Nepenthe. -17-

190 28 10
                                    

"Ruhum büyük bir üzüntüye kapıldı, bu aşağılık duruma ölümün çare olacağını sandı."

Jungkook elleri ile yerden güç alarak ayağa kalktı. Jimin onu birakamazdi. Ne yapacaktı, nereye gidecekti? Tezgaha bıraktığı yüzüğü de eline aldı.

-Jimin!

Daha yeni evden cikmis olan sevdiğinin peşinden koşup bileğinden tuttu.

-Jimin lütfen. Neyi yanlış yaptım? Söz veriyorum ne yaptıysam düzeltirim. Beni bırakma . Yaşayamam gitme..

-Soyle güzelim ne yaptım? Jimin bir şey söyle yalvaririm.

Jimin bileğini Jungkook'un elinden çekip karşısında ağlayan sevdiğine baktı.

-Jungkook içeri gir. Hava soğuk, kar yagiyor, kabansiz çıkmışsın. Yapma. Daha fazla zorlama olur mu? Bitti. Lütfen gir içeri.

Jimin tekrar arkasında bırakmıştı sevdiğini. Jungkook yağmurla karışık yağan karın altında dizlerinin uzerine çöküp çaresizce bir kez daha sevgilisinin eşsiz ismini sayıkladı.

..

Kaç saat yürüdüğünü,kaç saattir ağladığını bilmiyordu. Gün yavaşça doğuyor. Ormanın sessizliğini arada bir dudaklarından kaçan hıçkırık bozuyordu. Titreyen dislerini sıkıyordu. Jimin onu terkettiği andan beri  üşüyordu. Ayaklarını kaldiracak gücü zor buluyordu artık. Gidebileceği tek yere gelmisti. Yoongi'ye... Kapıyı hafifçe tıklattı. Birkaç dakika sonra kapı yavaşça aralandı. Gözlerini daha acamamisti Yoongi. Tek gözünü hafifçe aralamış ,kim olduğunu anlamaya çalışıyordu. Karşısında tir tir titreyen Jungkook'u görünce ne diyeceğini bilemedi. Ne uzerinde kabanı vardı, ne ayağında ayakkabısı.

-Jungkook?

Şaşkınca gözlerini açtı bu sefer. Yüzünü sivazlayip kapıyı biraz daha açtı.

-Ne işin var burada? Ne bu halin? Gir çabuk içeri.

-Jimin..

Duyduğu isimle anlamıştı zaten ne olduğunu. Kolundan tutup içeri çekti. Söminenin önünde ki mindere oturttu. Akşamdan kalmış odunları biraz düzeltip tekrar yaktı. Kosarak odasından yorganini getirip etrafına sıkıca sardı. Ayağında ki çorapları çıkartıp Jungkook'un buz gibi olan yürürken yaraladığı ayaklarına geçirdi.

-Ne bu halin? Aklımı kaçırıyorum su an. Bu halde nasil geldin buraya? Ayaklarına bak hiç mi acimadin kendine. Heryerin yara olmuş.

Jungkook boş bakışlarıyla ayaklarına baktı. Çıplak ayaklarıyla yürüdüğünü farketmemisti bile. Dizlerini kendisine çekip kollarıyla sardı, sessiz sessiz ağlamaya devam etti.Yoongi elini omzuna koydu.

-Jungkook.. Yapma,kendini bu kadar mahvetme ,birlikte her şeyi atlatırız. Söz veriyorum gececek.

Jungkook başını çevirip Yoongi'ye baktı önce. Konuşmak istiyordu ama kelimeler nasıl çıkacaktı ağzından.

-Hyung. Terk etti beni. Sevmiyormus. Nasıl? Hissediyordum sevdiğini. Nasıl sevmez beni? Hyung biz birlikte olduk. Her şey çok güzeldi. Sevgilim diyisi,gülüşü yalan değildi hyung. Tanrım. Nasıl sevmez beni?

Yoongi gerçekten şaşkındı. O da inanmıştı Jimin'in sevgisine. Hastanede ki hali gozunun önüne geliyordu. Gerçekten nasil sevmiyorum diyebilirdi.

-Hyung bana kacamayacagini şöyledi. Umurumda değilsin dedi. Benim derdim değilsin dedi. Hyung lütfen soyle ben kötü biri miyim?

Yoongi hızla başını salladı.

Nepenthe. °Jikook°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin