19. Bölüm

137 21 2
                                    

Önümde duran siyah arabaya biraz bakındıktan sonra tereddüt etmeden bindim. Arabanın arkası genişti ve karşılıklı koltukları vardı. Ben arkaya oturduğumda karşımda o iğrenç adamı gördüm. Yüzümü buruşturma isteğimi defederek dik bakışlarımı ona gönderdim.

"Bu güzel tercihi yapma sebebin nedir?" sorduğu soruya karşılık ne diyeceğimi hazırlamıştım.

"Etrafımdaki insanlar diken üstündeydi. Ben o dikenleri onlardan alıp kendime çekmeye karar verdim." dudağının yanı kıvrılırken memnuniyetle başını salladı.

"Doğru ve güzel bir seçim." dik başlı olup rahat takılmaya çalışıyordum ama karşımdaki iğrenç adamın bakışları çok rahatsız ediyordu.

Ceketimin içine yapıştırdığım ses cihazı ve aynı zamanda konum belirleme cihazına güveniyordum. Bozulma ihtimaline karşı riske girmiştim. Cihazın arkasında amcam kontrol ediyordu. Hatta arabaları bizden direkt yan sokakta olduğundan emindim.

"Bunca zaman neden saklandın? Rahat bir şekilde hapisten kaçmışsın bence rahat bir şekilde yaşayabilirdin." dedim ve yerimde kıpırdandım.

"Sen bu işleri çok kolay sanıyorsun sanırım küçük." cevap vermeden dik dik bakmaya devam ettim. O kafasını pencereden dışarı çevirince derin bir nefes aldım.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Saatlerdir süren yolculuğun ardından şehir dışına çıkmıştık. Bunu tabelalardan anlamıştım. Tamam uzak bir yer bekliyordum ama bu kadar değil. Karşımdaki adam oldukça rahat bir şekilde her yerimi ezberlercesine süzüyordu beni. Ne kadar alnının ortasına yumruk atmak istesemde kendimi tutuyordum. Arabayı süren adama bakıp bakışlarımı kaçırdım. İri yarı bir adamdı. Yumruk atsam on katını yerdim herhalde.

Ormanlık bir alana girdiğimizde ürkmeye başlamıştım. Çok ıssız sessiz bir yerdi. Amcam izimizi kaybettiyse burada beni öldürseler kimsenin ruhu duymazdı. Terleyen avuç içlerimi eşofmanıma silerek yumruk yaptım. Telefonum çalmaya başlayınca içimden bir küfür ettim. Sessize almayı unutmuştum. Karşımdaki herif dikkatle bana bakarken telefonumu çıkardım.

Meriç arıyordu...

Gözlerim dolduğunda kırpıştırarak bunu engelledim.

"Açabilir miyim? Hiçbirşey söylemeyeceğim. Söylemek isteseydim burada olmazdım zaten." başını sallayınca hızla telefonu açtım.

"Sevgilim?" Meriç'in sesini duyar duymaz histerikçe gülümsedim.

"Efendim?" başımı pencereden dışarı çevirip onu dinlemeye başladım.

"Bizimkiler evimizi bastı. Az önce kovdum hepsini. Sabah seni yanımda göremeyince huzursuz hissettim." gözlerim tekrar dolmaya başlarken bu sefer engellemedim.

"Söylemiştim sana gideceğimi. Annemgil beni bekliyordu." ağzından bir mırıltı çıkartarak onayladı beni.

"Sen neredesin şimdi?" işte beklediğim soru. Bu soruyu beklediğim için hazırlamıştım.

"Evden eşyalarımı topladım. Amcam beni almaya geldi bir hafta kadar onlarda kalmayı düşünüyorum." karşımdaki adam kaşlarını çatarak hala bana bakmaya devam ediyordu.

"Bunu bana neden söylemedin? Şimdi biz bir hafta görüşemeyecek miyiz? Amcanın evi nerede?" sorduğu sıralı sorulara buruk bir şekilde gülümsedim.

"Evet görüşemeyeceğiz sevgilim. Amcamgilin evi şehir dışında." ağzıyla hüzünlü bir mırıltı çıkarınca sağ gözümden bir damla yaş düştü.

"Ararım ama bak."

Keşke sevgilim keşke.

"Olur." dedim ne kadar yalan olduğunu bilsemde.

Rüyaların Ötesinde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin