Sınır 100 oy ve 100 yorum. Medyadakı şarkı ile okumanızı tavsiye ederim, biterse başa sarın.
~~~
Mumları yakarak havuzun etrafına dizdiğimde birkaç adım geriye çekilerek ortaya çıkan büyüleyici tabloya baktım. Zayn'in evinin cam kapılarından birisi doğruca küçük bir havuza açılıyordu. Dışarıya adım attığında mavi havuzun içerisine düşmüş oluyordun ve sağ tarafında birkaç merdiven yükseklikte büyük bahçe koltuğu vardı. Üzerini ışıklar ve beyaz tüller ile süslemiştim, beyaz güller ve mumlar oldukça romantik gösteriyordu.
Doğum günü bu geceydi ve onun için bu sürpriz ile pasta yapmıştım. Beyaz, saten elbisem ile tüm renkler uyum içerisindeydi. Heyecanla alt dudağımı ısırıp evin ışıklarını kapadım. Havuza düşmemeye dikkat ederek koltuğa oturdum.
Şaraplar, yemekler ve pasta büyük koltuğun üzerindeydi. Arkadaşları ile kutlamaya gitmişti, ben sabah onu telefonla kutlamıştım. Burada olduğumu bilmiyordu ve ben gelip görmesi için oldukça sabırsızdım.
Bacağımın birisini uzatarak parmak uçlarımı hafifçe suyun yüzeyinde gezdirerek uçları suya batmış tül ile oynadım. Dakikalar zor geçerken onun sonunda arabasının sesini duymak başımı havuzdan kaldırmıştı.
Heyecenla nefes alıp ayağa kalkarak merdiven üzerinde durdum. Onu diğer camdan arabasından inerken görebiliyordum, etrafın karanlık olması yüz ifadesini değiştirmiş gibiydi. Evin kapısına ilerlerken benim tarafımdan gelen ışığı görmesi ile duraklayarak arkasını döndü.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yüzümde oluşan heyecanla gülümseme ile elimi yukarı kaldırıp ona salladım, dudakları yukarı doğru kıvrılmıştı. Gülerek dudaklarımı biri birine bastırdığımda anahtarını çıkararak yeniden evin kapısına yürüdü.
Kapının açılma sesi ile karanlık salonda ayak sesleri yükselmeye başlamıştı, ışığı takip ederek önümde durduğunda yüzündeki şaşkın gülümseme ile etrafı incelemeye başladı.
"Bu gece seni yalnız bırakacağımı mı sandın?"
Kaşlarımı yukarı kaldırıp gülümserken gözleri yüzümü buldu. "En az benim kadar romantik bir sevgilim varmış." Merdivene adım attığında geriye giderek koltuk üzerine oturdum. "Sen ve burası peri masalı gibi gözüküyor." Yanıma oturarak konuştuğunda yüzü yüzüme yaklaşarak dudaklarıma zarif temasını bırakmıştı.
Öpücüğü ile gülümseyerek "Doğum günü hediyem. Doğum günün kutlu olsun." dedim ona sarılırken. Kolları ince belimi sararak yanağımı öptüğünde sıcak nefesinin bedenime etkisi nefesimi kesiyordu. "Otuz yaşında olan sevgilinin doğum gününü kutluyorsun, teşekkür ederim." Alaycı sesi ile gülümserken geri çekildim.
"Olgun adamlardan hoşlanıyorum, senin gibi olanlardan"
Elimi tutup üzerine öpücük bırakırken onun gibi ben de elini tutup öptüm. "Vişneli ve çikolatalı mı? En sevdiğim." Gözleri pastaya giderken konuştuğunda başımı salladım. "Şimdi gözlerini kapatıp dilek tuttuktan sonra mumları söndürüyorsun."
