Sınır 100 oy ve 100 yorum.
Medayada Zayn beyin yeni şarkısı var, yine gönlümün efendisi döktürmüş🤍✨✨✨
Gözlerim etrafta gezinirken buz pistinde ardından kafenin içerisinde aradım onu. İnsanlar arasında gözlerim uzunca gezindiğinde onu bulamamıştım. Telefonumu almak için elimi cebime götürdüğümde belimde hissettiğim el ile arkamı döndüm.
"Oh... Ben de seni arıyordum." Gülümseyerek konuşup gözlerimi dudakları üzerindeki gülümseme de gezdirdim.
"Kahve içmek için uzaklaşmıştım." Eli ile arkadakı küçük masaları gösterdiğinde başımı sallayarak ellerimi arka ceplerime daldırdım. Şu an ikimiz de bir çekingenlik içerisindeydik, özellikle onun ne kadar kontrol altında haraket ettiğini söyleyebilirdim. Bir şeyleri düzeltmeye çalışıyorduk.
Uzun zamandır aramızdakı mesafeler açılırken görüşme kararı almıştım. Ona alışmıştım ve ondan kopmak hiç kolay değildi. Onu kesip atamayacağımı biliyordum, yanımda olmasına ihtiyacım vardı.
Ve onun her zaman bana karşı olan sadakatini seviyordum, aşkını bir saniye bile ellerini üzerimden geri çekmeyerek gösteriyordu.
"Seni çok mu beklettim?" Alt dudağımı mahçup bir şekilde ısırdığımda gülerek başını olumsuzca sallamıştı. "Ne kadar istersen bekletebilirsin, sadece sonunda geleceğinden emin olmam yeterli olur."
Gözlerime sabitlenen ışıltılı ela gözlerine bakarak derin bir nefes aldım. Bu şekilde konuştuğunda kalbimi nasıl avuçları arasına aldığını bilmesi gerekiyordu.
"Sarılalım mı?" Sorum ile elindeki kahveyi çöpe atarak başını olumlu anlamda salladı. Şu an her haraketinde nasıl dikkatli olduğunu görebiliyordum ama kalbinin üstüne başımı koymaya benim ihtiyacım vardı.
"Bir an hiç bana dokunmak istemediğini düşünecektim." Ona yaklaşırken söylediği şeyle gülerek yanağımı göğüsüne yaslayıp kollarımı bedeni etrafına sardım. Eli yavaşça kalkarken kolu belim etrafına sarılarak beni daha çok yakına çekmişti mümkünmüş gibi.
"Sana dokunmadan durabileceğimi gerçekten aklından geçirdin mi?" Kısık sesimle sorurken yavaşça nefesimi dudaklarım arasından verdim. Bu ihtiyacım olan bir şeydi, uzun kolları ile beraber baş döndürücü kokusu da etrafımı sarıyordu.
"Seni çözmek oldukça zor Kylie ama şimdi olman gereken yerdesin."
Bir süre sonra geri çekildiğimde elini tutarak onu arkamdan götürmeye başladım. Patenlerimizi aldığımızda elimdeki beyaz patenlerle birlikte koltuğa oturdum. Aşağı eğilerek botlarımı çıkarırken Zayn önümde diz çöktüğünde ellerimi nazikçe geri itmişti.
Dudaklarımı ıslatarak gülümseyip geriye yaslandım. Botlarımı çıkarıp patanleri giydirmeye başladığında iplerini bağlarken kafasını kaldırıp bana beyaz dişlerini sergileyerek gülümsedi.
"Teşekkür ederim, sevgilim."
"Sevgilim?" Şaşkınlıkla kaşları yukarı doğru kalkarken kısık sesi ile beni tekrar etmişti.
"Sevgilim." Onaylayarak ayağa kalktığımda etrafa tutunup buz pistinin kapısını açtım. Ona en son sevgili olmadığımızı söylemiştim ama şu an tam tersini söylüyordum. Ama aramızdakı buzlar çoktan erimişti bile ve ben eskiye dönmek için sabırsızdım.
Başımı aşağı eğip beyaz, buzdan yapılmış zemin üzerinde ayaklarımı haraket ettirmeye başladım. Yavaşça kendi etrafımda dönerken durmak için demire tutunduğum Zayn'in de içeri girdiğini gördüm. Biraz zorlukla haraket ediyordu ama en azından haraket edebiliyordu.
Ona doğru kaymaya başladığımda kafasını kaldırarak dudakları üzerindeki gülümseme ile bana baktı. "Sanırım bu konu da iyi değilim." O konuşurken onun etrafında dönmeye başlamıştım daireler çizerek.
"Ben buraya çoğu zaman geliyorum."
Durmam için elini bana uzattığında koluna girmeyi seçerek onunla birlikte buzun üzerinde ilerlemeye başlamıştım. "Kiminle geliyorsun?" Sorusu ile birlikte ona göz ucu ile bakmıştım. Bu ses tonunu tanıyordum.
"Ethan ve Rose ile." Cevabım ile birlikte çenesinin haraket ettiğini gördüm, gözlerinde o hoşnut olmadığını belirten ifadeyi yakalamıştım. "Neden Ethan her yerde?"
"Gerçekten mi? Kavgaya başlamak mı istiyorsun?" Kolunu bırakarak konuştuğumda şimdiden tüm keyfimi kaçırmayı başarmıştı. "Eğer hala o saçma düşünceler içerisindeysen ben bunun ilerleyeceğini düşünmüyorum."
Konuşmasını dinlemeden ayaklarımı haraket ettirip ondan uzaklaşmaya başladım. Ellerimle demirlere tutunup yanağımın iç kısmını ısırırken oyun bozan gibi davrandığını düşünüyordum. Kıskançlığı çok boşunaydı ve onca yaşanan şeylerden sonra hala bu düşünceler içerisinde olması açıkçası acıtıyordu.
"Özür dilerim. Bir şeyleri düzeltirken berbat etmek istemiyorum." Bir süre sonra sesini arkamda duyduğum zaman çenesini omzuma yaslamıştı. Kolları uzanarak demirin üzerindeki ellerimin üzerine dövmeli ellerini yerleştirdi.
"O kadar güzelsin ki birisinin seni benden çalacağı düşüncesi bazen aklıma geliyor, bunun hastalıklı olduğunun farkındayım." Omzumu haraket ettirip çenesini kaldırmasını sağlayarak ona doğru döndüm. Yüzündeki suçluluk ifadesine bakarak kollarımı göğüsümde birleştirdim.
"Ben istemediğim sürece kimse beni senden çalamaz."
"Biliyorum." Eli sakallarına giderken derin nefesi eşliğinde mırıldanmıştı. Başımı yana yatırarak gözlerimi yüzünde gezdirdim. "Ben de senden gitmeyeceğim, bunu istemeyeceğim. Bu yüzden beni kendine bağlamak için bu tür hamlelerde aceleci davranma."
Kaşları yavaşça çatılırken söylediğimi anlamak istercesine bakışları yüzümde gezindi. "Ne demek istiyorsun?"
"Demek istediğim..." Elimi uzatarak kot ceketinin yakalarını düzelttim. "Evlilik teklifin beni kendine bağlamak için, belki biraz geç anladım. Ama seni tanıyorum ve yaptığın şeylerin altındakı sebepleri görebiliyorum."
"Kylie..." Küçük bir isyanı ile yüzünü buruşturduğunda gözlerini devirmişti, bunu anlamam canını sıkmış gibiydi.
"Ben sana aşık olduğum için evlenmek istiyorum." Dudaklarını ıslatarak konuştuğunda söyledikleri ardından cümleleri benim tahmin ettiğim şekilde devam etmişti. "İlişkimizi kimse bilmiyor ve etraftakı herkes seni bekar sanıyor..."
Cümlesini tamamlamasına izin vermeden elimle çenesini kavrayıp dudaklarımızı birleştirerek onu susturdum. Alt dudağını öptüğümde bir anlık duraksayışı ardından bana karşılık vermeye başlamıştı. Yumuşak dudakları nazikçe haraket ederken ona karşı içimdeki özlemi bir kenara itmeye çalışarak birkaç saniye sonra ondan ayrıldım.
Eli yanağımı kavrayarak yavaşça tenimi okşamaya başladığında ona gülümsedim. "Senin dışında hiç kimse umrumda değil. Kalabalık bir odada olsak bile görebildiğim tek şey, sadece sen ve ben."
✨✨✨
Umarım bölümü sevmişsinizdir. Arayı açmadan bölüm atmak istedim. Lütfen sınırı geçmek için yorum yapın ama harf falan atmayın. Gerçekten hikaye satırları arasındakı düşüncelerinizi belirten yorumlar istiyorum.
Sizleri seviyorum🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ℳℯ𝓁𝓁𝒾𝒻𝓁𝓊ℴ𝓊𝓈 | 𝒵𝓎𝓁𝒾ℯ
Fanfiction"O, sadece küçük bir kız ve her bir parçası beni çıldırtan sanat eseri." Mellifluous*- Bal gibi tatlı demektir 𝒵𝓎𝓁𝒾ℯ