Sınır 100 oy ve 100 yorum. Özellikle yorumlanızı lütfen bol tutun. İyi okumalar♥
♥ ♥ ♥
"Durumu normal olduğuna kendimi inandırmaya çalışıyorum ama daha önce veli olarak bir sevgili gelmemişti." Rose kızarmış patatesi ağzına atarak arkasına yasladığında bunu kafama takmıyordum. Hoşuma gidiyordu benim veli toplantıma gelecek olması.
"Ama en azından yaş olarak tutuyor, babanı aratmaz."
Göz kırptığında ona orta parmağımı göstermekten çekinmedim. "Sevgilimin fotoğraflarına ne şekilde baktığını sana hatırlatmam gerekmiyor bence, huh?"
Kaşlarımı yukarı doğru kaldırıp masanın üzerindeki çantamdan telefonumu aldım saate bakmak için, birazdan gelirdi. "Zaten ateşli olduğunu inkar etmiyorum ama adamın otuz olmasına az kaldı." Son sözleri üstüne basarak söylediğinde açıkçası umrumda değildi.
"Bir klişeyi sana hatırlatmak istemezdim ama aşkta yaş önemli değildir."
Bilmişçe gülümserken onun da yüzünde gülümseme oluşmuştu. "Yani onu seviyorsun? Adam her an sana aşık olduğunu cümleleri arasına serpiştiriyor."
Utangaç bir şekilde gülümseyerek elimi çeneme yasladım. Bana konuşmalarımızda, öpücüklerimizde ve dokunuşlarımızda hep sevgisini hatırlatıyordu, bana aşık bir erkek olması daha çekici kılıyordu olayları.
"Sanırım ben de sevmeye başlıyorum ama ona daha söylemek istemiyorum, bilirsin birazcık bu konuda zor kızı oynuyorum."
Kıkırdadığında aklıma gelen şeyle alt dudağımı ısırdım. "Sana birşey söyleyeceğim üzerinden yaklaşık bir hafta geçti."
Kısık sesimle konuşarak ona doğru eğildiğimde mavi gözleri merakla parlamıştı. "Geçen gün bize geldiğinde odamda ona sakso çektim." Kısık sesimle fısıldarken gözleri irice açılmıştı. Çığlık atarak koluma vurmaya başladığında gülerek onu ittim. "Bana öğretmenimizle yaşadığım yasak aşkı hatırlattın."
Yüzümü buruşturarak biraz geri çekilip oturdum, onun yüzünden adam işinden atılmıştı.
"Nasılsınız kızlar?"
Ethan ortamıza geçerek oturduğunda gözlerim bahçedeki ağaçlardan ona doğru dönmüştü. "Flörtlerimiz hakkında konuşurken kötü olmak mümkün değil." Rose cevap verirken ona göz devirdim.
"Sen nasılsın?"
Sorumla beraber yüzünü buruşturdu. "Annem az önce müdürün odasından çıktı ve evde beni büyük bir hayatta kalma macerası bekliyor." Abartılı konuşması ile gülerek ona hafifçe sarıldım. "Ölürsen çok üzülürüm."
"Biliyorum, ben de." Onaylarken saçlarımı eli ile karıştırıp bana sarıldı. Çığlık atarak geri çekilirken belimden tutarak beni yeniden kendine çektiğinde kahkahalarımızı bölen sesle beraber dururken dağılmış saçlarımı düzeltip ela gözlerine ve çatık kaşlarına baktım. Üzerindeki kırmızı gömlek ve güneşin altın pırıltıları ona çok yakışmıştı.
"Kylie, gelecek misin?"
Onun aksine gülümserken çantamı alarak başımı salladım. Rose sevgilimi hayranlıkla keserken boğazımı temizleyip sakin adımlarımla yanına gittim. Yanına vardığım an ciddi gözleri masadan ayrılarak yürümeye başlamıştı.
"Nasılsın?"
Neşeli sesimle sorduğumda bir ağacın yanında durmuştu. "İyiyim ve sen de oldukça iyi gözüküyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ℳℯ𝓁𝓁𝒾𝒻𝓁𝓊ℴ𝓊𝓈 | 𝒵𝓎𝓁𝒾ℯ
Fanfiction"O, sadece küçük bir kız ve her bir parçası beni çıldırtan sanat eseri." Mellifluous*- Bal gibi tatlı demektir 𝒵𝓎𝓁𝒾ℯ