2.BÖLÜM-ÜNİVERSİTE

2.4K 103 102
                                    

"Çakalların özgürlüğü kurt yattığı yerden kalkana kadardır."

"Komutanım "diyebilmiştim.
Hain beklediğimizden de yakın çıkmıştı çünkü bu odaya giren kişiler belirliydi. Ya Fuat albaya çok yakındılar Ya da rütbeli birisiydi. Fuat albayında canını sıkmıştı bu durum, yüzünden anlaşılıyordu. Belki de ben senelerden beri tanıdığım için anlıyordum.
"Nevra bir süre buradan uzaklaşmanı istiyorum kısa bir izin al olur mu timinle beraber."
" Ama komutanım bu "derken cümlemi kesip yanıma gelmişti.
"Babana, dostuma söz verdim Nevra seni her şeyden koruyacağıma dair. Babanın bir daha evladı için yüreği yanmasın olur mu? Bu yüzden burada kalmanı istemiyorum. Şimdi git timinle ilgilen hem yeni döndünüz biraz dinlenin. "
"Peki komutanım "Diyebilmiştim.
Babam abimden sonra çok üzülse de bize asla belli etmemişti. Bende zaten her şeye tüm acılara rağmen dimdik, soğuk görünmeyi babamdan öğrenmiştim. Timimin yanına geldiğimde üzerlerini değişmiş çay ocağında gülerek bir şeyler hakkında konuşuyorlardı.

"Bir kahve yapında bari 40 yıl daha şöyle bol bol gülerek sohbet edelim" dememle Şerif hemen "yapayım komutanım ben size şöyle güzelinden bir kahve "diye koşarak gitmişti. Bu çocuk boş boğaz falandı ama hepimiz onu çok seviyorduk. "Beyler hanımlar şimdi kısa bir süreliğine sosyal işlerle uğraşacağız" dememle tüm tim koro misali hep bir ağızdan " komutanım!" Diyerek bana dönmüştü benden beklenmeyen bir şeydi onlar için.
"Fuat albay uzun süredir bu tür bir etkinlikte bulunmadığımız için zorunda olduğumuzu söyledi. " Demiştim yoksa bana ne olursa olsun inanmazlardı batı tayinim gelmişti ama ben gitmemiş doğuda kalmıştım. Ama bir gerçek daha vardı ki benim için emirler demiri bile keserdi bu yüzden emir demem onlar için biraz daha inandırıcı kılmıştı. Bu sırada ise Melis çoktan beni izliyordu. Ona gülümseyip göz kırptım timi işkillendirirsek her şeyi daha da karmaşık bir hal içine sokardım. Biraz daha goy goyun ardından bizimkiler iyice eğlence havasına bürünmüşlerdi bende kalkıp biraz hava alsam iyi olacaktı.
Kafamın içinde ki hain kim düşüncelerinden başka bir şey duyamıyordum.
Bir sigara yakıp ağaçların altında ki banklardan birisine oturdum.
Etrafta bir telaş vardı.
" Ne olduğunu bilmediğim nadir zamanlardan desene" dedim kendi kendime.
O sırada tanıdık bir simanın karargâha girdiğini gördüm. Bu yüzü Nasıl unuturdum, istihbarat eğitimi süresince akşamları onunla sohbet etmek için saatleri hatta saniyeleri sayardım. Abdullah abiydi ama burada ne işi vardı. Ben kendi kendime düşünürken bir subay Fuat albayın beni çağırdığını söylediğinde acaba bir şey mi buldu diye koşarak yanına gitmiştim.
Şimdi ise Karşımda Abdullah abi ve Fuat albay bana yeni bir görev için üniversite de öğrenci rolü veriyordu.
"Komutanım anlıyorum sizi, burada ki karmaşadan beni uzak tutmak istiyorsunuz ama bu biraz fazla değil mi?"

Benim karşı çıkışlarından sonra olaya bu seferde Abdullah abi girmişti;

"O kadar uzun süredir sahadasın ki asenalığını herkes duydu tüm teröristlerin hedefi haline geldin ve  sosyal etkinliklere katılmıyorsun bu meslek hayatını kötü etkiler Nevra hem sosyal etkinlik yapmış olacaksın hem de yine bir görev için çalışmış olacaksın. Sizin dışınızda bir tim daha gelecek başka bölükten kimlikleriniz gizli olacak hem de fena mı üniversite ortamı görmüş olursunuz. "

Tereciye tere satıyorlardı aynı yalanı bende kendi timime söylemiştim.
Aslında biraz düşününce fena olmayacağı kararına vardım. Harbiye'ye girdikten sonra sınıf toplantısına 1 kez gitmiştim onlar gibi aşık olmamış ya da çok da sıra dışı şeyler yaşamamıştım. Benim sıra dışı olaylarım onlardan biraz farklıydı. Konuştuklarımız uyuşmamıştı. Beni anlamadıkları bende onları anlamadığım için bir daha ne kadar davet edilirsem edileyim gitmemiştim.

Kehanet KumlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin