7. Jungwoo promised us

124 11 29
                                    

Sakin kalmaya çalışıyordum çünkü birazdan burada çıkacak olan kavgayı önleyecek olan kişi bendim.

"Ne demek Jungwoo'yu kaçırmak! Delirdiniz galiba! Hazır oraya gitmişken bir muayene olsaydınız?!"

Yuta patlamaya hazır bomba gibiydi, haklıydı da.

"Oranın nasıl bir yer olduğunu bilmeden konuşma Yuta. Deli olmayanı delirtirler orada. İlaçlarla iyice ruhsuzlaştırıyorlar insanı." Minji konuşurken sesi oldukça sakindi.

"Hadi tamam Minji ve Jeno'yu anladım. Soobin sen peki? Sen niye uydun bunlara? Hem sen ne alaka ya, oturup testini çözsene sen!"

Hepsi çardağa oturmuştu, baygın Jungwoo ise Soobin'in omzuna yaslanmış bir şekilde uyuyordu.

"Jungwoo ve benim evim karşılıklı. Jeno ve Minji okuldan sonra Jungwoo'nun evine geldiler. Jungwoo'nun yattığı hastaneyi öğrenmek istemişler. Ailesi söylemeyince   biliyorumdur diye bana sordular."

"Biliyor muydun bari?" Gözlerini ellerinden ayırmıyordu. Çekindiğinden olsa gerek göz teması kurmuyordu benimle.

"Komşulardan duymuştum ama emin değildim. O yüzden ben de onlarla gittim, niye gittim bilmiyorum."

Sessizlik olmuştu. Sonra Jeno konuşmaya başladı. "Oraya gittiğimizde Jungwoo ile görüşüp görüşemeyeceğimizi sorduk, görüşmemize izin verdiler. Yanına gittiğimizde yüzü solgundu ve kolları damar yolu açmaktan morarmış hep. Hiç okuldaki gibi neşeli değildi Seolhyun. Gözlerinden belli oluyordu nasıl mutsuz olduğu. Hem çok az doz kullanmış ki. Yani hastaneye yatmasına ne gerek vardı?"

"Buna biz karar veremeyiz Jeno. Belki durumunu kontrol altına almak için tedbir amaçlı hastaneye yatırmışlardır."

Bunlar konuşuluyorken Jungwoo hâlâ ayılmamıştı. Bunu fark eden Minji'nin gözleri dolmuştu. "Görmüyor musunuz işte, ilaçların etkisi nasıl güçlü! Bu kadar saat nasıl bunlar olurken uyumaya devam edebilir! Hem, hem o bize söz verdi. Eğer onu oradan kurtarırsak iyileşeceğine dair. Değil mi Jeno, Soobin?"

İkisi aynı anda kafa sallasa da aslında suçlu hissediyorlardı bir yandan da.

"Söz vermişmiş. Peh." Yuta ayağa kalkarken söylenmişti biraz.

Bir sağa bir sola gitti, hepimize kötü bakışlar  attı( bana neden attı bilmiyorum) , en son durdu. "Geçin içeri. Daha fazla durmayız burda, hasta oluruz."

Jeno, Soobin ve Minji ilk birbirine, sonra Jungwoo'ya baktı.

Soobin tekrar Jungwoo'yu sırtına aldığında sessizce eve girmiştik. Bu saate kadar evdekilerin uyanmaması bile büyük bir olaydı bizim için.

"Nasıl yatacağız burada Yuta?" Fısıldayarak sormuştum bunu.

"Ben de bilmiyorum ama sığmamız lazım bir şekilde. Sen ve Minji yatakta yatın, biz yerde yatalım?"

"Olur. Yorgan falan getir serelim yere."

O giderken diğerlerine planımızı söyleyecektim ki bileğimi tutup engel oldu. "Hepsini taşıyamam ben. Yardım et bana."

🌸🌸🌸

"Nerdeyim lan ben?"

Hepimiz Jungwoo'nun başında durup uyanmasını bekliyorduk.

"Hastanede olmadığın kesin."

Jungwoo yorgun bakışlarını Soobin Jeno ve Minji'de gezdirdi. "Beni gerçekten oradan kaçıracağınızı düşünmemiştim."

"Ben de seni kaçıracağımı hiç düşünmemiştim, özellikle de seni sırtımda taşıma kısmını."

"B-bu tavşan beni sırtında mı taşıdı?!"

"Teşekkür etmesi gereken yerde yaptığına bak! Okul birincisi olabilirsin ama saygı desen yok!"

Minji ve ben gülmeye başlayınca Jeno da gülerek konuşmuştu. "Cidden şuan derdimiz bu mu? Hastaneden bizzat kaçırdığımız bir hastamız var. Ne yapacağız şimdi?"

"Şimdilik burada kalabilirsin Jungwoo. Annemler sorun etmeyecektir bir süreliğine. Ondan sonrasına bakarız." Yuta'nın dediklerini onaylamıştı Jungwoo.

Ren teyze gelen misafirlere şaşırmış olsa da onları da güzel bir şekilde karşılamıştı. Yuta'nın başka arkadaşları olduğunu görmesi onu mutlu etmiş olmalıydı.

Öğlen saatinde yaptığımız kahvaltıdan sonra hepimiz evlerimize dağılmıştık.

Eve varıp kendimi yatağıma attığım zaman çantamdan telefonumun sesi geldi. Mesaj gelmiş olmalıydı. Merak etsem de kalkmaya çok üşendiğim için birkaç dakika öylece yattım.

Zorla çantamdaki telefona ulaştığımda Doyoung'dan mesaj geldiğini görmüştüm.

Dodo:
Selam Seolhyun
Bay Jung'un sınavı için hangi konulara çalışacağımızı mesaj atacaktın
Unuttum sanırım

Seolhyun:
Tamamen aklımdan çıkmış
Üzgünüm
Dün yoğum bir gün geçirdim de
Hemen atıyorum

Dodo:
Neler olduğunu anlatmak ister misin?

Seolhyun:
*Fotoğraf*
Çok önemli bir şey değil ya
Okulda anlatırım

Dodo:
Peki, nasıl istersen
Not için teşekkür ederim😊

°°°
Dodom🥺🥺

When Will You Come Back? ▪︎NAKAMOTO YUTA✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin