Bölüm ismi çok hoşuma kaçtı arkadaşlar.Neyse oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Adrien
Sonbaharın soğuk ve rüzgarlı günlerinden biriydi bugün Paris'te. Ama ben bu soğuğa aldırmadan çatıların üstünden atlayarak Mari'me gidiyordum. Evlerine yaklaşmıştım ki aniden aklıma gelen şeyle duraksadım. Marinette'in bunu sorun etmeyeceğini biliyordum ama bu sefer de onun evine elim boş gitmek istemiyordum. Neyse ki sokağın bu taraflarında güzel kırtasiyeler oluyordu ve bu kırtasiyeler geç saatlere kadar açık olmalarının yanı sıra içlerinde güzel eşyalar da bulunduruyordu. Hızlıca eve dönerek kredi kartımı aldım. Anlaşılan odama kimse girmemişti ve bu iyi haberdi. Hızımı arttırarak bir kırtasiyenin önünde durdum. Kırtasiyenin gayet güzel ve kjaliteli gözüktüğü tanısına varınca içimdeki çocuksu heyecanı gizlemeye çalışarak kapıyı açtım ve içeri girdim.
Kırtasiyeci adam 50'li yaşlarında görünen,saçlarına ak düşmüş ama yüzündeki canlılıktan hicbir şey kaybetmemiş sevecen birisiydi. O an için bu adam gibi sevecen olan bir babaya sahip olmak istediğimi düşündüm. Adam gözlüğünü düzeltip hafifçe göbeğini kaşıdı ve 32 dişini göstererek genişce gülümsedi.
"Paris'in genç kahramanı Kara Kedi'yi bu saatte dükkanımızda görmek büyük şereftir doğrusu."
Kara Kedi demesi ile başta şaşırsam da sonra dönüşmüş olduğumu hatırlayıp belli belirsiz gülümsedim.
"Dükkanınız gayet kaliteli ve hoş gözüküyordu. Ben de arkadaşıma alacağım hediyeyi neden buradan seçmeyeyim dedim."
"Ov efendim, büyük onur duyarız. Nasıl bir şey arıyorsunuz?" dedi tatlı Fransız aksanıyla.
"Bilmem,bunu düşünmemistim ama o bir kız ve minyatür süs eşyalarının onun hoşuna gideceğini düşünüyorum." Karşımdaki adam bir süre düşündükten sonra onu takip etmemi istedi. Biraz sonra çok şık kar kürelerinin bulunduğu bir yere geldik. Bazılarının içinde hayvanlar,bazılarının içinde ise "Seni seviyorum" yazan kalpler vardı. Tüm kar kürelerinin üstünde gözümü gezdirirken değişik bir kar küresiyle buluştu gözlerim. Elime alıp incelemeye başladım. Eyfel kulesi önünde sevgilisine evlilik teklifi eden bir adam vardı. Kar küresini salladığımda ise ışıklı ve müzikli olduğunu farkettim. Yaşlı adam boğazını temizledi ve gülümseyip ekledi.
"Ne de olsa Paris,aşıklar şehri. Öyle değil mi?"
"Evet aynen öyle ve bunu alacağım. "
"Gerçekten hoş bir seçim Kara Kedi."
Kasaya geçip parasını ödedikten sonra teşekkür edip dükkandan ayrıldım. Çatıların üstünden atlayarak Marinette'in evine ulaştım. Ama aklıma gelen şey ile büyük bir telaşa kapıldım. Ya aldığım hediyeden dolayı ona aşık olduğumu anlarsa? Bu benim için büyük bir risk olurdu. Ama artık geri de dönemezdim. Anlamamasını umarak odasının penceresinin yanına geçip biraz onu izledim. Yatağına uzanmış müzik dinleyerek ders çalışıyordu. Duyar mı emin olamadım ama camı tıklattım. Şanslıydım ki ikinci çalışımda duydu. İlk olarak şaşırdı ama sonra gülümseyip geldi ve camı açtı.
"Selam Kara Kedi,ne yapıyorsun orada?"
"Buralarda lacivert saçlı bir kız varmış,onu arıyorum."
"Anladım,umarım bulursun."
Biraz birbirimize baktıktan sonra kahkaha atmaya başladık. Sonra kolumdan tutup beni içeriye çekti.
"Üşürsün dışarıda,gel sana kahve hazır- Bu nedir?"
"Oh şey Marinette,düşündüm de buraya ilk geldiğimde beni teselli etmiştim ve senin sayende kendimi çok daha iyi hissetmeye başladım.Küçük bir hediye senin için,içimden geldi."Yanakları hafif kızararak teşekkür etti.Hediyeyi ona verdim ama içimde saklamaya çalıştığım büyük bir tedirginlik vardı.Hediye paketini açtığında ise o güzel gözlerinde belli belirsiz bir parıltı oluştu. Dolgun ve kirazımsı dudakları tebessüm etmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONA AŞIĞIM~Miraculous (Askıya Alındı)
Fanfiction"Meleğim biliyor musun? Eğer gözlerim bir kamera olsaydı daha iyi görmek için odaklayacağım tek yüz seninki olurdu." Genç erkek daha fazla dayanamayarak dudaklarını genç kızın dudaklarına sardı. İki saniye görmese deli gibi özleyeceği kızın dudakl...