Nepenthe. -18-

193 25 17
                                    

Bütün her şeyi açıkladım. Bu nasıl bir bölüm oldu ya adagahjjk umarım begenirsiniz.



Yokluğun cehennemin öbür adıdır.
Üşüyorum, kapama gözlerini.

-Kusura bakma Jimin. Biraz konuşabilir miyiz?

Jimin ters giden bir şeylerin olduğunu anlayınca geri çekilip içeri girmesi için yer açtı. Taehyung önce evi inceledi. Demek birlikte bir gün de olsa yaşadıkları yer burasıydı. Jungkook ile ömrünün sonuna kadar burada yaşayabilirdi. Yeter ki onu biraz bile olsa sevsindi ama istediği gibi olmamıştı. Jimin girmişti hayatlarına. Halbuki Taehyung Jungkook ile evleneceğine ve koruyacağına dair söz vermişti kendisine. Olmamıştı.

-Gec şöyle otur. Bır şey içer misin?

Taehyung, Jimin'in yüzüne bakıp kafasını olumsuz anlamda salladı. Şöminenin karsisindaki koltuğa oturdu.

-Tesekkur ederim. Sadece beni dinle olur mu? Sana her şeyi anlatmaya geldim.

Jimin kafasini sallayıp koltukta boş olan kısma oturdu. Taehyung dirseklerini dizlerinin üzerine yaslamış kafası aşağı da elleriyle oynuyordu. Bu daha çok Jimin'i endiselendirdi.

-Sekiz yaşındaydim Jimin. Hiç şahit olmamam gereken şeylere şahit olmuştum. Ciftlikteydim. Sadece biraz atları sevmek istemiştim. Evin icinden gelen bağırma seslerini duyunca pencerenin önüne saklandım. İçeriyi görebiliyordum.

Jimin'e döndü.

-Kral elinde bir kılıç tutuyordu. Tam önünde bir adam ellerinden tavana asilmisti. Adam o kadar yalvarıyordu ki birilerinin onu kurtarması için bazen hala sesi kulaklarımda çınlıyor. Jungkook'dan bahsediyorlardı. Çok duyamıyordum pencerenin dışından ama arada sesleri yükseliyordu. Kral adamın kulağına yaklasarak bir şeyler dedi ve güldü. Adam asılı olduğu halde o kadar cirpinarak bağırdı ki duymak istemeyecegim tek şeyi duydum. "Jungkook benim oğlum,onu benden alamazsın." O zamanlar çok anlamamıştım. Bir iki yıl sonra farkettim Jimin. Farkedince söyleyemedim çünkü artık çok geçti. Bir şey degismeyecekti.

Taehyung gözlerinin önüne gelen görüntü ile başını ellerinin arasına aldı.

-Adamı kılıcıyla ortadan ikiye böldü Jimin. Ben ne yapacağımı bilemedim. Adamın üst vücudundan düşen organ parçalarını,kanı unutamadım yıllarca. Alıştım sadece gördüklerime. Korktum Jimin. Birine soylersem bana da bir şey yapardi. Sustum sadece.

Jimin ne diyeceğini bilemiyordu. Sadece kralın Jungkook'a olan davranışlarının nedenini anlamisti.

-Ben o gün kendime söz verdim Jungkook'u her şeyden koruyacaktım. Bu yüzden yaptım her şeyi Jimin. Sadece senden koruyamadim. Jungkook sayesinde seni çok iyi tanıdım. İlk günden anlamıştım senin onun başına dert olacağını. Jeonghwa'ya yardım ettim seninle tanisabilmesi için.Tek düşündüğüm eğer sen agabeyinin eşi olursan senden vazgececegiydi. Öyle olmadı. Küçük bir hatam Jungkook'un hayatına mâl olacaktı az kalsın. Her şeyi sen mahvettin.

Taehyung'un sinirli bakışları Jimin ile buluştu. Jimin sadece sabretmeye çalışıyordu. Patlayacakti, az kalmıştı ama bitirmesini bekliyordu. Her şeyi öğrenmeyi istiyordu. Karşısındaki suçlayıcı bakışların sahibinin bogazina yapismamak için o kadar sıkmıştı ki kendini bacaklari titriyordu.

-Seni ona umut vermemen icin defalarca uyardım. Defalarca. Ama sen asla beni dinlemedin. Sırf onu senden kurtarmak için yine hata yaptım. Sadece onun gitmesini,senin yanında olmamasını istiyordum.

Nepenthe. °Jikook°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin