Marinette
Koskoca malikhanenin koskoca zilini çaldıktan bir iki saniye sonra, duvarın içinden yuvasız göz gibi bir alet çıkarak benimle konuştu. İlk başta yine delirdim sanmıştım ama sonra bu aletin bir çeşit kamera olduğunu içinden bir kadın sesi gelince anladım.
"Buyurun hanımefendi?"
"Aaa ben Adrien.. Evet Adrien'ın ödevlerini vermeye geldim."
"Bir dakika bekleyin."
Çok güzel bir evdi. Her şey programlanmışa benziyordu. Böyle bir ev içinde Adrien'in nasıl kaybolmadığını merak ediyordum. Belki de harita kullanıyorlardı? Sonra o değişik kamera tekrar çıktı ve içindeki kadın sesi tekrar duyuldu.
"İçeri gelebilirsiniz." Ve ardından koca malikhanenin koca kapısı açıldı benim için. Gergin gergin yürümeye başladım. Buraya gelme amacımın Adrien'a vereceğim ödevle uzaktan yakından alakası yoktu tabi ki. Biraz usturuplu bir yalan söyleyip en sevdiğim moda tasarımcısının oğlunu partiye göndermesine ikna etmeye çalışacaktım. Kapıya ulaştığımda ben daha çalmadan kapı açılmıştı. Açan kişi ise kaslı vücudunun üzerine askılı bir atlet giymiş, her haliyle spordan yeni döndüğü belli olan Adrien'dı. Onu o şekilde görmem yanaklarıma kan hücüm etmesine sebep olmuş olabilir.
"Mari, sen burada ne yapıyorsun?" Ben burada ne mi yapıyorum? Seninle partide buluşup dans etmemize izin vermesi için babanı ikna etmek istiyorum Adrien. Ama bu kadar detayı bilmen gerekmiyor.
"Babanla konuşabilir miyim Adrien?"
"Babamla mı? Neden?" O sırada beni içeri almıştı Adrien ve merdivenlerin başında tok bir adam sesi duyulmuştu.
"Adrien bırak da arkadaşın söyleyeceğini söylesin." Sesi kızar gibi değil daha çok meraklı ve ilgili gibiydi. Bu bana birazcık olsun cesaret vermişti.
" İyi günler Baya- Bay Agreste. Ben Adrien'ın sınıfından bir arkadaşıyım. Biliyorsunuzdur ki oğlunuz gayet başarılı. İster derslerde olsun ister sporda. Ve kendisi gerçekten iyi kalpli biri. Sizin de ona çok değer verdiğinize eminim." Bayağı resmi ve açık olan bu konuşmamı yaparken eğer biraz daha durmasaydım heyecandan ve gerginlikten düşüp bayılabilirdim. Gözlerim bir anlığına Adrien'a kaymıştı. Yukarı kıvrılan seksi şeftalimsi dudakları beni ona daha çok bağlıyordu. O her anlamda çok iyi biriydi ve ben de ona gülümsedim. Sonra tekrar babasına döndüm ve babası konuşmaya başladı.
"Düşündüklerinizde haklısınız genç bayan. Adrien akıllı ve iyi bir çocuktur. Ama yanılmıyorsam bu kadar yolu sadece bunları söylemek için gelmediniz."
"Aslında asıl söyleyeceğim şey şu ki bir hafta sonra falan okulumuzda bir parti verilecek. Noel için yani. Adrien'ın kesinlikle ama kesinlikle bu partiye gelmesi gerek efendim. Çünkü o bu kadar görev ve disiplinin ardında gerçek bir eğlenceyi hak ediyor efendim. İzin verip vermemek size kalmış ama lütfen izin verin." Son söylediklerimi Adrien'a bakarak söylemiştim. Ama ardından Bay Agreste'in söylediği şey ile şaştım kaldım.
" Adrien bana böyle bir parti olduğundan bahsetseydi ona izin verirdim zaten genç bayan." Bunu demesiyle ben şaşkın bir şekilde Adrien'a baktım, o da bana aynı şekilde bakıyordu. Sonra babasına dönüp o da bir şeyler söyledi.
"Senin izin vermeyeceğini düşündüğüm için söyleme gereği duymamıştım baba."
" Partiye gidebilirsin Adrien izin veriyorum ama keşke bana söyleseydin. Arkadaşının buraya kadar zahmet etmesine gerek kalmazdı." İçimde oluşan büyük sevinç duygusuyla konuşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONA AŞIĞIM~Miraculous (Askıya Alındı)
Fanfiction"Meleğim biliyor musun? Eğer gözlerim bir kamera olsaydı daha iyi görmek için odaklayacağım tek yüz seninki olurdu." Genç erkek daha fazla dayanamayarak dudaklarını genç kızın dudaklarına sardı. İki saniye görmese deli gibi özleyeceği kızın dudakl...