Adrien
"Mucize Uğurböceğiiiiii"
"Çak bakalım."
Leydim ve ben bir günü daha kurtarmıştık. Akumalıların gücü öfkelerine göre şiddetleniyordu anladığım kadarıyla ama Leydim ve ben dahi planlarımızla günün sonunda kazanan kişi oluyorduk.
Meğer şimdi akumalanan kişi okulumuzda bir çalışanmış. Müdür Demokles tarafından aşağılanınca akumalanıp resmen bir temizlik avcısına dönüşmüştü ve herkesi temizlik malzemelerine çevirmeye çalışıyordu. Neyse,dediğim gibi günün sonunda kazanan yine bizdik.Leydim bana iyi günler dileyip yoyosunu bir çatıya atarak yanımdan ayrıldı. Bugün gergin bir hali vardı.Hoş ben de öyleydim ya zaten.
O gün Marinette ile öpüştüğümüzde kalbim deli gibi çarpmaya başlamıştı. Neden bunu yaptığını hala anlayamasam da bu öpüşme hiç bitmesin istemiştim. Dudakları dudaklarımı sardığında ise neden bu kadar geç öpüştüğümüzü sorguladığıma yemin edebilirim. Ama sonra söyledikleri... Çok saçmaydı ve aptalcaydı. Her ne kadar bu kelimeyi ona yakıştıramasam da... Öyleydi.
Zaten bu hafta içerisinde babamla hep kavga etmiştik. Çince ve eskrim derslerimin yanında bir de modellik yapmak beni yoruyordu ama bunu ona söylediğimde ondan anlayış beklerken yaptığı tek şey sanki ona saygısız tavırlar sergilemişim gibi davranmaktı ve bu da zaten hayal kırıklığına uğramış olan beni daha çok üzüyordu. Eğer yaşadığınız evde huzur yoksa sahip olduğunuz maddiyatın hiçbir önemi kalmıyor.
Düşüncelere dalmışken çok önemli bir şey hatırladım. Akuma saldırısı yüzünden herkes eşyalarını toplayıp okuldan ayrılmıştı ama ben Kara Kedi'ye dönüştüğüm için eşyalarım okulda kalmıştı. Üstelik Marinette... Hemen okula gitmeliydim.
Hala Kara Kedi olduğum icin çatıların üstünden atlayarak okulun arka taraflarında bir yerde kimseye farkettirmeden dönüştüm. Her zamanki gibi peynir isteyen Plagg'e Camembert'ini verdim. Ve sonra da okula girdim. Koridorda ise Marinette ile karşılaştım.
Marinette
Eşyalarımı alıp okuldan çıkarken Adrien ile karşılaşmayı beklemiyordum. Sanırım o da eşyalarını almak için gelmişti. Beni görmezden gelip ilerlerken yolunu kestim. Ya şimdi konuşacaktık ya asla.
"Adrien,biraz konuşabilir miyiz lütfen?"
Yanımdaki duvara yaslanıp kollarını birleştirdi ve dinliyorum dermiş gibi baktı.
"Aslında bu sabah söyleyecektim ama akuma yüzünden olmadı. Ben t tekrarlıyorum,çok aptalcaydı söylediklerim. Ama yani ne diyeyim bazen anneme baba diyorum,bilerek değil ama yanlışlıkla ve bu da aptalca."
Yine batırdım derken gülümsedi. Bunun verdiği özgüvenle konuşmama devam ettim.
"Sana değer veriyorum Adrien,gıcık da olsan beni sinir de etsen iyi kalpli birisisin."
"Bir de yakışıklıyım."
"Tamam tamam bugünlük sana yakışıklı olduğunu söyleyebilirim. "
Bunu dememle her zamanki muzip sırıtışını sergiledi ve ben işte o zaman yanlış bir şey söylediğimi idrak edebildim. Ama bu sırıtma iyiye işaretti.
"Her ne kadar beni sinir etsen de,gerçek bir egoist olsan da seninle küs kalmak istemem. N'olur affet beni."
Gözlerini yere dikti. Düşünür gibi sesler çıkarttı. Sonra yüzüme baktı. Yüzündeki ifade kötüydü diye düşünürken gülümsemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONA AŞIĞIM~Miraculous (Askıya Alındı)
Fanfiction"Meleğim biliyor musun? Eğer gözlerim bir kamera olsaydı daha iyi görmek için odaklayacağım tek yüz seninki olurdu." Genç erkek daha fazla dayanamayarak dudaklarını genç kızın dudaklarına sardı. İki saniye görmese deli gibi özleyeceği kızın dudakl...