÜ SONRA SINAV HAFTAM VAR BİR HAFTA YAZMAYABİLİRİM. NEYSE SİZ OKUMAYA BAŞLAYIN İYİ OKUMALAR. VE OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM. YORUMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİ :)

Hakan'a tabi ki babamın olayını anlatmamıştım. Ama yeni hayatıma alışmanın ne kadar zor olduğuyla ilgili biraz konuşmuştuk. Fikirleri beni rahatlatıyordu. Mantıklı ve kolay yollar öneriyordu.

- Dediğin gibi Demir'e , Demir gibi yaklaşmalısın.
- Ama nasıl?
- Demir mâdem dengesiz davranıyor , sende öyle yap.
- Tamam da Demir gibi imkanlarım yok. O buraları biliyor , herkesi tanıyor.
- Senin büyük bir avantajın var ama. Selin.
- Nasıl?
- Selin sana buraları ve Demir'le baş etmeyi öğretecektir. Aynı zamanda bende varım unutma.
- Tamam buraları anladım da Demir'le baş etmemin Selin'le ne alakası var?
- Demir'i Selin'den iyi kim tanıyabilir ki?
- Ama neden ne var ki aralarında?

O sırada elimde telefonumu açmaya çalışıyordum. Bir yandan da Hakan'a kitlenmiştim.

- Bak Demir ...
- Oha.
- Noldu?
- Tam 78 cevapsızım var.
- Oha harbiden. Kim aramış?
- 70'i Selin'den , 8'ide Demir.
- Demir mi?

Aslında buna bende şaşırmıştım. Demir ne alaka? Pardon? Hayır yani o beni niye arasın ki? Hemde 8 defa.

- Gene arıyor.

Nasıl cevap verecektim Demir'e? Ben onun sesini dahi duymak istemiyordum. Hatta Demir'i öldürmek falan. Gebersin pislik. Ay çıldırıcam hala çalıyor telefon.

Hakan hızla telefonu elimden aldı. Ve açtı. Hakan. Dur! Napıyorsun? Allah'ım beni bunlarla mı sınıyorsun?

- Hakan dur!
- Sadece dinle.

Telefonu açtı ve hopörlere aldı.

- Alo.
- Asi?
- Ben Hakan. Noldu Demir? Neden aradın?
- Sende bu telefonun ne işi var lan? Asi nerde?
- Asi şuan meşgûl. Bana söyle.

Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Ellerimle ağzımı kapattım kıkırdamalarımı engellemek için. Hakan bana bakıp Demir'in her lafında dil çıkarıyordu. Bu gülme isteyimi arttırıyordu.

- Ne demek Asi meşgûl lan. Nerdesiniz olum şimdi?
- Ya ne sıktın be Demir. Asi'yle bir baş başa bırakmadın.
Demir'in sesi aşırı yükselmeye başlamıştı.
- Ne diyorsun olum sen? Hakan sikerim belanı. Asi nerde? Nerdesiniz lan siz?

Tuhaftır ki Demir'i ilk kez başka biri olarak tanıyorum. Piskopat gibi. Hep onu centilmen , sakin ama hep içinde sinir barındıran biri olarak bilirdim.

- Off. Küfür küfür küfür. Başka bir şey bilmez misin sen? Neyse mâdem söylecek bir şeyin yok bizim mutluluğumuzu bozma , diyip telefonu yüzüne kapatmıştı Demir'in.

Ardından telefonu fulden kapattı. Ellerimi ağzımdan çekip kahkağalar atmaya başladım. Hakan'da benle gülüyordu.

- Ya Hakan manyak mısın?
- Amaaan. Delirsin biraz. Napabilir ki? Seni mi dövücek?

Kahkağam bir anda kesilmişti. Dün sabah Demir'in bana attığı tokat aklıma gelmişti. Sinirlerim yeniden bozulmuştu.

- Ne ? Yaptı mı daha önce?

Sıcak çikolatamdan bir yudum daha alıp , ayağıma değen dalgalara baktım.
Hakan oturduğu yerden inip benim yanıma oturdu. Eliyle çenemi kendine çevirdi.

- Sana vurdu mu Asi?
- Aslında vurmak sayılmaz ama...
- Asi.
Bunu sertçe söylemişti.
- Tokat attı.
- Ne zaman?
- Dün sabah.
- Kahretsin ya biliyordum.

➰ Ama Biz Üveyiz ➰Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin