Yine medyaya sevdiğim bir şarkıyı bırakarak bölüme geçiyorum.
Yazarın Ağzından
Soğuk ve karlı bir gecenin ortasında şimşek çakmasıyla uyanan genç prenses korkuyla uyandı.Uzun süredir ülkelerine saldıran bir yaratık yüzünden bozulan morali,buna engel olacak hiç bir şey yapamadığı için daha çok bozulmuştu.Neyse ki ertesi gün ülkenin dört bir tarafından gelen cesur askerler bu yaratıkla savaşmak için anlaşacaklardı.Umuyordu mavi saçlı prenses;kimsenin başına bir şey gelmeden bu yaratıktan bir an önce kurtulmak istiyordu.
Ertesi gün sarayın içinde büyük bir koşuşturmaca söz konusuydu.Kral Nathaniel ve Kraliçe Chloe etraflarında bu kadar çok cesur asker görmeyi beklemiyorlardı ama ülkesinin insanlarının bu kadar fedakar olmalarına içten içe seviniyorlardı.Kraliyet ailesinin büyük çocuğu Prens Luka törenin başlaması için görevlilere komut verdi.Herkes hazır olunca Kral Nathaniel konuşmaya başladı:
-Sayın Miraculous Halkı,öncelikle hepinize burada olduğu için teşekkürlerimi sunuyorum.Bildiğiniz gibi bu üç ya da daha fazla başı olan canavar bu yıl ülkemizde ortaya çıkarak bu sene büyük bir zarara mal oldu.Ekinlerimizi yedi; binalara ,evlere,tarlalara ve bunun gibi bir çok yere zarar verdi yıktı.İnsanlar korkudan dışarıya adım atamaz oldu.Yani bizim bu canavardan bir an önce kurtulmamız gerek ve bunun için de gerçekten cesur olan askerlerimize ihtiyaç var.Bugün burada size şartlarımızı anlatacağız ve bu zorlu şartların altından kalkabilecek,buna cesaret edebilecek askerlerimiz gönüllü olmak için el kaldıracak.
Kralın tekrar tahtına oturmasıyla beraber muhafızlar ve görevliler şartları saymaya başladılar.Prensesin ise ruhu burada aklı biraz önünde saygıyla duran sarı saçlı yeşil gözlü askerdeydi.Kıyafetleri kalındı ama kasları kendini gösterebiliyordu.Kendinden emin gözüküyordu ve fazla yakışıklıydı.Genç prenses gözünü ona dikmişken bir an onun da ona bakması ile şaşırsa da bunu belli etmeden gülümsedi.Genç erkek de aynı şekilde gülümsedi.İkili arasında olanları gören Prens Luka kardeşiyle alay etmeden duramadı.
-Küçük kardeşim aşık olmuş da haberimiz yokmuş.
-Ha,bana mı dedin ağabey?
-Evet sana dedim,aşık kardeşim.
-Ne aşık olması,neyden söz ediyorsun?Sadece etrafıma bakıyordum ben.
-Peki kardeşim sen öyle diyorsan...
Genç prenses utanıp başka bir tarafa bakarken abisi de sessizce kıkırdıyordu.
Uzun geçen bir saatin ardından şartları kabul eden cesur askerlerin ismi listeye alınmış;bu askerlere bir hafta sonra harekete geçileceği tembih edilmiş ve sıkı çalışmaları söylenmişti.Bu cesur askerlerin içinde ise genç prensesin çoktan kendini kaptırdığı yakışıklı asker Adrien da vardı.
*********************
Savaşla geçen bir ayın ardından çok kayıplar verilmesine rağmen yaratık öldürülmüştü.Hayatta kalan askerler ise ertesi gün tebrik töreni için saraya davet edildi.Genç kız ise adının Adrien olduğunu öğrendiği askerin yaratığı öldürürken büyük bir başarı sağladığını ve törende özel konuk olacağını öğrendiği için hazırlanmasına -abisinin alaylarına rağmen- büyük bir özen göstermişti.
Tören çok güzel ilerliyordu ;yemekler yenilmişti,kaybedilen askerler için dualar edilmişti,danslar edilmişti.Kısacası ülkeyi kurtaran bu askerler sarayda çok güzel ağırlanmıştı.Son dans müziği çalarken tüm cesaretini toplayan Prenses Marinette,asil bir şekilde koltuğunda oturan Adrien'ın yanına gitmişti.Onu gören Adrien kalkıp prensesin önünde saygıyla eğildi ve prensese şunları söyledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONA AŞIĞIM~Miraculous (Askıya Alındı)
Fanfiction"Meleğim biliyor musun? Eğer gözlerim bir kamera olsaydı daha iyi görmek için odaklayacağım tek yüz seninki olurdu." Genç erkek daha fazla dayanamayarak dudaklarını genç kızın dudaklarına sardı. İki saniye görmese deli gibi özleyeceği kızın dudakl...
