Nepenthe. -15-

266 30 21
                                    

+18 kısım var 🤭😲 "***" bu şekilde başlıyor. Okumak istemeyen olursa oraları atlayın lütfen..



Ve ayrıca için rahat olsun .Son gün bile olsa daha ilk gün beklediğim gibi bekleyeceğim...

-Lamba yanmıyor. Elektrik panosundan açacagim şimdi tamam mı? Bekle bir dakika.

Onaylar sekilde birkac mırıltı çıkarınca ellerimin arasından elini çekip uzaklaştı. Ellerim öyle alışmıştı ki ellerine  dokunmadigim her saniye üşüyordum. Jungkook'a nasıl,ne zaman  tutulduğumu bilmiyorum ama uzun zamandır hissediyordum içimde kanat çırpmak için bekleyen kelebekleri. Yanında olmak,kokusunu içime cekmek bana öyle bir huzur veriyordu ki midemin kasılmaları bile rahatsız hissettirmiyordu. Kollarımı birbirine dolayıp ellerimle kendimi ısıtmaya çalışıyordum, soğuktu. Birkac dakika sonra ortam hafifçe aydinlanmisti.
Geniş odanın sağ tarafında küçük bir mutfak bulunuyordu. Bize yetecek büyüklükteydi. Mutfak tezgahının önünde tahta masa ve iki sandalye vardı. Sol tarafta ise ortada bir şömine bulunuyordu. Karşısında küçük bir koltuk yanlarda ise küçük minderler vardı. Söminenin kapıya yakın tarafında büyük bir piyano vardı.Bir de kapalı bir kapı bulunuyordu. Yatak odası olduğunu tahmin etmistim. Tek katlı bir evdi zaten. Ben koltuğa ilerlerken Jungkook'da arkamdan gelmişti . Elinde ki odunları şöminenin içine bırakıp gözleriyle etrafı taradı. Şöminenin yanındaki sehpa da bulunan kibriti tutusturup dikkatli bir şekilde şömineyi yakti.

-Birazdan ısınır içerisi. Odaya bir bakayım mutlaka bir örtü vardır.

Hızlı hareket edislerini gülerek izliyordum. Üşümemem için uğraşıyordu.

-Sen üşümüyor musun?

Elinde gri renkli polar olduğunu düşündüğüm bir örtü ile geldi.

-Hayir. İyiyim böyle. Sen ısın,hasta olma. Oda ısınınca kıyafetlerini değiştirebilirsin yatak odasında cekmecenin üzerine bıraktım kıyafetleri.  Açsın değil mi?

Omuzlarımı tutarak koltuğa uzanmami sağladı. Bir yandan konuşuyor bir yandan da örtüyü üzerimde düzeltip açık bı yerim kalmaması için örtünün uçlarını sıkıstırıyordu. Resmen mumya gibi olmustum.

-Aslında evet midemin boşluğunu uzun zamandır hissediyorum.

-Haklisin güzelim üzgünüm.Ben bir dolaba bakayım ne yapabilirim .

Yüzüme şömineden sıcaklık vuruyordu. Tüm gün boyunca yoldaydik ve bu beni fazlasıyla yormustu. Biraz isindigim için mayismaya başlamıştım.

-Tavuk var, yapmamı ister misin?

Yerimden doğrulup örtüyü üstümden kaldırdım. Sırtıma atıp onumde tuttum. Mutfağa yanına gidecektim. Birlikte bir şeyler yapabilirdik.

-Olur, tavuk yapalım.

-Yorgun değil misin sevgilim? Ben yaparım.

Başımı olumsuz anlamda salladım.

-Sorun değil birlikte yorulup daha sonra birlikte dinlenebiliriz.

Gözlerini tavuktan çekip tekrar bana baktı. Yine aşık olduğum gözleri parlıyordu.O benim gerçekten yıldızımdi. Hızla dudaklarına minik bir buse bırakıp geri çekildim. Gülümsemesi ile ben de gülümsedim. Utanmıştım. O yüzden arkasına geçip beline sardım kollarımı. Örtüyü biraktigim  icin yerdeydi artık. Birden soğuğu hissedince ürperdim. O yüzden daha sıkı sarıldım ince beline. Parmaklarımla karnına şekiller çiziyordum. Yuzum sırtına degiyordu. Kalbinin daha hızlı attığını hissedince gülümsedim. Seviyordum.

Nepenthe. °Jikook°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin