Yaren Karahan...
Evet bugün taşınıyorduk. Hem de başka bir şehire, başka bir hayata. Arkamda birini bırakacağım için hiçbir üzüntü hissetmiyorum. Çünkü zaten can parçamda benimle geliyor. Ada. Çocukluğum. Kendisini 4 yaşımdan beri tanıyorum. Babalarımız iş ortağı bu nedenle beraber büyüdük. Ne kadar zıt insanlar olsakta birbirimizden başka kimsemiz yoktu. Ben siyahsam o her zaman beyazdı. O ne kadar hayat doluysa ben bir o kadar somurtgandım. Şimdi diyeceksiniz nasıl anlaşıyorsunuz? Şimdi sizi ortaokul dönemlerimize götüreyim.
7 yıl önce...
"Yaren bizi sevecekler mi?"
"Hayır."
"Belki severler. Biz sevdiririz kendimizi."
"Birilerinin bizi sevmesi için bizim birşeyler yapmamız gerekmiyor Ada. Biz neysek bizi o şekilde sevmeliler."
"Yaren ilk defa özel okula gideceğiz. İlk defa böyle bir ortama gireceğiz. Hiç heyecanlı değil misin? O kadar burs kazandık emeğimizle neden mutlu olmuyorsun?"
"Çünkü oraya herkes parasıyla gidiyor ve biz bursla gidiyoruz. Bizi her zaman dış kapının dış mandalı olarak görecekler."
Şimdiki zaman...
Evet size küçük bir anı gösterdim. Ada ile ortaokula geçerken biz kolejin yüzde yüz bursluluğunu kazanmıştık. Çok dışlanmıştık paramız değilde başarımız ile geldiğimiz için. Bana göre asıl dışlanması gereken onlardı ama olmuyordu işte onlar sayıca daha fazlaydı.
Ada çok kırılırdı çok üzülürdü. O hep yeni insanlar yeni arkadaşlıklar kurmak isterdi ama asla ne yeni arkadaşı oldu ne de yeni insanlar tanıdı. Tıpkı benim gibi. Şimdi ise maddi durumumuz oldukça iyi hatta daha büyük bir şehire babalarımızın işi için gidiyoruz. Yeni arkadaşım olup olmaması benim çok umrumda olmuyordu açıkçası Ada bana yetiyordu. Ama sanırım ben ona yetemiyordum. Lise son sınıftayız. Bizde son sınıfın ortasında başka bir şehire gidiyoruz. Ne kadar normal karşılanır bilemiyorum artık.
"Kızım hazır mısın?" düşüncelerimi bir kenara bırakıp, kapının arasından kafasını uzatan anneme baktım.
"Evet anne." kafasıyla aşağı katı gösterip odadan çıktı. Bense bomboş odada 2 büyük valizimle kaldım. Valizlerimden birine oturup etrafı biraz seyrettim. Buraya bir daha görmeyecektim. Özlemeyecektim de. Telefonumun zil sesiyle irkildim. Ada arıyordu. Birde Ada'nın heyecanıyla uğraşıyordum tabii.
"Kardeşlerin gülü napıyorsun hala bitmedi mi hazırlığın? Aşağıda bekliyorum seni."
" Geliyorum da sen niye burdasın? Sen annengile gideceksin diye biliyordum."
"Evet öyleydi de ben yolculuğu seninle geçirmek istedim. O yüzden sizin arabayla geleceğim. Annen bizim arabayla gidecek."
"Peki öyle olsun madem. Geliyorum balım"
Son kez odaya bakıp iki valizimi tutup merdivenlere doğru yürümeye başladım. Neyseki valizler ağır değildi babamgil haftalar önceden çoğu eşyamızı taşımıştı İstanbul'a. Ben söylemeyi unuttum. İstanbul'a taşınıyoruz. Ada'nın hayallerinde ki şehirlerden birisi. Ben kalabalık yerleri sevmezdim pek. İstanbul'u da çok sevdiğim söylenmez. Ama İzmir'e kesinlikle bayılırım. Hatta umarım üniversiteyi orda okurum.
Arabaya bindiğimde Ada kulaklığını takmış telefondan müzik seçiyordu. Beni henüz fark etmediği için hafifçe dürttüm.
"Kızım ödümi koparttın!" gerçekten korkmuştu yüz ifadesi çok komikti!
"Yaa pardon!" dedim kahkahalarımın arasında. O da çok durmadan gülmeye başladı. Ona göz kırptıktan sonra kulaklığımı taktım ve arabanın çalışmasını bekledim.
Araba nihayet çalıştığında müziğimi de açtım. Yolculuk başlasın o zaman!
Hepinize merhaba bu benim ilk kitabım ve açıkçası biraz heyecanlıyım. İleride güzel işler başaracağıma inanıyorum.
Hikayemin kurgusu şu anda gayet iyi gidiyor. Beğeneceğinize eminimm. Öpüldünüz ballar. <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüyaların Ötesinde
Teen FictionKendimle sıkışmış gibi hissediyorum. Sanki her bir yanımdan itiyorlarmışta sıkışıyormuş gibiyim.