"Adacım beni bir salar mısın? Eşyalarımı yerleştiremiyorum senin yüzünden!" eve geldiğimden beri Ada beni aramış susmuyordu. Yeni gideceğimiz okulun fotoğraflarını atıp hayranlığını anlatıyordu. Bense sinir krizi geçiriyorum. Eşyalarımı dolaba yerleştirmeye çalışıyorum.
"Yaren şu sakinliğini anlayamıyorum. Sen küçüklüğünden beri hep okula üniformasız gitmek isterdin. Al işte üniformasız okul!"
"Tatlım benim mutluyum tabii ki ama heyecanlanmanın ve endişelenmenin hiçbir anlamı yok. İlk defa okula gitmiyoruz."
"Yarın ne giyeceksin?" hah birde okula yarın hemen gidiyoruz biliyor musunuz? Bu da ayrı bir kriz zaten.
"Siyah pantolon ve siyah beyaz olan tişörtümü giyeceğim."
"Hah! Senden ne beklenir ki zaten. Bari ilk gittiğimiz gün biraz özenli ol."
"Ada zaten okulun bitmesine yarım dönem kaldı. Derslerle boğuşuyorum. Ayrıca oraya kendimizi göstermeye değil, ders dinlemeye gidiyoruz."
Ada ile biraz daha konuştuktan sonra kendimi iyice eşyalarına odaklamıştım. Annemden rica da bulunup en üst kattaki odayı rica etmiştim. Odam da tavanda kocaman bir şeffaf pencere vardı. En beğendiğim nokta buraydı. Odamın duvarlarına bazı siyah yıldızlar yapıştırdım. Odamı duvarları da bembeyaz. Oda tam benlikti, yere de küçük siyah bir halı serdim. Odam muhteşem görünüyordu.
"Kızım yemek hazır!" annemin aşağıdan bağırması ile hafif irkildim kendimi odanın güzelliğine kaptırmışım. Usul usul merdivenden aşağı indim ve masada oturan anneme babama ve abime gülümsedim.
"Hadi yine iyisin en güzel odayı verdim sana." diyerek güldü abim bana bende ona gülümsedim.
"Zaten işin çok yoğun abi eve geldiğin yok. Ayrıca senin kendi evinde var. Senin evin daha güzel." bu söylediğime karşılık bana göz kırpıp gülmekle yetinmişti. Ardından derin bir sessizlik oldu sadece Çatak bıçak sesleri geliyordu. Ne yalan söyleyeyim böyle ortamla bayılırım ailecek hep böyleyizdir. Sakin sessiz ve huzurlu.
Yemeğimden biraz daha yiyip ailemden izin isteyerek ders çalışmak için yukarı çıktım. Derslerle aram iyidir. Sayısalcıyım. Büyük hedeflerim var açıkçası bir cerrah olmayı çok isterim. Küçükken hep psikolog olmak isterdim şimdi kazansam da direk oraya atlardım. Psikoloji bana çok ilginç gelen bir dal. Ayrıca emek isteyen bir dal. Ama sanırım cerrah olma isteğim artık daha fazla. Şu son 4 ayımı iyi geçirmek istiyorum ve kendimi üniversiteye adamak istiyorum. Ada teknoloji konusunda mükemmeldir. Küçüklüğümden beri kodlarla uğraşıyor. Yani bilgisayar mühendisliği istiyor ve kazanacağına çok eminim dersleri oldukça iyi. Ada bana sürekli küçükken hayallerini anlatırdı, hayallerinin arasında üniversite de benimle ayrı eve çıkmak. Bunu bende isterim neden olmasın mükemmel olur hatta.
Saate baktığımda 22:49 olduğunu gördüm. Yarın okul var uyusam mı diye düşünürken aklıma okulun instagram sayfasına bakmak geldi. Telefonumu elime alıp instagrama girip okulun ismini yazdım. Başat Koleji. İşte gideceğimiz okulun ismi, instagram hesabında müdürün ve bazı öğrencilerin ödül fotoğrafları vardı. Neden baktım bilmiyorum ama boşuna baktım pek bi anlamı yok yani bakmamın. Biraz telefonda gezindikten sonra. Saatin 23:35 olduğunu gördüm, zaman nasıl hızlı geçiyordu.
Odamın içindeki özel banyoya gidip dişlerimi fırçaladım, saçlarımı topladım ve sonra da dolabımda lacivert şortlu pijama takımımı alıp giydim. Uyumak için hazırdım. Telefonumun da saatini kurup yatağımın baş ucundaki komidinin üstüne bıraktım. Kendimi uykunun kollarının arasına bıraktım.
Sabah..
Alarmımın sesiyle uyandım. Bilerek saati erkene kurmuştum, çünkü Ada'nın yanına gitmem gerekiyordu. Dün sabah telefonu kapatmadan önce sabah ona gidip beraber okula gitmemizi söyledi. Sabah erken kalmaktan nefret ederim. Ama söz konusu okula gerekiyorsa hiç uyumam.
Yataktan çıkıp banyoya gittim. Yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Saçımı da serbest bırakıp taradım. Saçım oldukça düzdü ve bu benim çok işime geliyordu. İstediğin şekli alıyor ve aynı zamanda düzleştirme gibi bir derdim olmuyor. Banyoda çıkıp üstüme siyah beyaz çizgili kısa tişörtümü ve siyah pantolonumu aldım hemen üstüne geçirip alt çekmecemden de beyaz çoraplarımı aldım. Oldukça uyumlu görünüyordum. Çantamı da alıp odadan çıktım. Aşağı inmeden önce yan odaya gidip abim bu gece evde mi uyumuş diye baktım. Burda değildi. Ya kendi evindeydi ya da işteydi. Abimi soracak olursanız 25 yaşında babamın şirketinde babamın bir alt seviyesinde ki patron. İşini çok severek yapıyor. En önemlisi de bu zaten.
Aşağı indiğimde annem masayı hazırlıyordu. Şimdi diyeceksiniz neden bir yardımcınız yok diye, ben olsam bende sorardım. Annem kendi işini yapmayı seven bir kadın. Bana da her zaman kendi işimi kendim yapmamı söyler. Babamın orda olmadığını görünce onun da işte olduğu kanaatına vardım. Anlaşılan annemle evde tektik. Masaya oturup annemin hazırladığı tabağımı yemeye koyuldum.
"Nasılsın tatlım?"
"Anne ne yalan söyleyeyim biraz gerginim. Eskisi gibi bir laf eden olursa büyük ihtimalle bu sefer elimde kalırlar. Artık tahammül edebileceğimi sanmıyorum." anneme karşı her zaman açık sözlü ve dürüstüm bir diğer arkadaşımda odur benim.
Oda söylediklerime gülüp "Bu sefer serbestsin" dedi bende ona gülümseyip kahvaltıma devam ettim.
Kahvaltım bittikten sonra annemle vedalaşıp evden çıktım Ada'gilin eve yürümeye başladım. Hiç arabaya binesim yoktu bu yüzden annemin teklifini reddetmiştim. Ada'gilin ev oldukça yakındaydı zaten. 15 dakikaya evlerinin önündeydim zile bastım. Gülseren Teyze sevecen bir şekilde kapıyı açınca bende gülümsedim
"Merhaba Yaren. Naber?"
"İyidir Gülseren Teyze sen nasılsın?"
"Bende iyi işte kızım. Ada'nın okul telaşıyla uğraşıyorum" diyerek kahkaha attı bende aynı şekilde karşılık verdiğimde Ada geldi. Gülseren Teyle ile vedalaşıp Ada ile okulun yolunu tuttuk.
![](https://img.wattpad.com/cover/253638206-288-k693614.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüyaların Ötesinde
Teen FictionKendimle sıkışmış gibi hissediyorum. Sanki her bir yanımdan itiyorlarmışta sıkışıyormuş gibiyim.